Yvette's traduction Turc
54 traduction parallèle
But believe me, as much as you're thinking about Yvette she's thinking about you, too.
Ama inan bana, senin Yvette'i düŞündüğün kadar... o da seni düŞünüyor.
That's where she is, dimwit!
Yvette o otelde salak!
Are you a friend of Yvette`s?
Yvette'in bir arkadaşı mısın?
Yvette's at the show, and the kid's asleep upstairs.
Yvette gösteriye gitti, oğlan da yukarıda uyuyor.
My name's Yvette Couderc.
Adım Yvette Couderc.
Yvette!
Bu kızı biliyor olmalısınız.
- Does that include the feather duster? - Of course.
Yvette'in sırtında iki tane el lekesi var.
- Do you know?
Biz burada durup, Yvette'yi sakinleştirmeye çalışırken birimiz bıçağı alıp salona koşmuş ve aşçıyı bıçaklamış olabilir. - Sen biliyor musun?
Mrs White's husband was a nuclear physicist, and... Yvette is a link between them.
Bayan White'in kocası nükleer fizikçiydi ve Yvette bunların arasında bir bağlantı.
And Yvette found them out for me.
Ve Yvette de, bu sırları benim için ortaya çıkardı.
Oh, it's that Yvette is dating all her boyfriends, and Kelly has the social life of a barn owl.
Yvette Kelly'nin bütün erkek arkadaşlarıyla flört ediyor, ve Kelly'de bir ahır baykuşunun sosyal hayatını yaşıyor.
Listen, Yvette, there's no point in us both staying home.
Dinle, Yvette, İkimizinde evde kalıp çalışması saçma olur.
Model's yvette. Chanté, chante.
Chanté, chanté.
That's exactly it, Yvette.
Kesinlikle öyle Yvette.
It's one of my freaks, Yvette.
Hayranlarımdan biridir.
Yvette's parents lent them their bedroom.
"Yvette'in anne-babası, yatak odalarını onlara ödünç verdiler."
That gentleman is Ted Denslow, the father of professional baseketball, along with his lovely new wife Yvette.
İşte profesyonel beysketbolun babası Ted Denslow, yanındaki de yeni karısı, güzel Yvette.
How's Yvette?
Yvette nasıI?
I just know how Yvette feels and where she's coming from.
Yvette'in neIer hissettiğini, ne çektiğini anIıyorum.
Where's Yvette?
Yvette nerede?
Yvette, do you wanna do the honours?
Açılışı yapar mısın?
Yvette, can you make me a pancake?
Yvette, krep yapar mısın?
Who do you think got Yvette deported?
Yvette'i kimin sınır dışı edeceğini sanıyorsun?
I was trying to get Yvette out of the house... but you had to have that pancake!
Yvette'i evden çıkarmaya çalışıyordum ama sen o krepi almalıydın!
So, that bus Yvette is on. Where do you suppose that's going?
Pekala, Yvette'in otobüsünün, nereye gittiğini düşünüyorsun?
- You expect me to believe we just ended up... on Yvette's dead parents'- weren't - really-dead lawn just by chance?
- Buna inanmamı mı bekliyorsun Yvette'in gerçekten ölmemiş ölü ailesine şansa geldiğimize?
He arranged a limited amnesty for Yvette.
Yvette için sınırlı bir af ayarladı.
I was at Yvette's bordello.
Evet, adamla tanıştım.
- Yvette's making brisket.
- Yvette göğüs bonfile yapıyor.
How long do you think Yvette Mimieux's gonna last on his desk?
Sizce Yvette Mimieux * ne kadar dayanacak?
- It's uh, fragrance of Yvette.
- Bu, Yvette'in kokusu.
Now feel Yvette's.
Şimdi de Yvette'in.
'Cause I will talk to Yvette if that's what you want to do.
Çünkü istersen Yvette ile konuşabilirim.
Mr. Holmes, Ms. Watson, meet Yvette Ellison.
Bay Holmes, Bayan Watson, Yvette Ellison ile tanışın.
There was a book on Yvette's nightstand.
Yvette'in baş ucundaki sehpanın üzerinde bir kitap vardı.
We know that Charles left his fortune to you and Yvette, but he failed to include language in his will that would exclude his bastard children from laying claim to their share of it.
Charles'ın servetini sana ve Yvette'e bıraktığını biliyoruz ama vasiyetinin içeriği, evlilik dışı çocuklarının kendi payları üzerine hak iddia etmesini engellemekte başarısız oldu.
Yvette's doctor was arrested a little while ago.
Yvette'in doktoru kısa bir süre önce tutuklandı.
I made a commotion to draw Yvette's doctor in.
Yvette'in doktorunu odaya çekebilmek için kargaşa çıkarttım.
Detective Bell so the good doctor would think that I, the only apparent threat to his and Yvette's plan, was in jail for the night, allowing them a very crucial window of opportunity.
Böylece iyi doktorumuz, Yvette'le olan planlarını fark eden tek tehdit gece hapiste olacaktı ve o da çok önemli bir fırsat yakaladıklarını düşünecekti.
As for the woman Yvette trailed to her home... she's an officer here at the precinct.
Yvette'in takip ettiği kadın ise, burada, Polis Merkezinde bir memur.
Yvette's seen him snooping around.
- Yvette, onun etrafı gözetlediğini görmüş.
Uh, Yvette, um, let's talk about this privately.
Yvette, bunu özel konuşalım.
She's gone.
Yvette öldü.
He's trying to get Doc to incriminate himself in Yvette's death.
Doc'a, Yvette'i öldürttüğünü itiraf ettirmeye çalışıyor.
I'll point out her name's Yvette, and that she's a vet.
Buldum, önce adının Yvette olduğunu, sonra da iyi ki veteriner olduğunu söyleyeceğim.
Please don't blame yourself for Yvette's death.
Lütfen Yvette'in ölümü için kendini suçlama.
Ever since Yvette died, I've been trying to find something to help me through it, to make sense of why she was taken from us.
Yvette öldüğünden beri, bir şeyler bulmaya çalışıyorum atlatabilmek için, neden öldürüldüğünü anlamaya çalışıyorum.
I might have made a mistake. Is there an Yvette there?
Yanlış aramış olabilirim.
I thought that's why you were taking him - to the dojo place Yvette recommended. - Look,
Ynette'nin önerdiği yere sırf bu sebeple, gidiyorsunuz diye sanıyordum.
Yvette's the one who pointed him at me.
Yvette'in bana doğrulttuğu.
I've been romancing a secretary who works at the investment firm which backed Yvette Ingram's lawsuit.
Yvette Ingram'ın davasına destek olan yatırım şirketi için çalışan bir sekretere hikayeler anlatıyorum.