You mentioned that traduction Turc
1,226 traduction parallèle
You mentioned that.
Bundan bahsetmiştin.
You mentioned that.
Bunu söylemiştin.
You... you mentioned that.
Bahsetmiştin.
- You mentioned that in class.
- Bundan seminerde bahsetmiştiniz.
Yeah, you mentioned that.
Evet. Bundan söz etmiştin.
You mentioned that you saw a crash.
- Bir kaza gördüğünüzden bahsettiniz.
Yeah, you mentioned that.
Evet, söylemiştin.
Right. You mentioned that a couple of times when I filled out the application.
Başvuru formunu doldururken bunu birkaç kez tekrarlamıştınız.
After you mentioned that you were familiar with the Cabal, I decided to speak with our intelligence agency.
Cabal'a aşina olduğunuzu öğrendikten sonra, haberalma servisimizi aramaya karar verdim.
Yeah, you mentioned that.
- Evet, söylemiştin.
When you mentioned that you'd grown up there, it seemed like a remarkable coincidence.
Siz orada büyüdüğünüzden bahsedince, bu sıradan bir rastlantı gibi görünmedi.
Rach? That sketch you mentioned? Might it have looked a little like this?
Rachel, dediğin küçük resim böyle bir şey miydi?
She--she mentioned that you didn't have a best man.
Sağdıcın olmadığından bahsetti ve ben de : "Nasıl yani?" dedim.
I know you and I talk a lot and that I've never mentioned her.
- Biliyorum. Sen ve ben çok sohbet ediyoruz ama O'ndan hiç bahsetmedim.
In the coffee shop, you mentioned a panic attack that led to an auto accident.
Kafede, trafik kazasına sebep olan bir sinir krizinden bahsetmiştin.
Well, you should've mentioned that on your application.
Bunu başvuru yaparken belirtmeliydin.
What you wanna do here is fly in under my radar... so that if I never see you and Laurie together... or hear your name mentioned in the same breath, I might just forget that you even exist.
Burada yapmak istediğin şey, benim radarıma girmek. Eğer sen ve Laurie'i bir arada görmez ve aynı zamanda adının geçtiğini duymazsam, varlığını bile unutabilirim.
What you don't know is that he mentioned you at the embassy.
Elçiliğe geldiğinde sizden bahsetmişti.
You know, that section that they mentioned, that they couldn't maintain any more?
Bahsettikleri bir kısım var. Artık bakamıyorlar.
Phoebe, by the way, you never mentioned where you got that premonition from.
Phoebe, bu arada bize öngörünün nereden geldiğinden hiç bahsetmedin.
Isn't that something you would have normally mentioned earlier?
Daha önceden bahsettiğin bir şey değil mi?
You had mentioned to me that you'd never seen one of his films- -
Onun filmlerini hiç seyretmediğini söylemiştin ya.
Or mentioned the fact that I do actually think that one day you will make a girl very happy.
Ya da bir gün bir kızı gerçekten.. ... mutlu edeceğine inandığımı.
Uh, if I may... you mentioned, Father Hubley, that I was not included in that book, and that is a very astute observation.
İzninizle. Peder Hubley, benim kitapta olmadığımı söylediniz ve bu çok zekice bir gözlem.
Although, you know, Avery mentioned that it rains less in Seattle than it does here in New York, which is good.
Ama Avery Seattle'da New York'tan daha az yağmur yağdığını söyledi, ki bu iyi bir haber.
You know, Noel mentioned that job thing again in Seattle.
Noel Seattle'daki işten tekrar bahsetti.
She's nice, and she mentioned that she adored the way you arranged the sponges.
Çok kibar biri, ayrıca süngerleri dizme şekline hayran kaldığını söyledi.
And she mentioned earlier that you didn't make her, you know, gag.
Eva onun öncesinde bana onunla konuştuğunu söyledi.
You never mentioned that in your testimony.
Mesela çocuğun yetiştirilmesi.
Listen, last time... she mentioned that maybe you would come into my therapy.
Dinle, geçen sefer belki senin de terapime gelmenin iyi olacağından söz etti.
That simulation of Commander Chakotay mentioned that the two of you were having an argument.
Kumandan Chakotay'ın simülasyonu ikinizin tartıştığından bahsetmişti.
That would be the ridiculous mission you just mentioned.
Az önce bahsettiğin saçma görev.
I uh, mentioned to you in the spring that I'd been approached by the World Bank, but I thought if you were going to nominate me, you would have said something yourself.
SANIRIM SANA SÖYLEMİŞTİRLER BANA KİMSE BİRŞEY SÖYLEMEDİ BAŞKAN SİZE BAHSETTİM BAHARDA AMA...
Is there anything that might have happened... just before that accident that you haven't mentioned?
Başka bir şey olmuş olamaz mı... hemen kazadan önce hatırlayamadığınız?
The moment Algy mentioned to me that he had a friend called Ernest, I knew I was destined to love you.
Algy'nin bana Ernest adında bir arkadaşı olduğundan bahsettiği ilk andan itibaren, sizi sevmenin kaderim olduğunu biliyordum.
Anyway, now that you've mentioned work and seeing as I bullied you to come here to celebrate...
Herneyse, şimdi işten söz ediyorsun... ve görünüşe göre seni buraya zorla kutlama yapmaya getirdim...
You never mentioned that in your letters.
Bundan mektuplarda bahsetmemiştin.
And that whole thing you mentioned... I agree with you- - about me being in it.
Ve değindiğin şeyler... sana katılıyorum...
Hey, Great mentioned that you're on a trip today, huh?
Hey, Büyük dedi ki, bugün bir gezin varmış, öyle mi?
Hey, let's try looking at that "Seaview Hills Park" you mentioned.
Hey, hadi şu dediğin "Seaview Hills Park" tarafına gidip bir bakalım.
Mr. weiss mentioned that you were suspicious about Sydney Bristow.
Bay Weiss, Sydney Bristow'dan şüphelendiğini söyledi.
You see that? You see how he reacted when you mentioned Webs? Cool as Cool Whip.
Webs'den bahsettiğinde nasıl tepki verdiğini gördün mü?
You never mentioned that before.
- Bunu daha önce söylememiştin.
You'd think that Vulcan database might've mentioned these people were fighting a civil war.
Sence de Vulcan veri tabanı bu halkın iç savaşta olduğundan bahsetmesi gerekmezmiydi?
You know that prince that you mentioned?
Şu bahsettiğin prensi biliyor musun?
Noel mentioned that you might need help working on a model.
Üzerinde çalıştığın model için Noel yardıma... -... ihtiyacın olabileceğini söylemişti.
Emily mentioned that you were coming from another function?
Emily başka bir yemekten geldiğinizi söylemişti?
You never mentioned that you'd be stepping away to a federal bench.
Federal yargıçlığa'ya yükseleceğinden hiç bahsetmedin.
Why should I give that up when you never even once mentioned that you have offspring?
Sen bana oğlun olduğunu bir kez bile söylememişken, bunu sana neden anlatayım?
Yes, Lionel had mentioned that he'd exiled you here.
Lionel seni buraya sürdüğünü söyledi.
They mentioned in passing that you were doing the county book in Youngstown.
Laf arasında senin Youngstown eyaletinin konuğu olduğunu söylediler.
you mentioned 23
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that's my best friend 28
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that's my best friend 28
that'll be it 25
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that doesn't seem fair 27
that's my baby 48
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that doesn't seem fair 27
that's my baby 48
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54