Translate.vc / Espagnol → Turc / Absent
Absent traduction Turc
48 traduction parallèle
- Perro. Absenta.
- Absent.
Más ajenjo, y rápido.
Bana çabuk biraz daha absent getir!
¡ Haz lo que te digo! Tráeme más ajenjo o romperé todo esto...
Benimle tartışma, hemen absent getir, yoksa buradaki her şeyi kırarım.
- No queda ajenjo.
- Artık absent kalmadı.
No he pedido ajenjo.
Senden absent istemedim.
Quería champan pero tomo pastis cómo todo el mundo.
Şampanya istedi, ama herkes gibi absent içmek zorunda kaldı.
- Tomó dos cafés y tres absentas.
- Her zamanki, iki kahve, 3 absent.
- Dos absentas.
- İki absent.
Que sean tres.
Üç absent.
La estrella Absinthe se acerca a la Tierra.
Absent Yıldızı dünyaya yaklaşıyor.
El poema se llama "Verde Absenta".
Şiirin adı yeşil absent.
La verde absenta es la poción de los condenados...
Yeşil absent lanetlenmişlerin içkisi.
... Abstinencia vierte en su cerebro. Mierda. O borracho, más despreciable que los hombres...
Absent hep sarhoş ve en çok kaybeden adam.
Absinthe... Dos.
Absent. 2 tane.
En toda mi carrera sólo he visto un hombre intoxicado con ajenjo.
Bütün kariyerim boyunca.. ... absent alemcisi sadece bir adam gördüm.
Sólo había tomado como media botella así que no digo que usted no piense que bebió ajenjo.
Ve adam sadece yarım şişe içmişti. Burada senin absent içmeyi düşenecek bir adam olmadığını söylemiyorum.
Igual que nuestro amigo Wayland, le gustaba el ajenjo.
Tıpkı bizim absent düşkünü arkadaşımız Wayland gibi.
No es una buena combinación porque el ajenjo es un epileptogénico.
Bu hiç de iyi bir kombinasyon değil. Çünkü, biliyorsunuz absent epilepsiyi tetikler.
Ese es el tipo de comportamiento que un tipo con epilepsia bebido de ajenjo puede distribuir.
İşte bu sadece absent içen ve epilepsi hastası olan birinin yapabileceği bir davranıştı.
¿ Así que acaban de desertar?
AWOL musunuz? ( AWOL : Absent Without Leave :
Como cinta.
Absent gibi.
Dos cubos de hielo con un poco de anís.
Bana buzlu absent!
Él dijo que era ajenjo.
Absent olduğunu söyledi.
( absent without leave ). ( desertar ). - Deja que me preocupe por los acrónimos.
- Kısaltmalar hakkında ben endişe edeyim.
- Hola. ¿ Has probado la absenta?
Hiç absent denedin mi?
- Encadenado y sin armas.
ln chains, absent weapons.
Ajenjo para la dama.
Bayan için Absent.
Me tomé un chupito de absenta en el bar.
Barda bir bardak absent içtim.
- Es absenta.
- Absent.
- Sí, es absenta.
- Evet, absent.
¿ Absenta?
Absent mi?
- Absenta...
- Absent...
La última vez que bebí absenta, intenté meter mi coche en mi bolsillo.
En son absent denediğimde arabamı cebime sokmaya çalışmıştım.
Se emborracharon con un par de chupitos de absenta.
Birkaç shot absent ile sarhoş oldular.
- La absenta... ha encontrado un nuevo anfitrión.
Absent kendine yeni bir taşıyıcı buldu.
La absenta.
Absent.
Y esto es absenta, bebida de los divinos.
Bu da absent, ilahi varlıkların içkisi.
¿ Has bailado con el hada verde antes?
Daha önce hiç absent içtin mi?
Oh, bebé. ¡ El hada verde me patea el trasero!
Aşkım. Absent beni mahvetti!
Si está pasado de moda, probablemente tendrá algo como... - absenta...
Adı Old Fashioned ise içinde muhtemelen absent falan...
Propongo un intercambio, una taza de café... por la mejor absenta importada... y un cigarro de calidad sin igual.
Bir takas teklifim var, en iyi ithal absent için bir kupa dolusu kahve bir de kalitesi eşsiz puro.
- Un brebaje especial.
- Nedir o? - Absent.
Sin embargo, hubo cierto incidente en Cancún, en la primavera del 94, que involucraron a una botella de absenta, un desafortunado tatuaje y 48 horas en una cárcel mejicana.
Öte yandan, 94 Bahar'ında Cancun'da bir şişe absent, pişman edici bir dövmenin olduğu ve Meksika hapishanesinde 48 saat geçirmemle sonuçlanan bir olay yaşamıştım.
El ajenjo es al amor lo que viento al fuego.
Absent kalbin aşkla çarpmasına neden olur.
Ajenjo.
Absent.
¡ Absenta!
Absent!
- Ajenjo.
- Absent *.