Zeitgeist traduction Turc
50 traduction parallèle
However Sara Zeitgeist was waiting for me with new orders, and unfortunately I had no choice.
Ancak Sara Zeitgeist yeni emirlerle beni bekliyordu ve maalesef başka seçeneğim yoktu.
'Sara Zeitgeist'
"Sara Zeitgeist"
How is Sara Zeitgeist?
Sara Zeitgeist nasıl?
You've captured the Zeitgeist!
Jenerasyonumuzun ruhunu yakalamışsınız.
Listen, Zeitgeist, next time, I bust you and your pets. Dead or alive.
Bana bak, Zeitgeist, bir daha olmasın, fena yaparım.
He took the whole'60s Southern California zeitgeist and ran with it. Packaged and sold it.
Bütün yaptığı... 60'ların Güney California ruhunu toplayıp paketleyip, satmaktı.
Yeah, at Zeitgeist magazine.
evet, Zeitgeist magazininde.
I teach a seminar at Columbia on Cultural Zeitgeist.
Columbia üniversitesinde bir seminer düzenleyeceğim.
- Host : The Zeitgeist.
- Zamanın ruhu. *
A burnout now, but the hacker Zeitgeist then.
Zamanında müthis bir biIgisayar korsanıydı.
Zeitgeist.
YıIdırma.
I mean, what's it like to be the child of the Zeitgeist?
Yani, Çağın Ruhu'nun çocuğu olmak nasıl bir şeydir?
If my sense of the cultural Zeitgeist is accurate, and I do believe it is this year, Chrismukkah sweeps the nation, okay, people?
Sezgilerim kültürel modanın Dikkat et. ... ve inanıyorum ki... bu yıl Chrismukkah'ın insanları birleştirecek, tamam mı millet?
See, I didn't realize that your spoken-word poetry had captured the cultural zeitgeist of the nation, Dream.
Yani sizin şairane sözlerinizin ülkenin genel görüşünü ele geçirdiğini fark edememişim, Dream.
The more you begin to investigate what we think we understand, where we came from, what we think we're doing, the more you begin to see we've been lied to.
Zeitgeist Zamanın Ruhu Çeviri : KapitzA Düzenleme : [© ZEUS ® ™]
Which is why a continually fraudulent zeitgeist is output via religion, the mass media, and the educational system.
Bu yüzden ki sürekli olarak düzmece bir yaşam, din, medya ve eğitim yoluyla bizlere sunuluyor.
The entire manufactured Zeitgeist they prey upon, will collapse like a house of cards.
Yarattıkları ve soyup soğana çevirdikleri tüm bu Zeitgeist, kağıttan evler gibi yıkılacak.
And, uh, the word before, did we try "zeitgeist"?
Ve, eee, önceki kelime, "asirlik" i denedik mi?
There's a zeitgeist or some...
Zeitgeist ya da zamanın ruhu...
When you get embraced by the gays, you officially become a card-carrying member of the Zeitgeist club.
Gayler bir insanı severlerse o insan da ister istemez Zeitgeist Kulübünün kartvizitli bir üyesi oluyor.
Whole zeitgeist of that war. The men were that his
Bu adamlar onun hizmet ettiği meslektaşlarıydı.
Yeah, I've lost track of the Zeitgeist these days.
Bu günlerdeki genel görüşün ne olduğunu takip edemiyorum artık.
You hit the zeitgeist.
Turnayı gözünden vurdun.
I have contributed to the zeitgeist.
Ahlak ve kültür düzeyine katkıda bulunuyorum.
Do you even know what "zeitgeist" means?
"Ahlak ve kültür düzeyinin" manasını biliyor musun?
[ZEITGEIST]
[ZEITGEIST]
[ ZEITGEIST :
[ ZEITGEIST :
So, when you use the word "nerd" derogatorily, it means you're the one that's out of the Zeitgeist. Yes, that's perfect.
Aşağılayıcı bir şekilde "entel" dediğinde zamanın ruhunu yakalayamadığını gösterir.
He speaks the zeitgeist.
Zamanın ruhundan bahsetti.
Just like consciousness can have positive effects on the Zeitgeist or ether, it can also work the other way.
Nasıl bilincin zamanın ruhu ve eter üzerinde pozitif etkileri varsa, aynı zamanda tam tersi de mümkün.
It taps into the whole Zeitgeist of the modern courtyard.
Modern bahçelerin tüm zamanının ruhuna hitap ediyor.
'Turns out I may be closer to the Zeitgeist'than certain people gave me credit for.
" Meğer Zeitgeist'e kimilerinin dediğinden çok daha yakınmışım.
Self-imposed exile, cultural exile, because they-because their the way they thought and lived was totally at odds with the zeitgeist of their respective countries.
Gönüllü sürgün, kültürel sürgün. Çünkü istedikleri gibi düşünüp yaşadıkları için kendi ülkelerinin genel görüşüne göre tamamen acayiptiler. Ne demiş biliyor musun?
We take in the same information from the zeitgeist, transmute it into something new.
Aynı bilgiyi zeitgeistten aldık,... yeni bir şeye dönüştürdük.
So you're saying the zeitgeist made you do it?
Diyorsunuz ki, zeitgeist size bunu yaptırdı, öyle mi?
Judging by the pack of reporters outside, either ballet is ascendant in the zeitgeist, or it's leaked that a murder has occurred here.
Dışardaki muhabirlere bakılırsa, ya bale yükselişe geçti, ya da cinayet haberi sızdırıldı.
Busiek : Once Pearl Harbor hit and we were in the war for sure, Captain America really hit the zeitgeist.
Pearl Harbor bombalandığında artık kesin olarak savaştaydık ve Kaptan Amerika gerçekten de zamanın ruhunu etkiledi.
Probably just zeitgeist.
- Onların da aklına gelmiştir.
Fecal impaction therapy is very zeitgeist, I admit, but the way they linked dead modern foods and dead colons, it's too weird and similar.
- Konu akla gelebilir kabul ediyorum ama... Ama tehlikeli modern gıdalar ve ölü kolonları bağlama şekilleri çok garip ve çok benzer.
It's zeitgeist.
- Akla gelebilir.
Or Shelly's paranoid and it's just zeitgeist.
Ya da Shelly paranoyak ve onların da aklına geldi.
Stop saying zeitgeist.
Akıllarına geldi demeyi kes.
It was just Zeitgeist.
Onların da aklına gelmiş.
There was a time the zeitgeist blew through me.
Bir zamanlar trendler benden çıkardı.
A king navigating the zeitgeist of a time and people he didn't always understand.
Her zaman anlayamasa da zamanın ve insanların ruhuna yön veren bir kral.
- It's totally in the zeitgeist.
- Hala isteniyor.
If the zeitgeist interests you, that is.
Yani eğer, zamanın ruhuyla ilgiliysen tabii.
But you donít see anything to do? Look, in the current zeitgeist.
Ama yapılabilecek hiçbir şey yok mu?
It's so resonant right now with everyone so hyper-connected and overstimulated. I think there's something really zeitgeisty here.
Bence burada tam bir zeitgeist'lik hava var.