English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Z ] / Zeroing

Zeroing traduction Turc

64 traduction parallèle
An atomic satellite, zeroing in.
Atomik uydu hedefi buluyor.
I think I see'em. I'm zeroing in.
- Gördüm sanırım.
A week ago, just as when we were zeroing in what looked like a rich vein, we began to notice that they were there, hanging around in the bushes...
Geçen hafta tam da işleri bitirmek üzereyken zenigin biri olarak, etrafta olduklarını farkettik saklanıyorlardı çalıların arasında...
- Well, we're zeroing in on a few.
- Bazıları hakkında düşünüyoruz.
I thought you'd like to know I'm zeroing in on the radio thief.
Teyp hırsızına iyice yaklaştım.
And I'm zeroing in on the power surges to pinpoint the location of Joker's broadcast signal.
Joker'in yayın sinyalini bulmak için güç kullanımlarına bakıyorum.
I think God's zeroing in on me.
Sanırım Tanrı gittikçe bana yaklaşıyor.
Well, you're not exactly zeroing in yourself, lady.
Sen de pek başarılı sayılmazsın.
It's zeroing in.
Nişan alıyor.
Well, uh, we're zeroing in on the profit zone, so...
Kâra geçmek üzereyiz, yani- -
I'm zeroing in on him.
Ona odaklanıyorum.
By zeroing in on the waves of pain that emanate from the stricken.
Acı çekenlerin içlerinden sızan acıya odaklanarak yapıyormuş bunu.
We're zeroing in on the guy that's been stealing stuff.
Hırsızlık yapan adamı bulmaya çok yaklaştık.
I will use the words business community cause I think that is a much fairer representation than zeroing in on just this word corporation.
Ticeret kesimi kelimelerini kullanacağım çünkü sadece bu anonim şirket kelimesine kilitlenmektense bu çok daha adil bir tanımlama.
they're zeroing in on us.
- Bütün silahları boşaltıyorlar.
Fire control, navigation... and I think that I am zeroing in on her FTL drive.
Atış kontrolü, navigasyon ve sanırım, FTL sürücüsüne de ulaşmak üzereyim.
All right, I'll call IAD and see if they're zeroing in on this mole.
Tamam. İç İşlerini arayıp köstebek hakkında konuşurum.
He's tracking her, zeroing in on her position.
Onu izliyor, konumuna yetişmeye çalışıyor.
But now I have gone through all the possibilities, and I really think I am zeroing in on a decision.
Şimdi bütün ihtimalleri dikkate aldığım için karar üstünde odaklanmaya başladığımı söyleyebilirim.
Yeah, we're zeroing in on one of the suspects who worked there, if you can believe it.
Evet. Orada çalışan çocuklardan birini mercek altına aldık, inanabiliyor musun?
He's zeroing out.
- Sıfıra gidiyor.
Could be other victims or maybe women he was zeroing in on.
Başka kurbanlar ya da hedef aldığı kadınlar olabilir.
... the recent mysterious blackout are now zeroing in on Seattle as the likely source.
... geçtiğimiz günlerde meydana gelen esrarengiz elektrik kesintisinin kaynağı Seattle olarak tespit edildi.
We're zeroing in.
Sıfırlıyoruz.
I'm zeroing in.
Yerini tespit ediyorum.
I'm zeroing in on another target.
Ben başka bir hedefi nişanlıyorum.
You're not zeroing-out? You don't have a Timer at all?
Yani senin Zamanlayıcın yoktu
I'm actually zeroing in on a job.
Bir işi bitirmek üzereyim.
So we're zeroing in on them.
O halde onların üzerinde yoğunlaşıyoruz.
Moving through the house... they use a classic "seek and subdue" strategy, zeroing in on the occupants... taking them by surprise.
Evde dolaşırken klasik "araştır ve kontrolüne al" taktiğini kullandılar. Evde oturanlar üzerine yoğunlaştılar. Onları gafil avladılar.
You start by zeroing in on just one of them.
İlk önce tek bir hedefe kilitleniyorsun.
We're... zeroing in and should have something for you pretty soon.
Her şeye baştan başladık ve yakında sizin için bir şeyler bulacağız.
We're zeroing in?
Baştan mı başladık?
Don't want cops zeroing in on a radio signal we miss.
Kaçırdığımız sinyaller yüzünden yakalanmak istemeyiz.
Maybe they're zeroing in on what's really pissing them off.
Belki de onları gerçekten kızdıran şeye odaklanıyorlar.
Freeman : To understand whether the super earths could harbor life, Diana is zeroing in on the basic geological engine that powers rocky planets - - plate tectonics.
Bu süper gezegenlerde hayat olup olmadığını anlamak için Diana, bu kayalık gezegenlerin tektonik yapısını sıfırlama işlemi yaparak işe başlıyor.
Let's just say I'm zeroing in on a suspect.
Tüm dikkatimin bir şüphelide olduğunu söyleyelim.
And just as we were zeroing in on its origin, all signs of it disappeared.
Bunu sıfırlamak istiyoruz ama virüs kayboldu.
We're zeroing in on a suspect... Melissa Wincroft.
Şüphelimiz Melissa Wincroft.
Zeroing in on the kitchen?
Mutfağa mı yoğunlaştın?
We finally spotted a male quite a ways off zeroing in on the mother and her cubs.
Ve sonunda erkek ayı anne ve yavrularına giden uzun ve kapalı bir yol gördü.
I can only speculate, but I think it's fair to say that Travis Marshall felt the intense pressure of Miami Metro zeroing in on him, and that led to his decision to commit suicide.
Sadece tahminde bulunabilirim ancak Miami Metro'nun Travis Marshall'ın tüm yollarını kapayarak üzerinde yoğun bir baskı yarattığını düşününce intihar etme kararı alması makul geliyor.
Zeroing in on common ground.
Alışagelmiş bir taktik.
I'd like to see a few more areas before zeroing in on one.
Bir tanesi hakkında karar vermeden önce biraz daha gezmek isterim.
Well, maybe he realized that we were zeroing in on him.
Şey, belki bizim tüm dikkatimizi kendi üzerine çekmek istemişti.
Mia was zeroing in on specific labs that were capable of mutating a virus.
Mia virüs mutasyonlama kapasitesi olan özel laboratuvarlara odaklanmıştı. *
My tracker is having trouble zeroing in on a single reading.
Takip cihazım onları belirlemek konusunda biraz zorluk çekiyor.
Hey, I think I'm zeroing in on the power button!
Açma düğmesini sıfırlamayı düşünüyorum!
I've been working on this other one for about eight years now, but I think I'm zeroing in on it.
- Diğer belgeselim üzerinde yaklaşık 8 yıldır çalışıyorum... Sanırım üstünde en çok çalıştığım projem. İzlemeyi çok isterim.
And we are zeroing in on the problem.
O zaman problemi çözüyoruz.
He's zeroing in.
Yeri tespit ediyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]