You won't say anything traduction Turc
304 traduction parallèle
- lf you go, you won't have to say anything.
- Giderseniz, bir şey söylemeniz gerekmez.
- I won't say anything if you don't.
- Kimseye söylemezseniz ben de söylemem.
- You can say anything you like about me... but I won't hear one word against Juan — not a word.
- Bana istediğini diyebilirsin... ama Juan'a tek kelime bile etmiyorsun - tek kelime bile.
Promise you won't say anything?
Söz ver, herhangi bir şey söylemeyeceksin?
You know I didn't say anything when the cattle was stolen... and I didn't say anything about that horse deal in Sage... but your absence last night is something I won't put up with.
Biliyorsun sığır çalınırken birşey demedim... Sage deki at işinde de birşey demedim..... ama dün akşamki kayboluşuna hoşgörü gösteremem.
You won't have to say anything.
Bir şey söylemeniz gerekmiyor.
Indeed, I won't say anything just because of you.
- Ne yaptım ben?
Martha will tell you I won't say anything.
İstersen Martha'ya sor, ben bir şey söylemem.
And I hope you won't say anything to Joyce.
Doktor... Umarım Joyce'a hiçbir şey söylemezsiniz.
No, I won't say anything if you don't want me to.
Hayır, istemezseniz hiçbir şey söylemem.
Promise you won't say anything important till I get back.
Ben gelene kadar önemli bir şey konuşmayacağına söz veriniz.
I won't say anything against you and the others but I can't stand you, I'm darned if I can.
Senin veya diğerlerine karşı birşey söyleyemem ama... çekilmezsin, seni çekiyorsam lanetleneyim.
Good. I won't say anything, if you don't want me to.
Madem istemiyorsun, bir şey söylemem.
Chief, how can I help if you won't say anything?
Patron, bir şey söylemeyeceksen, nasıl yardım edebilirim?
I won't say anything, you're a man now just don't do anything foolish.
Ne? Birşey demiyorum, artık koca adamsın.
And you won't say anything, will you?
Bir şey söylemeyeceksin de değil mi?
If you should say anything else, I won't be able to help you.
Başka bir şey söylersen sana yardım edemem.
You won't say anything to dad, right?
- Babama hiç birşey söyleme olurmu?
You won't say anything about me bringing her down here, will you?
Onu buraya getirdiğimi kimseye söylemeyeceksin, değil mi?
Won't you say anything back to me?
Karşılığında bana bir şey demeyecek misin?
Do anything you like, I won't say a word... but stay!
Ne istersen yap, çıt çıkarmayacağım... ama gitme, gitme!
If you're my friend, you won't say anything, OK?
Dostumsan kimseye bir şey söyleme, olur mu?
Don't worry, I didn't say anything about Olcha and I won't say anything about you
Endişelenme, Olcha hakkında hiçbir şey söylemedim senin hakkında da hiçbir şey söylemem.
I feel sorry for you. I won't say anything.
Senin için üzülüyorum,... onlara bir şey anlatmayacağım.
You give up on killing us and we won't say anything about your killing...
Bizi öldürmekten vazgeç biz de senin o adamı öldürmenden kimseye...
Oh, I trust you won't say anything to hurt me.
Umarım bana zarar verecek bir şey yapmazsınız.
Promise me, Annie, you won't say anything about this to anyone, promise me.
Bana söz ver Annie, bu konu hakkında hiç kimseye hiçbir şey söyleyemeyeceksin, söz ver.
Oh, you'll say anything to get me to help you, won't you?
Sana yardım etmem için her şeyi söylersin, değil mi?
- Say what you want, I won't do anything.
- İstediğini söyle. Bir şey yapmayacağım.
But I know you won't say anything, will you?
Ama hiçbir şey söylemeyeceğini biliyorum, değil mi?
Why won't you say anything?
Neden bir şey söylemiyorsun?
- You'll say anything, won't you?
- Bir şey demesen olmaz, değil mi?
You don't say anything word about it, I won't.
Bunun hakkında tek bir kelime bile etme, Etmeyeceğim.
I won't leave anything out because I can say anything to you.
Hiçbir şeyi atlamayacağım çünkü sana her şeyi söyleyebilirim.
But I won't say anything if that's what you want.
Ama istemiyorsan birşey söylemem.
But if you keep repeating it I won't believe anything you say.
Ama sürekli tekrar etmeye devam edersen, dediğin hiçbir şeye inanmayacağım.
You won't say anything, will you?
Bir şey söylemeciksiniz değil mi?
I won't say anything bad about you if you'll just take that cloud-looking thing and leave Earth.
Şu buluta benzeyen şeyi alıp Dünya'yı terk ederseniz, hakkınızda kötü bir şey söylemeyeceğim.
No, you won't say anything.
Hayır, hiçbir şey söylemeyeceksin.
You won't say anything?
Hiçbir şey söylemeyecek misin?
You still won't say anything?
Bir şey söylemeyecek misin?
You won't say anything?
Hiçbir şey söylemeyecek misiniz?
I won't say anything as trite as someday you'll find someone, but I know this.
Tanrım, siz delirdiniz mi? Hayat boyu pişman olacaksınız. - Neden bahsediyorsun?
You won't say anything, will you?
Kimseye söylemeyeceksin, değil mi?
If you don't want me to, I won't say anything.
İstemezsen hiçbir şey söylemem.
You won't say anything to Mr Luciano, will ya?
Bay Luciano'ya söylemezsiniz değil mi?
How can I ever understand you if you won't say anything?
Nasıl yapabilirim? Bana birşey söylemiyorsun.
You won't have to say anything.
Bir şey söylemeniz gerekmeyecek. Size göstereceğim.
You won't say anything will you, my dear man? Perhaps we should get on with it, then.
Sen bir şey söylemeyecek misin?
I know that... but if something's going on that you want to talk about... I won't say anything if you don't want me to.
Biliyorum ama eğer konuşmak istediğin bir şey varsa sen istemediğin sürece kimseye bir şey söylemem.
You won't say anything will you, my dear man?
Sen bir şey söylemeyecek misin?
you won't be alone 42
you won't believe it 101
you won't get away with it 31
you won't regret it 135
you won't get it 34
you won't understand 27
you won't see me again 20
you won't be disappointed 56
you won't do it 38
you won't die 48
you won't believe it 101
you won't get away with it 31
you won't regret it 135
you won't get it 34
you won't understand 27
you won't see me again 20
you won't be disappointed 56
you won't do it 38
you won't die 48