Zozo traduction Turc
69 traduction parallèle
- Zozo, who's the buyer?
- Zozo, alıcı olmak isteyen kim?
Zozo, I need to get back at the soonest.
Zozo, her şey açık olmalı, biran önce geri dönmeliyim.
- Is that the contract?
- Zozo, anlaşmadan ne haber?
Zozo, the lady isn't here, they want to lower the price and I want to leave.
Dinle Zozo, Hanım burada değil, fiyatı düşürmek istiyorlar, ve ben de gitmek istiyorum.
Zozo is good.
Zozo iyi bir adamdır.
- I did, Zozo.
- Evet, anladım, Zozo.
I'm going to kill him! Zozo, let's not get into this now.
Zozo, lütfen şimdi tartışmayalım.
- Hello Zozo.
- İyi günler Zozo.
Thanks, Zozo. Good-bye.
Teşekkürler Zozo, Hoşça kal.
Her name was Zozo, she made the best mussels in all of Piraeus.
Adı Zozo idiç. Pirede en iyi midye pişiren oydu.
Zozo...
Zozo...
Grandpa didn't come all these years... because he didn't want to.
Emilios, Zozo Sapuncaki ile bile evlene - cek olsa büyükbaba yine gelmezdi.
- Tell me, Zozo.
- Anlat, Zozo.
And most importantly, Zozo?
Ve en önemlisi, Zozo.
Zozo, my love.
Zozo, tatlım.
"Go play soccer, Zozo" means "Go and play soccer, Zozo".
"Gå och spela fotball, Zozo", "Gidip maç et, Zozo" demektir.
I know you love soccer, Zozo.
Futbol sevdiğini biliyorum, Zozo.
Take care now, my dear Zozo.
Kendine iyi bak, Zozo'm.
Come here, Zozo.
Buraya gel, Zozo.
Zozo?
Zozo?
- Zozo.
- Zozo.
- Zozo, are you asleep?
- Zozo, uyuyor musun?
Zozo, I like you so much.
Zozo, seni çok seviyorum.
What was going on out there, Zozo?
Buradan gitmeye mi çalışıyordun, Zozo?
I've missed you, Zozo!
Seni çok özlemiştim, Zozo!
- What shall we do with Zozo?
- Zozo'yla ne yapacağız?
Come on now, Zozo!
İşte şimdi, Zozo!
Attaboy, Zozo!
Aferin sana, Zozo!
Bravo, Zozo!
Aferin, Zozo!
Tell her how the girls hound us on the street.
Yoldan geçen kızlara nasıl asıldığımızı ona anlatsana Zozo.
- We have to lighten things up for Zozo.
- Zozo için hayatı daha da kolaylaştırmalıyız.
Hi, my name is Zozo and I'm eleven years old.
Selam, adım Zozo. Onbir yaşındayım.
- My name is Zozo.
- Adım Zozo.
Zozo fell off his bike so I'm sewing the button that fell off.
Zozo bisikletinden düşmüş, kopan düğmeleri dikiyorum.
- Zozo!
- Zozo!
- Zozo?
- Zozo?
Is that the boy that hit you?
Zozo... Sana vuran çocuk bu muydu?
- You want to wrestle with Zozo?
- Zozo'yla boğuşmak mı istiyorsun?
Zozo, listen to me.
Zozo, beni dinle.
My name is Zozo.
Ben Zozo.
- Look what Zozo gave me.
- Bak Zozo bana ne verdi. - Güzelmiş.
" Hi, Zozo.
" Selam, Zozo.
Could you leave so that I can speak to Zozo alone?
Bizi biraz yalnız bırakabilir misin, Zozo'yla konuşacağım?
- Come on, Zozo.
- Haydi, Zozo.
- That's enough, Zozo.
- Yeter, Zozo.
Zozo, what are you talking about?
Zozo, sen neden bahsediyorsun?
He's the only Zozo the station's ever had.
O, kanalın elindeki tek Zozo.
Robert Berrien. But he's been Zoo for 13 years.
Kendisi 13 yıldır Zozo.
Zoo talked about 9 / 11?
- Zozo 11 Eylül'den bahsetti mi?
My client has built this company's fortunes for 13 years being Zoo.
Müvekkilim 13 yıldır Zozo olarak, bu şirkete para kazandırdı.
Uh, Mr. Zoo. I, uh - I just wanted to say... how much I've always enjoyed your work.
Bay Zozo, ben yaptığınız işten hep çok keyif aldığımı söylemek istiyorum.