Ziti traduction Turc
95 traduction parallèle
He was having ziti al forno.
Fırınlanmış balık yiyormuş.
I was making ziti with meat gravy... and I'm planning to roast some peppers over the flames... put on some string beans with olive oil.
Et suyunda makarna yapıyordum. Ateşte kırmızı biber közleyip zeytinyağlı ve sarmısaklı taze fasulyeyle sunma niyetindeydim.
I got some frozen ziti and some leftover turkey.
Dondurulmuş makarna ve daha önceden kalan hindi var.
Yeah, especially ziti, with that big hole.
Evet, özellikle de o koca delikleri olan yüksük makarnalar.
And I'm in a little restaurant eating ziti.
Küçük bir lokantada penne makarna yiyorum.
You have an eye for detail. - Cos, with the ziti...
Detaylara çok önem veriyorsun.
But I brought you some ziti for your company.
Ama misafirlerin için sana zizi getirdim.
- I'll heat up the ziti.
- Ben ziti'yi ısıtacağım.
And the ziti.
Vede ziti'yi.
I expect to see you tonight at Anthony Junior's birthday party with your baked Ziti.
Kim bilir? Belki sansımıza Tony ortaya çıkmaz.
- So what? - No fuckin'ziti now?
Angie, çok üzgünüm.
Since the ducks left.
Tatlı sosisli "ziti" yaptım. Açlıktan ölüyorum.
I have a jones for your baked ziti.
Fırındaki makarnana dayanamıyorum.
Is there a commandment against eating ziti?
Makarna yemek günah mı?
There was some ziti, but it got eaten.
Vardı ama bitti.
I expect to see you at Anthony Jr.'s party with your baked ziti.
"Ziti" pişir de Anthony Jr.'ın partisine gel.
- So, what? No fucking ziti now? Hey!
Ne o? "Ziti" yok mu şimdi?
- I could bake ziti on your head.
- Kafanda yumurta pişirebilirim.
He loves to cook and can whip up a great baked ziti.
3 Burcu Başak ve yemek yapmayı çok seviyor. Çok iyi pişmiş kekleri bir kerede mideye indirebilirmiş!
Give him five boxes of ziti.
Ona beş bin dolarlık fiş ver.
- About 45 boxes of ziti.
- Yaklaşık kırk beş bin.
At least 80 boxes of ziti, after expenses.
Masraflardan sonra, en az seksen bin.
I made ziti with the sweet sausage.
Tatlı sosisli "ziti" yaptım.
Karen's ziti?
Karen'ın makarnası.
You're on ziti patrol too?
- Sen de mi Makarna Nöbeti'ndesin?
Karen's ziti?
- Karen'ın boncuk makarnası mı?
Closest we ever got to Italy was the baked ziti at Mama Leone's.
İtalya'ya, en fazla Mama Leone'nin zitileri kadar yaklaştık.
I hope you like baked ziti.
Umarım fırında pişirilmiş pasta hoşuna gider.
Baked ziti! Uh, this is...
Fırında pişirilmiş pasta!
That baked ziti.
Fırında pişirilmiş pasta.
I got ziti and Entenmann's.
Makarna ve tatlı aldım.
Want to pass the ziti, sweetie?
Ziti'ye geçmek ister misin, tatlım?
There's a baked ziti, lasagne, a couple of chickens, a pound cake.
Fırında Ziti, Lazanya, biraz tavuk ve biraz kek var.
I'm making ziti for dinner.
Yemek için makarna yapıyorum.
Tonight, though, I'm gonna go Italian with a little baked ziti and a big plate of spaghetti marijuana.
Ama bu akşam İtalyan mutfağına girişip marihuanalı spagetti yapacağım.
You gonna risk your life for a bowl of ziti?
Bir kase Ziti için hayatını tehlikeye mi atacaksın?
I gotta take the ziti out.
Lazanyayı fırından çıkarmam gerek.
This ziti smells terrific.
Ziti harika kokuyor.
It's a mushroom stuffed with ziti.
İçi doldurulmuş mantarlar.
But if it's something cheese-based, like a nice ziti, at least soak it, okay?
Ama en azından içerisinde peynir bulunan Ziti * gibi şeyleri hemen bir sudan geçirsen iyi olur.
I got sauce on the stove, ziti in the oven, and a mustache that needs to get bleached.
Ocakta sosu, fırında makarnayı bıraktım. Buradan bir de kuaföre gideceğim.
No, that's ziti.
Hayır, o * ziti.
It's baked ziti.
Fırında makarna o.
Today we're gonna be making the students my tasty baked ziti with basil and fresh mozzarella.
Bugün öğrencilere fesleğenli ve taze mozzarellalı lezzetli ziti yapacağız.
I think it's baked ziti.
- Fırında makarna galiba.
DON'T FORGET,
Unutma, Pazartesi gecesi, Ziti gecesi.
MONDAY NIGHT, ZITI NIGHT.
Harika.
- Ziti.
- Boncuk makarna.
- That's her last ziti before she died.
- Ölmeden önce yaptığı...
Shows how paranoid you can get. Any more ziti for anyone? Michael?
Başka Ziti isteyen?
Any more ziti for anyone?
Michael?