You won't need it traduction Turc
234 traduction parallèle
Guys. There's something I need to tell you. And it won't be easy.
Millet, size söylemem gereken bir şey var ve kolay olmayacak.
Won't you need it?
Senin ihtiyacın yok mu?
- Maybe you won't need it.
- Belki gerekmeyebilir.
But they won't need it if they can get you back into Germany.
Fakat seni Almanya'ya geri götürseler, ona ihtiyaçları olmaz.
You won't need it.
Ona ihtiyacın olmayacak.
I say, hope you won't need it.
Umarım buna ihtiyacın olmaz.
You need to get a cover for it so it won't get wet
Üstüne bir örtü al, ıslanmasın.
You need cold iron. Bullets won't hurt it. You need cold iron.
Soğuk demir lazım sana.
Maybe you won't need it.
- Belki gerek kalmaz.
Thanks, all of you, but I won't need it.
Teşekkürler, hepinize, Ama ihtiyacım yok.
You won't need this map till you get there cos you can see it from the hill.
Bu haritaya gerek yok, oradaki marulu bile görebilirsin.
You won't need it.
İhtiyacın olmayacak.
She won't ask you, but she might need it.
O istemez ama, gerekebilir.
I'd like you to be there, Mr. Deneen to see that I won't need a casket to go with it.
Orada olmanızı dilerim Bay Deneen Bunları yaparken yaşamımı tehlikeye attığımı Görmeniz için.
I'm gonna fix it so you won't need that thing to fly in.
Sana uyuşturucu bulacağım, böylece uçmak için o şeye ihtiyacın kalmayacak.
If we don't figure a way on how to get down from here, you won't need any food, because you're gonna have no place to put it.
Aşağı inmenin bir yolunu bulamazsak, zaten yiyeceğe ihtiyacın kalmayacak, çünkü yemeği indireceğin bir miden olmayacak.
It looks like I won't need to pay you that five ryo.
Görünüşe bakılırsa sana onu ödemem gerekmeyecek.
You won't need it, but I'll understand.
Ona ihtiyacın olmayacak, ama sen bilirsin.
I'm here to help my fellow man when he's in need of information, but are you sure you won't regret it?
Bilmek isteyen herkesin emrindeyiz. Fakat sonradan pişman olacağınız bir işe kalkışmayasınız?
3000 is a big sum We'll need to arrange it won't do any of us good if you wait here We'll meet you somewhere and pay you there
3000 çok fazla bunu efendimizle konuşmalıyız şimdilik burda beklemeyin ödeme yapacağımız zaman sizinle buluşuruz tamam mı?
You won't need it to beam up.
Işınlanmana gerek yok.
I won't wish you luck because you won't need it.
Sana şans dilemeyeceğim çünkü buna ihtiyacın yok.
It'll happen, don't worry. You won't need to do anything to make it happen. You can prevent it, sure.
Olacak, mera etme, bunun gerçekleşmesi için başka bir şey yapmana gerek yok, engelleyebilirsin, kesinlikle, kırabilirsin, istediğin her boku yiyebilirsin ama..
You won't need to wash it this time!
Teşekkür etmene gerek yok.
- You won't need it.
- İhtiyacın olmayacak.
Maybe you won't need it.
Buna ihtiyacınız olmayabilir.
You won't need it, you're among friends
Ona ihtiyacın yok, dostlar arasındasın
- You won't need it anymore.
- Ona ihtiyacın olmayacak artık.
You won't need it.
Buna ihtiyacın olmayacak.
Besides, you won't need it anymore.
Zaten bir daha sana lâzım olmayacak.
But you won't need it now that you know what's in it.
Ama ona şu anda ihtiyacın yok, içinde ne olduğunu biliyorsun.
Into the fire, you won't need it again.
Ateşe at, artık ona ihtiyacın olmayacak.
You won't need men to do it.
İnsanlara ihtiyacınız kalmayacak.
I still won't be sitting here with you, because I have something at home that doesn't care what I look like, accepts me for what I am, and is always there when I need it... my couch.
Çünkü evde dış görünüşüme aldırmayan bir şey var. Beni olduğum gibi kabul eden ve her ihtiyacım olduğunda orada olan bir şey var. Kanepem.
I'll help you carry on for it won't be long till i'm gonna need somebody to lean on you just call on me, brother when you need a hand we all need somebody to lean on i just might have a problem?
Güçlü değilken, senin dostunken Ayakta kalmana yardım edeceğim Çünkü benim için de Güvenebileceğim birine İhtiyaç duymam çok yakın Beni çağır yeter kardeşim
- You won't need it again.
- Gitmemiz gereken yere.
You need to show them that the philosophy you're teaching is capable of broadening their own, and won't replace it.
Anlattıklarınızın, onların düşüncelerinin yerine geçmeyeceğini bilakis düşüncelerini geliştireceğini göstermeniz gerek.
No, Richard, you see, you really need it and I won't have that.
Hayır, Richard, biliyorsun, buna ihtiyacın var ve bunu yapamam.
If you need to take it back, I won't be offended.
Eğer iade etmek istersen, darılmam.
What we need you to do is go over the footage taken after the bombings and see if anyone appears at more than one. It won't be easy.
Yapmanızı istediğimiz şey, olay sonrası görüntülerini inceleyerek aynı şahsın birden fazla olay mahallinde olup olmadığını tespit etmek.
- You know, we don't need... The problem of projecting the role because it's a film, so we won't have the need for the actor to project.
Evet, ama bu bir film olduğu için oyuncunun sesini salonda duyurması derdimiz yok bizim.
You won't need it.
İhtiyacınız olmayacak.
That's exactly what I need to know, you see, so it won't come back to haunt our case later on.
Bunu öğrendiğim iyi oldu... sonra başımıza bela olamaz.
You won't need it.
Bence ona pek ihtiyacın olmayacak.
You need all three or it won't work.
Üçünü de almalısınız yoksa çalışmaz.
I'd say good luck but you won't need it.
Bol şans dilemek isterdim ama lazım olacağını sanmıyorum.
I won't take it personally, and you won't need to keep things bottled up inside anymore.
Bütün bunları kişisel olarak almayacağım, ve sizde bu sayede, öfkenizi içinizde biriktirmek zorunda kalmayacaksınız.
You keep it, I won't need it anymore
Sende kalsın, artık ihtiyacım yok.
I won't bore you with the details, but there's a litany one has to recite in Aramaic, and it's very specific, so I need details about your experience of defeating Acathla and Angel.
Seni ayrıntılarla sıkmak istemem ama Arami dilinde okunması gereken uzun bir metin var. Acathla'yı ve Angel'ı yenerken yaptığın her şeyi öğrenmem gerek.
You need all three or it won't work.
Üçü de bir arada olmazsa hiç bir işe yaramaz.
You won't need it tonight.
Bu gece buna ihtiyacınız olmayacak.
you won't be alone 42
you won't believe it 101
you won't get away with it 31
you won't regret it 135
you won't get it 34
you won't understand 27
you won't see me again 20
you won't be disappointed 56
you won't say anything 21
you won't do it 38
you won't believe it 101
you won't get away with it 31
you won't regret it 135
you won't get it 34
you won't understand 27
you won't see me again 20
you won't be disappointed 56
you won't say anything 21
you won't do it 38