Zenite traduction Turc
37 traduction parallèle
Per Federation orders, we are proceeding at top warp speed to the planet Ardana, where the only known source of zenite exists.
Son fırlatma hızıyla Ardana gezegenine ilerliyoruz, zenitin bilinen tek kaynağının olduğu yere.
Uhura, tell the high adviser that we request to dispense with the welcoming ceremonies due to the emergency, that we're beaming directly down to the mine entrance in order to ensure the fastest possible delivery of the zenite. - The need is urgent. - Aye, sir.
Uhura, yüksek danışmana... acil durumdan dolayı karşılama törenlerini iptal etmesini... bir an evvel zeniti teslim etmek için, maden ocağı girişine ışınlanacağımızı söyle.
Well, I'm more concerned with the zenite consignment.
Ben daha çok zenitle ilgileniyorum.
It's the Disruptors who are responsible for their refusal to continue mining for zenite.
Yıkıcılar zenitin çıkarılamasına karşı çıktılar.
Organise a search party immediately and find the zenite consignment.
Derhal bir arama grubu oluşturun ve zenit sevkiyatını bulun.
- I must concern myself with it if it should interfere with the delivery of zenite to Merak II.
Zenitin Merak ll'ye sevkiyatını engelleyemez.
We're here to get zenite consignment and that's it.
Buraya zeniti almak için geldik.
They mine zenite for shipment, till the soil.
Zeniti sevkiyat için kazarlar, toprağa kadar.
She is stubborn and as you yourself pointed out, captain, the search for your zenite consignment must be short.
Çok inatçı ve sizin de belirttiğiniz gibi zenitinizi aramak kısa sürmeli.
Beyond plain humanitarianism, my orders are to get that zenite.
İnsancıllığın yanında emirlerim zeniti almak.
More than eight hours have passed since the consignment of zenite disappeared and we have still found no trace of it.
Zenitin kaybolmasının üzerinden sekiz saat geçti ve izini bulamadık.
Delivery of the zenite is imperative within 12 hours or all life on the planet will be annihilated.
Zenit 1 2 saat içinde teslim edilmeli yoksa tüm hayat yok olacak.
Lt. Uhura, advise Starfleet Command that the zenite has not been delivered.
Yıldız Filosu Komutanlığına zenitin teslim edilmediğini bildir.
If the zenite is not delivered shortly, I shall have to violate Plasus'order of non-interference and win the confidence of the Troglyte leader with the use of reason.
Teslim edilmezse, Plasus'un müdahale edilmeme emrini ihlal eder ve Troglit liderinin güvenini mantıkla kazanırım.
Well, I had this zenite sample sent up from the surface.
Ne tür? - Bu zenit numunesini yollattım.
Zenite is shipped all over the galaxy wherever there is danger of plant bacteria.
Zenit, bitki bakterisi olan her yere gönderilir.
Dr. McCoy has analysed the zenite thoroughly.
Dr McCoy zeniti inceledi.
I would like to offer them a supply of these filter masks in exchange for the zenite consignment.
Zenit karşılığında onlara filtre maskelerini önermek isterim.
I'm here to get that zenite.
Zenit almaya geldim.
If Vanna doesn't have something definite to gain for her people, she'll die rather than turn over that zenite consignment. This is the only thing that might convince her.
Vanna halkı için elde edeceği bir şey yoksa, o zenit partisini teslim etmektense ölür.
- Gas from zenite?
- Zenit gazı mı?
As soon as the zenite is delivered to Merak II, I'll come back.
Zenit, Merak ll'ye teslim edilir edilmez geri geleceğim.
The zenite can be delivered in a few hours.
- Zenit birkaç saat içinde verilebilir.
This zenite is all that can save them.
Onları sadece Zenit kurtarabilir.
My men will still come for that zenite consignment.
Adamlarım zenit için gelecek.
But the zenite is so important to him.
Ama zenit onun için önemli.
Not until you're convinced of the effects of the zenite gas. Mr. Advisor.
Zenit etkileri konusunda ikna olana kadar hayır.
Are you suggesting that I dig zenite?
Zenit kazmamı mı söylüyorsun?
- Can the zenite be affecting him?
- Zenit onu etkilemeye başladı mı?
The zenite gas has affected you. Captain!
Zenit gazı sizi etkiledi.
The zenite gas!
Zenit gazı!
Zenite gas.
Zenit gazı.
The captain will have his zenite just as I agreed.
Kaptan, anlaştığımız gibi zenitini alacak.
The captain will have his zenite.
Kaptan, zenitini alacak.
Here is the zenite, captain.
Zenit burada, Kaptan.
Mr. Spock, let's get that zenite delivered.
Zeniti teslim edelim.
The zenite consignment should have been there.
Zenitin orada olması gerekir.