English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Z ] / Zooey's

Zooey's traduction Turc

45 traduction parallèle
- No, I was looking at Rory's books. I wanted to see if she had Franny and Zooey.
- Hayır, Rory'nin kitaplarına bakıyordum. "Franny ve Zoey" var mı diye baktım.
Zooey, you gotta toughen this kid up.
Zooey, bu çocuğun dayanıklılığını arttırmalısın.
Zooey, I know it's only been eight months but I am so madly, insanely, ridiculously in love with you.
Zooey, biliyorum sadece 8 ay oldu ama ben delice, manyakça, inanılmaz bir şekilde sana aşığım.
- Zooey just got engaged!
- Zooey az önce nişanlanmış!
God, you're so old-fashioned, Zooey.
Tanrım, çok eski kafalısın, Zooey.
Also, you gotta understand, Zooey.
Ayrıca anlamalısın, Zooey.
Zooey, here's the deal.
Zooey, bak ne dicem.
I don't know, but it's Zooey's fiancé so just shut the fuck up and be nice.
Bilmiyorum, ama Zooey'in nişanlısı bu yüzden kes sesini ve kibar ol.
Zooey's awesome, and we have a great sex life.
Zooey mükemmel biri ve harika bir seks hayatımız var.
- I'm Zooey's friend.
- Zooey'nin arkadaşıyım.
What an honor it is to be sitting here with Peter and Zooey's friends, family... Hailey, Robbie's lover, Robbie, Oz, Joyce.
Peter'ın arkadaşları, ailesi, Hailey, Robbie'nin sevgilisi, Robbie, Oz, Joyce... ile birlikte burada olmak büyük şeref.
I'm here as Peter's friend, as Peter's confidant just to say to you, beautiful Zooey give it back. Yeah?
Peter'ın arkadaşı olarak, sırdaşı olarak ve sen güzel Zooey, Peter'a karşılığını ver.
I was really excited to meet Zooey and your family and then I showed up there and I was just...
Zooey ve ailenle tanışınca çok heyecanlandım ve birden... Birden heyecana kapıldım.
Well, it seems to me like you've gone from relationship to relationship so is Zooey the one or is she just the next one?
Bana göre sen ilişkiden ilişkiye koştun ve Zooey asıl olan mı yoksa sıradaki mi?
No, she's the one.
Hayır, Zooey asıl olan.
It just... It might be a little tricky just'cause Zooey's dad is out of the picture and, you know, we're paying for the wedding ourselves.
Biraz... zor olabilir biliyorsun Zooey'in babası düğün masraflarına yardımcı olmayacak.
It's just Zooey hasn't seen them all yet and she's really curious as to what was going on inside that hatch.
Zooey henüz bunları izlemedi de o ambarda neler olduğunu çok merak ediyor.
Zooey Wigner's meth-addiction has burned through capital gains from her dead husband's strip club.
Zooey Wigner's uyusturucu bagimliligi ölü kocasinin striptiz klübünden elde ettigi sermayeyi tamamen bitirmisti.
So, I suppose you never went to Zooey Wigner's apartment that night?
Sanirsam Zooey Wigner'in dairesine o gece asla gitmedin?
Zooey's told me all about you.
Zooey, bana senin hakkında her şeyi anlattı.
Let's give Jeff the zabba-da-zooey line, and then I'll come in with a good one.
Zabba-da-zooey'i Jeff'e söyletelim, sonra ben güzel bir şey söylerim.
Besides, if you worked with Zooey, you would try to hit that.
Bunun yanında, eğer Zooey ile beraber olsaydın, güzellik konusunda onunla yarışırdın.
He promised in the back flaps of'Franny and Zooey'and'Seymour, an Introduction that he's writing other stories.
Franny ve Zooey'nin ve... Seymour :
There's a reading of Franny and Zooey at the 92nd Street Y.
Sokak'ta Franny ve Zooey kitabının okuması var.
Oh... it's Zooey's birthday.
Zoey'in doğumgünü.
- I'm Zooey's father.
- Ben Zoey'in babasıyım.
So today is Zooey's lucky day?
Bugün Zoey'in şanslı günü öyle mi?
I'd like to have a word with Zooey's father.
Zoey'in babasıyla konuşmak istiyorum.
I'm Zooey's father.
Ben babasıyım.
Zooey's fine, but we need to meet.
Zoey iyi, ama bizim görüşmemiz lazım.
We need to have a conversation about Zooey's behavior.
Zoey'in davranışları hakkında konuşmamız lazım.
Well, Zooey's mother raised her to be a pacifist.
Zoey'nin annesi onu bir barış sever olarak büyüttü.
Can you believe Zooey and I hung out on flying chairs and we had hot chocolate and it was her idea?
İnanabiliyor musun? Zoey ile beraber dönme dolaba bindik, sonra sıcak çikolata içtik ve bu onun fikriydi.
It's not the biggest bike, Zooey, it's a girl's bike.
Büyük değil Zoey, bu kız bisikleti.
Remember when I'd bring Zooey to school in the first grade?
Zoey'i 1. sınıfta okula götürdüğüm günü hatırlıyor musun?
We're gonna be late for Zooey's party.
Zoey'in partisine geç kalacağız.
This is Ethan, Zooey's dad.
Bu Ethan, Zoe'nin babası.
It's all zooey. What are you...
Kıpırdatamıyorum.
It's R2-D2 and C-3PO, Zooey and Emily Deschanel.
R2-D2 ve C-3PO, Zooey ve Emily Deschanel.
So Zooey's a Zoe?
Zooey, Zoe mi yani?
No, Zooey's a Zelda.
Hayır, Zooey bir Zelda.
Well, thanks for bringing it by. "Not Zooey Deschanel" in 7B took my parking spot again.
- Getirdiğin için sağ ol. - 7B'deki Zooey Deschanel kılıklı yine park yerimi almış.
- Zooey's gonna have to change schools.
- Zooey'nin okulunu değiştirmesi gerekecek.
- That's really great Zooey that's not gonna win you any Academy Awards.
- Gerçekten çok iyiydi Zooey ama bu sana Oskar kazandırmayacak.
I told you, it's Franny and Zooey.
Dedim ya, "Franny ve Zooey".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]