English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / 97

97 traduction Turc

1,082 traduction parallèle
Con la última reposición del cinturón de Leicester... alcanzamos un índice de 97.300.912.
En son Leicester Kavşağının tekrarını gösterdiğimizde reytingimiz 97.300.912'ydi, ITV ise sıfırdı.
97 millones menos 8.
97 milyon eksi 8.
A la izquierda, el naufragio del trasatlántico Queen Elizabeth que se hundió aquí bajo misteriosas circunstancias en 1971.
Sol taraftaki ünlü yolcu gemisi Queen Elizabeth'in enkazı, 1 97 1 yılında bilinmeyen sebeplerden dolayı burada batmış.
... 87... 88... 89... 90 91... 92... 93... 94 95... 96... 97... 98 99... 100 101... 102... 103... 104... 105...
... 87... 88... 89... 90 91... 92... 93... 94 95... 96... 97... 98 99... 100 101... 102... 103... 104... 105...
Noventa y siete minutos de vida con falta de oxígeno.
97 dakikalık yaşamdan sonra... hiç oksijen kalmayacak.
Y mi ojo derecho en el'95... y mi nariz y mi ojo izquierdo en el'97... y la mayoría de mi cráneo en'98.
Ve 95'te sağ gözümü 97'de burnumu ve sol gözümü ve 98'de kafatasımın bir kısmını.
Sí, bueno, mis papilas gustativas fueron destruidas en el choque del'97.
Evet, tat alma duyum 97'deki kazada öldü.
Usted es una basura. No menos que la basura que quiere hacer volar por los aires a 97 personas.
Seni ahlaksız... 97 İnsanı havaya uçurmak isteyen adamdan daha ahlaksız değilim.
Pero no quiero 97 muertos más en esta nave.
Ama bu gemide de 97 kişinin ölmesini istemiyorum.
Temperatura descendiendo, 98.1, 97.1.
Sıcaklık düşüyor. 37, 36 derece.
VOLVIENDO A PENSAR EN ELLO Esto era a mediados y al inicio... al inicio y a mediados de 1 97 0.
Ortasında veya başlangıncında... 1970'lerin ortasında veya başlangıcındaydı.
En otro lugar, 1 97 0, febrero, julio.
Başka yerde, Şubat-Temmuz 1970.
En 1 97 5, el título es... Aquí y en otro lugar.
1975'te Burada ve Başye Yerde.
Torbellino 297 a control.
Devriye 97.
97.000 marcos.
Doksan yedi bin mark.
Ahora, si fuera un 83 % o 97.4 %, eso sí sería un buen porcentaje... -... con todo respeto. - Mi querido, Bruno, escúcheme.
Eğer 0 / 083.3 ya da 0 / 097.4 olsaydı, bak bu gerçek anlamda gerçek bir yüzde olurdu.
¿ Qué me dice del discurso deJanine, el de la página 97?
Peki, sayfa 97 deki Janine'in konuşmasından ne haber? Biliyor musun onu?
O es un Nakajima japonés clase 97... o soy aún más idiota que él.
Bu bir Japon Nakajima Tip 97, ya da ben ondan daha budalayım.
A veces leemos que los productos químicos que forman nuestro cuerpo cuestan $ 0,97 ó 1 0 o alguna cifra de este tipo.
Bazen insan vücudunu oluşturan atomların ederinin serbest piyasada üç beş lira ya da bunun gibi bir meblağ olduğunu okuruz.
Bien, siento que no pueda recordar "el Wreck del viejo 97".
Sey "The Wreck ofthe Old 97." u hatirlayadigimiz icin üzgünüz.
La Srta. Appley cumplió 97 en mayo. ¿ No es sorprendente?
- Miss Appley Mayıs ayında 97 idi.
Charlie dijo que tenía 97.
Charlie 97 yaşındaymış diyor.
97. ¿ No es maravilloso?
Doksan yedi? Bu gerçekten muhteşem değil mi?
Plagas de virus, colapso monetario internacional... y, uh... ¿ cuál fue el que escribiste en el 97?
Virütik oluşumlar, uluslararası para göçmeleri ve.. '97'de yazdığın neydi?
- Deckard, 97.
Deckard, 97. 97.
- 97. Gracias.
Teşekkürler.
97 pasos hasta las duchas.
- Yukarıdan ses duydular efendim. - Dikkatli olun.
96, 97, 98... 99, 100.
96, 97, 98... 99, 100.
Que figuraba los 1 97 4 tarjetas de Navidad couIdn't esperar otro día.
1974 Noel kartlarının bir gün daha bekleyemeyeceğini düşünmüş.
Y el 97 % de los casos tienen una perfecta explicación logica.
Ve bunların % 97'sinin mantıklı açıklamaları ortaya çıkıyor.
0.97.
0,97.
5 Tall Cedar Road, Goose Island, Oregón 07...
5. Cedar Caddesi, Goose lsland, Oregon 97...
Las pulsaciones están a 95, 97.
Nabız 95... 97...
He visto esta peli 97 veces.
Bu filmi 97 kez gördüm.
-... tengo 97 centavos.
-... 97 sentim var.
No puedo vendérselo por 97 centavos.
97 sente satamam.
Ha subido la tarifa y sólo tengo 97 centavos.
Jeton pahalanmis ve 97 sentim var.
Tengo 97 centavos.
97 sentim var.
INFORMACIÓN 97 / 004 NIVEL 1 DE SEGURIDAD
BİLGİ 97 / 004 GÜVENLİK DÜZEYİ 1
¡ Arreglar el calentador costó noventa y siete cincuenta!
Sıcak su tesisatını tamir ettirmek 97 dolar tuttu!
- 97.0 FM
- 97 F.M.
97 peniques la última vez.
Son seferki 97 peni idi.
Ciento cuarenta y tres diamantes de primer orden... incluyendo el Gran Mogol la segunda piedra más grande que exista 97 esmeraldas 170 rubíes 40 carbunclos 61 ágatas.
Birinci kalite 143 elmas, Büyük Mogul dahil, var olan en büyük ikinci değerli taş. 97 zümrüt, 170 yakut,
Me gustaría oler cuando estás 97.
Sen 97 olduğunda kim bilir nasıl kokacaksın.
- Él no es 97.
- 97 yaşında değil ki.
Tenía 97 años. Ellos no viven mucho más allá de eso.
97 yaşındaydı, daha çok yaşamıyorlar zaten.
La zona de juego está dividida en 400 cuadras cuadradas... abandonadas después del gran terremoto del 97.
Yarışma bölgesi, 400 kilometre karelik bir alana ayrılmış durumda. Burası 97'deki büyük depremden arta kalan bir bölge.
Ambiente tal y como se programó, temperatura 97 kelvin flujo de radiación cero, campo estático normal todo exactamente como debería estar.
Çevre koşulları programlandığı gibi, sıcaklık 97 derece Kelvin, radyasyon akışı sıfır, birikim alanı uygun koşulda, her şey, en küçük ayrıntısına kadar olması gerektiği gibi.
- 85, 186... 86, 88... 89, 90... 91, 94, 195... 95, 97, 198... - 84, 185...
- 84, 85...
Noventa y siete.
97?
10-97, voy a chequear una puerta abierta en el Club de Oficiales.
Subaylar Kulübünde, açık bir kapıyı kontrol ediyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]