Yugoslav traduction Turc
169 traduction parallèle
Cut their teeth on Milošević's protective detail during the ethnic cleansing of the Yugoslav Wars.
Yugoslav savaşının etnik arındırması sırasında Milosevic'in koruyucu planlarını öğrenmişler.
Mladen Lubbeck, the Yugoslavian statesman.
Mladen Lubbeck, Yugoslav devlet adamı.
The Yugoslavian consul.
Yugoslav konsolosu.
My assignment was to get a copy of the yugoslav minefield chart.
Görevim, Yugoslavya'nın mayınladığı arazinin plânını ele geçirmekti.
Herr bulic is an important official in the yugoslav government, a pleasure, herr bulic.
Nasılsınız, Bay Bulic? Bay Bulic, Hükümetin önemli bir müdürüdür. Memnun oldum, Bay Bulic.
There was no difficulty obtaining the new yugoslav chart, without bulic's assistance, of course.
Yeni bir Yugoslav haritasını zorluk çıkmadan edindim. Elbette Bulic'in yardımı olmaksızın.
A Yugoslav sculptor.
Yugoslav heykeltıraş.
Yugoslavian product.
Yugoslav yapımı.
I can't risk taking this through the customs at the Yugoslav-Trieste border.
Yugoslav-Trieste sınırında gümrükten bunu geçirme riskini alamam.
I'm American and Yugoslavian, born in Belgrade, American by adoption.
Amerikan ve Yugoslav'ım Belgrad'da doğdum, Amerikalı bir aile tarafından evlat edinildim.
But he's reported to be massing troops along the Yugoslav border.
Evet ama Yugoslav sınırına birliklerini yığdığı rapor ediliyor.
I am sorry, but the Yugoslav frontier is quite near and your dog's yapping can be heard clearly by certain gentlemen who, if they recognize me, will probably shoot me.
Kusura bakmayın ama Yugoslav sınırına çok yaklaştık ve köpeğinizin havalamasını duyabilecek bazı beyler beni tanırlarsa vuracaklardır.
- Not even past the Yugoslav frontier?
- Yugoslav sınırını bile geçemez miyim?
The fabulous Mrs. Millett in a Yugoslav jail?
Muhteşem Bayan Millett bir Yugoslav hapishanesinde öyle mi?
King Alexander of Yugoslavia arrives in France by invitation of the French Foreign Minister Barthou.
Yugoslav kralı Alexander, Fransız dışişleri bakanı Barthou'un davetinden dolayı Fransa'ya gidiyor
But in'37 in Spain they were only Yugoslav communists.
1937'de İspanya'da Titocular değil... -...
- Not Titoists.
Yugoslav komünistler vardı.
- Is he a Jew or a YugosIav?
- Yahudi mi Yugoslav mı?
Consider yourself protected by the Yugoslav People's Army.
Kendini Yugoslav Halk Ordusu tarafından korunduğunu düşün.
First, King Boris of Bulgaria he was invited to visit Hitler, in this Fall, the Berchtesgarden, following the prince Pablo, of Yugoslavia e the young King Michael, of the Romenia.
İlk olarak sonbaharda Bulgar kralı Boris Hitler'in Berchtesgaden'daki karargahına davet edildi. Onu, Yugoslav prensi Paul ve genç Romen kralı Michael izledi.
We had plans to bring the Balkans for our side with one it has disembarked in Salonica, e stops joining in them to the Yugoslavs, but nothing of this it passed of empty dreams, completely off of the reality,
Selanik'e çıkarma yaparak Balkanlar'ı kontrol etmek.. ... ve Yugoslav güçleriyle birleşmek gibi bir planımız da vardı. Ama bu planlar aptalca ve gerçeklerden uzaktı.
And in occupied Europe, more than a million and a half Yugoslavs died for a country that never stopped fighting.
Ve işgâl altındaki Avrupa'da, kavganın hiç bitmediği Yugoslavya'da bir buçuk milyondan fazla Yugoslav hayatını kaybetti.
But it is the duty of the Yugoslavian police.
Ama bu Yugoslav polisinin görevi.
Not here on this train, perhaps. But when the Yugoslav police take over an unsolved murder case at Brod, you will not remain at liberty unless you answer the questions.
Ya burada söylersiniz ya da Brod'da Yugoslav polisi devreye girdiğinde hapse girersiniz, onun için bana cevap verseniz iyi edersiniz.
I am inclined to agree with Mr. Foscarelli, who believes that he was a rival member of the Mafia, exacting private vengeance for a vendetta whose precise nature the Yugoslav police will undoubtedly identify.
Bay Foscarelli'nin fikrine katılabilirdim, mafyanın kendi içindeki bir tür hesaplaşması olabilir, bu durumda Yugoslav polisi katilin kimliğini tespit edecektir.
A Yugoslav or something.
Yugoslav ya da başka bir şey.
Our physical, cultural movement, despite the present anti-Yugoslavian campaign, is growing stronger day by day.
Eylemsel ve kültürel hareketimiz Yugoslav karşıtı kampanyaya rağmen günden güne güçleniyor.
I'm a Yugoslav.
Anladınız mı?
In its second attempt, the Yugoslav team has succeeded in qualifying for the quarter-finals of the Olympic competition.
Biz kazandık! İkinci girişiminde, Yugoslav ulusal takımı Olimpiyatlar'da çeyrek finallere katılmaya hak kazandı.
Those names will be forever remembered in the history of Yugoslav sport.
Bu isimler Yugoslav spor tarihinde sonsuza dek hatırlanacaklar...
Yugoslav Where wife was strangled with a rope.
Yugoslavyalı eş bir çamaşır ipiyle boğulmuş.
No one will believe she is the second wife Yugoslav a nuclear scientist.
Hiç kimse onun bir nükleer bilim adamının Yugoslavyalı ikinci karısı olduğuna inanmaz.
I should not allow that child interpret a Yugoslav the second wife of a nuclear scientist.
Nasıl oldu da o zavallı kızın nükleer bilim adamının Yugoslavyalı ikinci karısını oynamasına izin verdim.
The dead girl is the wife of a scientist Yugoslav...?
Ölen kız bir Yugoslavyalı bilim adamının kızı mıydı?
She was the wife Yugoslav..
Bir nükleer bilim adamının
However, his wife is not Yugoslav.
Fakat karısı bir Yugoslav değil.
I came up with the wife Yugoslav.
birden aklıma Yugoslav eş geliverdi.
I add only one wife Yugoslav, Which was very stupid.
Bir de Yugoslav eş vardı ki, işte o aptalcaydı.
" Yugoslav.
" Yugoslav.
That's the Yugoslav spirit.
İşte bu, Yugoslav ruhu.
But there are no Yugoslavs in your team.
Ama takımınızda Yugoslav yok?
If you had any Yugoslavs, you'd get the 300 thousand from me.
Eğer takıma Yugoslav alırsan, benden de 300 bini alırsın.
- Foreign, Yugoslav?
- Yabancı, Yugoslav?
Her mother's from Yugoslavia.
Annesi Yugoslav.
I'm Yugoslavian.
Ben de Yugoslav'ım.
Yugoslav, dammit!
Yugoslav, kahretsin!
If there wasn't a war, I would have been by now the Yugoslavian Majakowki.
Savaş olmasaydı, şimdiye kadar ben Yugoslav Majakowski olurdum.
Long live the Communist Party of Yugoslavia!
Yaşasın Yugoslav Komunist Partisi!
To confer with the Greek and Yugoslav governments in exile.
Sürgündeki Yunan ve Yugoslav hükümetleriyle görüşecek.
In 1954, Yannakis died and Miltos sold the material to the Yugoslav government.
... elindeki her şeyi Yugoslav hükümetine sattı.Bir süre sonra malzemeler el değiştirdi.
It can be a Yugoslav name too.
Yugoslav ismi de olabilir yani.