You wanted to see us traduction Turc
116 traduction parallèle
You wanted to see us?
Bizi mi görmek istediniz?
- You wanted to see us.
- Bizi görmek istemiştin.
What was it you wanted to see us about?
Bizi hangi konuda görmek istiyordunuz?
You wanted to see us humiliated... on our hands and knees crying!
Aşağılanmamızı istediniz! Dizlerimizin üstünde ağlamamızı!
You wanted to see us, sir?
Bizi mi görmek istediniz efendim?
Colonel Carbury said you wanted to see us.
Bizi görmek istiyormuşsunuz.
Geordi said you wanted to see us.
Geordi bizi görmek istediğini söyledi.
Commander, you wanted to see us?
Yarbay, bizi mi görmek istediniz?
Commander, you wanted to see us?
Yarbay, bizi görmek mi istediniz?
You wanted to see us, Captain?
Bizi görmek mi istediniz, Kaptan?
So, Sean, you wanted to see us, and we wanted to see you.
Sen bizi görmek istedin. Biz de seni.
You wanted to see us?
Bizi mi görmek istedin?
You wanted to see us?
Bize bir şey mi söyleyecektin?
Hey, Howard. You wanted to see us?
Bizi mi görmek istedin Howard?
You wanted to see us?
İtiraz ediyorum!
- You wanted to see us?
- Bizi mi görmek istedin?
Hey, you wanted to see us?
Bizimle görüşmek mi istedin?
Said downstairs you wanted to see us.
Aşağıdan bizi görmek istediğini söylediler.
General, you wanted to see us.
General, bizi görmek istemişsiniz.
You wanted to see us?
Bizi görmek mi istediniz?
These theatrics why you wanted to see us?
Gösteri bir yana, bizi neden çağırdınız?
Carl and I are pleased that you wanted to see us.
Carl ve ben. Bizi görmek istemenizden dolayı çok memnun olduk.
Hey, you wanted to see us?
- Bizi mi görmek istedin?
- You wanted to see us, chief?
- Bizi mi görmek istediniz, şef?
- You wanted to see us, doc?
- Bizi mi görmek istedin Doktor?
Adam, you wanted to see us?
Adam, bizi mi görmek istedin?
- Mr. Woolsey. You wanted to see us?
Bay Woolsey, bizi görmek istemişsiniz.
He's aiming to come down pretty soon. That's what he wanted us to see you about.
İnmeyi düşündüğünden, seni görmemizi istedi.
You see, Inspector, he wanted us to find women for him who enjoyed, well... certain peculiarities.
Müfettiş, bazı özellikleriyle memnun edecek bir kadın arıyordu.
You wanted him to follow us, so that he could see that the Uthat wasn't at the cave site.
Onun bizi takip etmesini istedin, bu sayede... Uthat'ın mağarada olmadığını kendi gözleriyle görecekti.
You wanted her to see us together?
İkimizi birlikte görmesini mi isterdin?
I'll let you come back to Spain with us, like you wanted, and, yeah, I can see my way clear to throwing you, mmm, ten per cent?
Dilediğin gibi bizimle İspanya'ya gelmene izin veririm. Herhalde sana yüzde 10 önermemin hiçbir mahsuru yok.
I told you I wanted to see it since second grade when Mrs. beechner told us about it.
İkinci sınıftayken Bayan Beechner bize ondan bahsettiğinden beri görmek istediğimi sana söylemiştim.
You wanted us to be so blinded by hate that we couldn't see what you were really up to.
Biz gerçekten kadar ne göremiyordu ki Bize çok nefret tarafından kör olmak istedim.
She wanted us to see how you were doing.
Nasıl olduğuna bakmamızı istedi.
I just wanted to wait and see what you wanted us to do about it.
Ne yapmamızı istiyorsun diye sormak için bekledim.
No, you see... I wanted us to talk.
Hayır, aslında... seninle bir şey konuşmak istiyordum.
My friend - she rented the coolest car from you guys, and some of us were going up to see the Staind show, and I wanted to find out what it was so that I could rent one for us to road-trip.
Bir arkadaşım sizden şimdiye kadar gördüğüm en muhteşem arabayı kiralamış biz de birkaç arkadaş Staind Şov'u izlemeye gideceğiz. Hangi araba olduğunu öğrenmek istedim ki, biz de onu kiralayalım.
You see, he wanted us to understand our commitment, to be grown-up about it.
Verdiğimiz sözü anlamamızı ve onu geliştirmemizi istiyor.
We wanted to see you, and God knows you never call us anymore.
Sadece seni görmek istedik. Bizi hiç aramıyorsun artık.
Well, I just wanted to see if you want to go with us over to, you know, talk to that kid.
Şu çocukla konuşmak için, bizimle gelmek ister misin diye sormaya geldim.
I wanted to see you fight - just once-for us.
Seninde çabalamanı istiyorum, Bizim için sadece bir kere.
I guess I scared your mama away, too...'cause she haven't called me since. Didn't you at least want to see us? Of course, I wanted to see you guys.
Kapının çalınışını duyduğumda, hissetmiştim.
Like how they, um, how they thought that there were other dimensions, you know, other- - other worlds all around us, and how they wanted to try and make, um, a window- - you know, so they could look through and see what's on the other side.
Başka boyutların da var olduğunu düşündüklerini duyduk, yani, etrafımızdaki başka... başka dünyaların, ve bir pencere açmak istediklerini duyduk,... anladınız işte, diğer tarafta neler olduğuna bir göz atmak için.
You see, the killer wanted us to believe that the death of Mickey Gorman came after the death of Tilly Rice, and, of course, in strict chronological sense it did.
Katil, Mickey Gorman'ın, Tilly Rice'dan sonra öldürüldüğünü düşünmemizi istiyordu. Kronolojik anlamda tabii ki öyle olmuştu.
We got a blizzard here, and I can't find these people, and we wanted to see if there's some way you could help us locate them.
Yerlerini belirleyebilmek için yardım edebilirmisiniz, onu öğrenmek istiyorum.
Came to see if you wanted to join us for fairytale theater.
Bizimle peri tiyatrosuna gitmek ister misin diye sormaya geldik.
He just wanted to see what you had on us before I talked to you.
Sizinle konuşmadan önce elinizde bize karşı ne olduğunu görmek istedi.
Well, I wanted you to so it's not awkward - between us when we see each other. - That's cool.
Yarın birbirimizi gördüğümüzde işler garipleşmesin diye bilmeni istedim.
And I wouldn't blame you if you walked out of here and never wanted to see us again.
Eğer şimdi gidip bir daha bizi görmek istemezseniz bunu anlayışla karşılarız.
Oh, well, you know, I wanted to see Violet, and this gives us a chance to hang out.
Violet'ı görmek istedim ve seninle görüşmemiz için iyi bir fırsattı.