You would do that for me traduction Turc
295 traduction parallèle
You would do that for me after everything?
Şahsen. Sen bunu benim için yapar mısın? Bunca şeyden sonra?
Oh, you would do that for me?
Benim için bunu yapar mısın?
What, you would do that for me?
Benim için mi bu?
BEVERLY : You would do that for me?
Bunu benim için yapar mısın?
And that'd be a really good idea, because Calloway said if you're not back for Friday's press conference, the deal's off. If you would do that for me, Johnny, I'll buy you a rat farm.
Bu iyi fikir çünkü Calloway Cuma günü basın açıklamasına gelmezsen anlaşmanın yatacağını söyledi Benim için bunu yaparsan Johny sana bir fare çiftliği alırım.
You would do that for me?
Yaparmıydın bunu?
You would do that for me?
Bunu benim için yapar mıydın?
You would do that for me?
Bunu benim için yapar mısın?
- You would do that for me?
- Benim için bunu yapar mısın?
Would you do that much for me, Keyes?
Benim için bu kadarını yapar mıydın, Keyes.
Would you do that for me?
Bunu yapar mısınız?
Would you do that for me?
Rica etsem kalır mısınız, lütfen?
Would you do that for me?
Benim için yapar mısınız?
... darling, would you do all that for me if I said I'd marry you?
Seninle evleneceğimi söyleseydim, bütün bunları benim için yapar mıydın canım?
- Would you really do that for me, Bendrix?
- Bunu gerçekten yapar mısın Bendrix?
You said that you would do anything for me.
Benim için her şeyi yapabileceğini söylemiştin.
Would you do that for me?
- Bunları benim için mi yaptın?
Do you think I would have waited for you endlessly, knowing that you would be taken from me again after a few brief years?
Bir kaç yıl sonra benden yine alınacağını.. bilerek seni sonsuza kadar.. beklediğimi düşünüyor musun?
Do you? Captain, the kind of a wholesome, antiseptic galaxy that these androids would run would be purgatory for a man like me.
İnsansıların yöneteceği o sağlıklı, antiseptik galaksi benim için cehennem olur.
If I begged you, for the sake of that friendship, to do something for me, would you do it?
- Eğer bu dostluk uğruna bir şey yapman için sana yalvarırsam, yapar mısın?
If by any chance it should occur to you in those 40 or 50 hours to end this matter differently, in some fantastic manner, to lay hands on yourself... Perhaps this is an absurd supposition and I hope you'll forgive me for that, would you be so good as to leave a short but thorough note, just two lines, two lines will do, that's all.
Eğer şu önümüzdeki 40-50 saat içinde, bu konuyu farklı bir biçimde bitirmek düşünceniz varsa, fantastik bir son mesela kendi cezanızı kendinizin vermesi gibi ki belki de bu anlamsız bir varsayım ama böyle düşündüğüm için bağışlayın bana geriye bir not bırakmak gibi bir iyilikte bulunur musunuz?
You know, I'll go out with you or I'll stay in with you or I'll do anything that you'd like for me to do if you would tell me that you love me.
Seninle dışarı da gelirim yanında da kalırım ne yapmamı istersen yaparım yeter ki beni sevdiğini söyle.
- Was that being ungrateful? - You wouldn't do it for me... unless I promised I would buy a record by that Schnabel guy. You still owe me that record!
Yılda ortalama 120, 130 tay yaptı.
When I saved your life you said you would do one thing for me That's right
Hayatını kurtardığımda benim için bir şey yapmak istemiştin evet
You would do that for me?
Bunu yapar mısın?
If you would do something for me. Eat that.
Sen de benim için bir şeyler yaparsan tabii.
Would you do that for me, please, as a personal favor?
Benim için bunu yapar mısınız lütfen.
Would you do that for me?
Bunu benim için yapar mısın?
Would you do that for me?
Benim için yapar mısın bunu?
- You would really do that for me?
- Gerçekten benim için bunu yapar mısın?
But this - this is so - Honey - so incredibly macho - that you would actually do that for me.
- Ama bu çok... - Tatlım... Bunu benim için yapman çok erkeksi.
What would you do for me if I don't do that?
Peki siz bu iyiliğime karşılık ne yapacaksınız?
David, do you realize you're asking an audience to believe that my husband... would leave me for this woman?
David, seyirciden kocamın beni bu kadın için bıraktığına... inanmalarını istediğinin farkındasın değil mi?
Would you really do that for me, James?
- Bunu benim için yapar mısın James?
If I were in your position, I am sure that you would do the same for me.
Yerinde olsaydım, aynı şeyi sen de benim için yapardın.
I want you to see... that my reasons for doing this are not selfish, only this... I'd hope that you would do the same for me.
Anlamanı istiyorum bunu yapma sebebim bencillik değil, sadece bu umarım aynı şeyleri sende benim için yapardın.
- Lucius, would you do that for me?
- Lucius, bana da bunu yapar mıydın?
I have to say, Odo, I'm touched that you would do something like that for me.
Söylemeden edemeyeceğim Odo,... benim için böyle bir şey yapman beni çok duygulandırdı.
That's what I would want them to do for me or for you.
Aynı şeyi bana da, sana da yapmalarını isterdim.
I do have a dictionary... but I can't understand for the life of me... why you would say that about her... or why Cliff would say that about you.
Şey, evet biliyorum. Sözlüğüm var.. .. ama günlük hayatımızda kullanınca anlamıyorum..
What if... And believe me... this is strictly hypothetical... but what if you were offered some kind of a stock option... equity-sharing program? Would that do anything for you?
Ya şöyle olsaydı- - ve inan ki... bu sadece bir varsayım- - size şirketin hisselerinden pay verilmesini sağlayan... bir uygulama yapılsa, sizin için iyi olmaz mı?
Do you know of any other camera that would work for me?
Tanıdığın başka bir görüntü yönetmeni var mı?
Would you do that for me?
Bunu benim için yapabilir misiniz?
- Would you do that for me?
- Bunu benim için mi yapıyorsun?
Why would you do that for me?
Bunu neden yapıyorsunuz?
- Would you do that for me?
- Benim için bunu yapar mısın?
- Would you do that for me?
- Benim için bunu yaparsın değil mi?
You really have so little respect for me, that you would do that without asking me?
Bana öyle az saygın var ki, bana sormadan bunu yapıyorsun.
Would you do that for me?
Benim için bunu yapar mısın?
Put these on for me, would you do that?
Şunları kendin takar mısın lütfen?
I wanted to talk to you about something, an idea I had... have, for me to do something that would be very beneficial to me, and you by extension because well, if one person is happy, then the other person is happy,
Seninle aklımdaki bir fikir hakkında konuşmak istiyordum. Yapmak istediğim bir şey hakkında. Hem bana yararı olacak hem sana.