You shouldn't have done it traduction Turc
123 traduction parallèle
You shouldn't have done it.
Yapmamalıydın.
Joey, you shouldn't have done it.
Joey, bunu yapmamlıydın.
You shouldn't have done it!
Yapmamalıydın!
You shouldn't have done it!
Hiç gerek yoktu!
- You shouldn't have done it, Pete.
- Ona su içirmelisin, Pete.
You shouldn't have done it.
Büyük hata etmişsin tatlım.
You shouldn't have done it.
Bunu yapmamalıydın.
- You shouldn't have done it.
- Yapmamalıydın.
You shouldn't have done it!
Bu şekilde hareket edemezsiniz!
Norma, you shouldn't have done it.
Norma, bunu yapmamalıydın.
You shouldn ´ t have done it.
Bunu yapmamalıydın.
You shouldn't have done it, you're tired.
Bunu yapmamalıydın. Yorulmuşsun.
You shouldn't have done it!
Bunu yapmamalıydın.
You shouldn't have done it, Orville. I shouldn't?
Bunu yapmamalıydın, Orville.
You shouldn't have done it.
Bunu yapmayacaktın.
Oh, you shouldn't have done it.
Hiç gereği yoktu.
- You shouldn't have done it so long.
- Tamam.
If you thought it wasn't safe to go off course in this muck you shouldn't have done it.
Bu kötü havada rotadan çıkmanın güvenli olmadığını düşündüysen o zaman yapmayacaktın.
You really shouldn't have done it.
Bunu gerçekten yapmamalıydınız.
You still shouldn't have done it.
Bunu yapmamalıydın.
Thank you dear colleagues, you have said many a kind word, but... you shouldn't have done it.
Teşekkürler sevgili meslektaşlarım, birçok güzel şey söylediniz ama bunu yapmamalıydınız.
You shouldn't have asked, you should have just done it!
- Sormamalıydın, sormadan yapmalıydın!
- You shouldn't have done it.
- Yapmamalıydın. - Neyi?
You shouldn't have done it!
Zorlamayacaktım...
I guess I really shouldn't have done it, but I'll tell you something.
Öyle yapmamam gerekirdi ama size bir şey söyleyeyim.
You shouldn't have done it.
Yapmamalıydın o zaman.
If you think we shouldn't have done it... then you should also think that human nature is bad.
Eğer bunu yapmamamız gerektiğini düşünüyorsan... insan doğasının kötü olduğunu da hesaba katmalısın.
- You shouldn't have done it.
- Anne yapmamalıydın.
Maybe you shouldn't have done it.
Belki de böyle yapmamalıydın.
- You shouldn't have done it.
- Bunu yapmamalıydın, Albert. - Buna değmezdi.
But you still shouldn't have done it Charlie.
Ama yine de bunu yapmaman lazımdı, Charlie.
I'm sorry. It's... You know, I shouldn't have done this.
Üzgünüm, bilirsin bunu yapmamalıydım.
If you have a permanent done right, it shouldn't itch you at all!
Eğer kalıcı bir tane yaptırırsan o seni asla kaşındırmaz.
- And is it true, then... as a good father, you would want to protect them from something they shouldn't have done?
İyi bir baba olarak onları yapmamaları gereken bir şeyin... sonuçlarından korumaya çalışır mısınız?
- Maybe you shouldn't have done it.
- Belki de yapmamalıydın.
Damn it, Stan, you shouldn't have done that!
Bunu yapmamalıydın!
- You shouldn't have done that, I know what it meant to you.
Senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum.
You shouldn't have done it, Martouf.
Bunu yapmamalıydın, Martouf.
You shouldn't have done it.
Bunu yapmamalıydınız.
I shouldn't have done it with none of you.
Bunu ikinizle de yapmamalıydım.
Then you shouldn't have done it to begin with!
O zaman bununla başlamamalıydın!
I told you, Ted. Shouldn't have done it.
Sana açmamanı söylemişlerdi Ted, öyle değil mi?
I'm late, but you shouldn't have done it all by yourself.
Geç kaldım, ama hepsini tek başına yapmak zorunda değildin.
- When you said, "I already added pepper." My perception was that you were irritated with me for not knowing that and that you were angry with me, that I shouldn't have done it.
- "Biber koydum zaten" dediğinde koyduğunu bilmediğim için bana sinirlendiğin hissine kapıldım.
I mean, if you really wanted to be... with women, I mean... shouldn't you have done it when you were in college... like everyone else?
Hep isteseydin birlikte... kadınlarla olmayı... bunu lisedeyken yapman gerekmez miydi... herkes gibi?
You shouldn't have done it, mama.
- Bunu yapmamalıydın anne.
You're right. I shouldn't have done it.
Haklısın. Bunu yapmamalıydım.
You shouldn't have done it.
- Gitmemeliydin.
You shouldn't have done it!
Bunu yapmamalıydın!
You shouldn't have done it.
O yaptığını yapmamalıydın.
You shouldn't have done it if you considered me your friend.
Beni, dostunu düşünmeden bunu nasıl yapabildin?