You want to know the truth traduction Turc
438 traduction parallèle
You want to know the truth, Paula?
Gerçeği bilmek ister misin Paula?
If you want to know the truth, look me in the eyes.
Gerçeği bilmek istiyorsan gözlerimin içine bak.
You want to know the truth, don't you?
Gerçeği bilmek istiyorsun, değil mi?
You want to know the truth?
Gerçeği mi bilmek istiyorsun?
If you want to know the truth, Ma, I didn't quit.
Gerçeği bilmek isterse, anne, ben terk etmedim.
You want to know the truth?
Gerçeği söylememi ister misin?
If you want to know the truth, I am happy.
Gerçeği bilmek istiyorsan... Mutluyum.
If you want to know the truth, it was an experiment.
Gerçeği merak ediyorsan, bu bir deneydi.
You want to know the truth, don't you?
Gerçeği öğrenmek istiyorsun, değil mi?
You want to know the truth?
Gerçeği bilmek ister misin?
We weren't quite ready for you, if you want to know the truth.
Doğrusunu söylemek gerekirse senin için pek hazırlanamadık.
If you want to know the truth, I've always envied Ottavio!
Eğer gerçeği bilmek istersen, Ottavio'ya daima gıpta ettim!
Well, if you want to know the truth... we had no choice but to come to Mortville.
Bak, gerçeği duymak istersen... Bizim Ölüşehir'e gelmekten başka şansımız kalmamıştı.
Most of my stuff hasn't been that great, if you want to know the truth.
Gerçeği bilmek istersen, harika işler yaptığımı söyleyemem.
Do you want to know the truth?
Gerçeği bilmek ister misin?
Do you want to know the truth, Mr Corrigan?
Gerçeği bilmek ister misin? Bay Corrigan.
Do you want to know the truth?
Gerçeği bilmek istiyor musun?
It's pointless me breathing in and out if you want to know the truth.
Aslına bakarsan Benim hayatta olmam bile anlamsız.
PROBABLY FROM EXERCISING TOO MUCH, IF YOU WANT TO KNOW THE TRUTH.
Doğrusunu isterseniz, herhalde çok spor yapmaktan oluyor.
If you want to know the truth, I was... I loved you.
Gerçek şu ki seni seviyordum.
You want to know the truth? We were scared to hell.
Doğrusunu söylemek gerekirse korkudan ölecektik.
Mike, you want to know the truth, right?
Gerçeği bilmek istiyorsun, değil mi Mike?
You want to know the truth? Fine.
Gerçeği mı öğrenmek istiyorsunuz?
Tell them you want to know the truth.
Onlara gerçeği bilmek istediğini söyle.
If you want to know the truth... he stole her from Samuel before the war.
İşin gerçeği, onu Samuel'den savaştan önce çalmıştı.
- You want to know the truth?
- Gerçeği bilmek mi istiyorsun?
If you want to know the truth, man, I'd give anything to have Christine back.
Gerçeği bilmek istersen, Christine'in geri dönmesi için her şeyi verirdim.
You want to know the truth?
Gerçeği bilmek istiyor musun?
- Do you really want to know the truth?
- Aslını ister misiniz?
You know that people don't want to see the stark face of truth.
Biliyorsun insanlar hakikatin acı yüzünü görmekten kaçınıyorlar.
He doesn't want you to know the truth :
Gerçeği öğrenmenizi istemiyor.
I want the truth. What did that Claypoole woman do to make you kiss her? Oh, you know, Holly.
Cennette olmama izin ver burada dünyada seninle
I don't want anyone to know the truth but you and my lawyer.
Sen ve avukatımdan başkası gerçeği bilsin istemiyorum.
You don't want everyone to know the truth.
Cümle alemin neler olup bittiğini bimesini hiç istemezsin.
I didn't want to tell you this, but you have to know the truth.
Bunu sana söylemek istemezdim ama, gerçeği öğrenmen gerek.
You want to know the sentimental, disgusting truth?
Duygusal, tiksindirici gerçeği duymak ister misin?
You don't want to know the truth about your father
Baban hakkındaki gerçeği öğrenmek istemiyorsun.
She went crazy, if you want to know the damn truth of it.
Aslına bakarsan, kadın kafayı yedi.
I want you to know the truth.
Gerçeği bilmeni istiyorum.
You might just want to know the truth.
Sırf gerçeği bilmeyi isteyebilirsiniz.
What do you want to know? The truth?
Ne bilmek istiyorsun?
Tell me the truth, why do you want to know it?
Bana gerçeği söyle, neden bunu bilmek istiyorsun?
Did you really abandon Aziz and flee? I want to know the truth. Did you really abandon Aziz and flee?
- Gerçeği bilmek istiyorum.
Do you want to know all the truth?
Bütün gerçekleri bilmek mi istiyorsun?
You know the truth, you just don't want to admit it.
Gerçeği sen de biliyorsun, ama kabul etmek istemiyorsun.
I want you to know the truth about your mother.
Annen hakkındaki gerçeği bilmeni istiyorum.
If you want to know the honest truth, it's Stephen Carter I feel sorry for.
Dürüst olmak gerekirse ben asıl Stephen Carter'a üzülüyorum.
I just want to know the truth. Anthony, if you want to do what's right for the squad...
Gerçeği bilmek istiyorum.
Well, Hyacinth Macaws... if you want to know the absolute truth.
Pekâlâ, sümbül papağanları eğer gerçeği bilmek istiyorsan.
You really want to know the truth?
Gerçeği bilmek ister misin?
You want to know what the fucking truth is?
Doğrusu ne biliyor musun?