English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Armada

Armada traduction Turc

4,028 traduction parallèle
Este hombre es de la antigua Armada del Shogun... "Jubei el Asesino"
Bu adam eski Şogun Ordusu'ndan "Katil Jubei".
Oí que tengo escolta armada hasta que Gideon sea arrestado.
Gideon tutuklanana dek silahlı bir eskortum olacakmış.
Veo que estás armada.
Silahlı olduğunu görüyorum.
Llegamos allí en el Ejército y la Armada.
Donanmadan aldım.
Bueno, ¿ tienes tu lista de cumpleaños armada ya?
Doğum günü listeni hazırladın mı?
"Profesor Nagano" "Robo a mano armada..."
Profesör Nagano... Silahlı soygun...
Nicky por robo a mano armada.
Nicky ise silahlı soygundan.
# Caminando como una armada de un solo hombre #
* Yürü, tek kişilk bir ordu gibi *
No está en mí cuestionar al Rey y la Armada Real.
Donanmanın ve kralın kararlarını sorgulamak bana düşmez.
Mi padre ha adquirido un nombramiento en la Armada para mí como Capitán.
Babam bana donanmada yüzbaşı rütbesiyle bir kadro satın aldı.
El que me ayudó a derrotar a la armada Red Lantern, ¿ recuerdas?
Kırmızı Fener ordusunu yenmemde bana yardım eden adam, hatırladınız mı?
Una banda implicada en robos a mano armada y narcóticos.
Hırsızlıkla ve uyuşturucu ticaretiyle anılan bir çete.
Atraco a mano armada, asalto, intento de asesinato.
Silahlı soygun, tecavüz, cinayete teşebbüs..
Asegúrate de que no está armada.
Silahı olmadığından emin ol.
¿ Así que fue VDV en la Armada rusa?
Rus ordusunda Hava Kuvvetleri'nde miydin?
Un ex-coronel de la armada. Pasó a la clandestinidad cerca de 20 años atrás...
Yaklaşık 20 yıl önce faaliyetlerini gizlice devam ettirmeye başlamış.
Voy armada.
Silah taşıyorum.
Te advierto... que estoy armada.
Seni uyarıyorum... Silahım var.
Tráeme una unidad armada en estado de alerta para abrir esas puertas. Despacio.
Kapıların açılması için hazırlan. yavaşça.
- Creo que soy más útil armada.
Bence ben silahlıyken daha çok işe yararım.
Háblame de tus viejos amigos de la armada.
Bana eski asker arkadaşlarından bahset.
Estabas armada y esperabas la ocasión de encontrarte con Meg Jackson a solas.
Silahın vardı, Meg Jackson'ı yalnız yakalamak için fırsat kolladın.
Una persona, armada si todos los demás no se oponen.
Silahlı bir kişi beklesin diğer herkes geride bekleyecekse tabii.
Al final, me uní al Servicio, armada con una pistola... desde entonces he matado a 11 personas.
Bu nedenle Gizli Servise katıldım silahı belime taktım o zamandan bu yana 11 kişi öldürdüm.
La chaqueta militar, la bandera negra, la inequívoca llamada a la jihad armada.
Askeri ceket, siyah bayrak, silahlı Cihada apaçık çağrısı.
No puedo tener armas acá, Vic y una conspiración armada.
Otelimde silahlara ve silahlı bir komploya izin veremem Vic.
Y visto lo que nos encontramos en la India, tener gente armada cuidando tu espalda puede que no sea una mala idea.
Hindistan'da edindiğimiz tecrübe arkanı kollayacak bir kaç silahlı adam olmasının kötü bir fikir olmayacağını bize gösterdi.
Además, Elizabeth está armada con una severa mirada de desaprobación.
Ayrıca Elizabeth'in çok sert bir kınama bakışı vardır.
- Voy armada.
- Silahlıyım.
Si comenzamos a encarcelar irathients saludables porque podrían ser portadores vamos a tener que enfrentar una insurrección armada por sobre todo lo demás.
Sağlıklı Irathleri taşıyıcı olabilirler diye hapsetmeye başlarsak hastalıklardan ziyade bir de halledilecek silahlı bir başkaldırımız da olacak.
Soy sargento de la Armada Roja.
Kızıl Ordu'da çavuşum.
Esta es la Orden Ejecutiva 188, emitida por el presidente, dirigida a un equipo de SEALs de la Armada para asesinar al Dr. Oscar Nils, el inspector de armamento de las Naciones Unidas en Pakistán.
Bu, Başkan tarafından düzenlenen ve bir Deniz Taarruz Komando Ekibine, Pakistan'daki BM Silah Denetçisi Dr.Oscar Nills'i öldürmeleri talimatını veren 188 Sayılı Başkanlık Emri.
Este es el Suboficial Barry Hopper, el SEAL de la Armada que recibió órdenes de plantar evidencia de maletines nucleares y para asesinar al inspector nuclear que había determinado que no existían dichos dispositivos en Pakistán.
Bu adam Astsubay Barry Hopper. Cep balistik füze yerleştirme ve Pakistan'da bu tür silahlar bulunmadığını tespit eden nükleer silah denetçisini öldürme emrini alan Donanma Taarruz Komandosu.
Y una vez que esos dos objetivos hayan sido cumplidos, un contingente de reconocimiento de la armada al mando del General Reid tomarán la Casa Blanca. Y allí arrestarán al presidente y al vicepresidente.
Ve bu iki hedefe ulaşıldığı anda General Reid komutasındaki bir deniz keşif bölüğü Beyaz Saray'ı ele geçirip Başkan ve Başkan Yardımcısını tutuklayacak.
Y la verdad es, que estoy más casado con la Armada, que con ella.
Ve gerçek şu ki ondan çok donanmayla evliydim.
Marcus Chaplin nunca disparará sobre un barco de la Armada de EE.UU.
Marcus Chaplin asla bir ABD Donanma gemisine ateş açmaz.
Mañana un contingente de fuerzas de reconocimiento de la Armada pondrá al Presidente y al Vicepresidente bajo arresto.
Yarın bir donanma öncü keşif birliği Başkan ile Başkan Yardımcısını gözaltına alacak.
Pero si usted no hubiera intervenido, ¿ Marcus Chaplin habría matado a todos a bordo de una nave de la armada de Estados Unidos para proteger un barco de abastecimientos chino?
Ama sen müdahale etmeseydin Marcus Chaplin Çinli bir erzak gemisini korumak için bir donanma gemisinde bulunan herkesi öldürebilir miydi?
Asalto a mano armada, dos sospechosos, como de 40 años.
Silahlı soygun, iki şüpheli, ikisi de 40'larında.
¿ Sabes qué? Puede que incluso empiece... ya sabes, como sea que se llame... ir armada. ¿ Qué te parece?
Hatta var ya, ne derler silah bile taşırım yanımda artık.
El mundo piensa Usted está muerto - el FBI, la Armada.
Tüm dünya öldüğünü sanıyor. FBI, donanma.
Asalto y agresión. Orinar en público. ¡ Robo a mano armada!
Saldırı ve yaralama, topluma açık alanda tuvaletini yapma, silahlı soygun.
Quiero decir, es un robo a mano armada.
Bu resmen silahlı soygun.
Nos informaron de una persona armada que encaja con la descripción de su sospechosa de homicidio, Lorelei Martin. - ¿ Ha matado a alguien?
Cinayet şüpheliniz Lorelei Martins'in tarifi ile uyuşan silahlı biri olduğu raporunu aldık.
En el hotel, ¿ cuál de los administradores parecía que era el objetivo de la persona armada?
Otelde silah hangi yöneticiye doğrultulmuştu?
Su historial incluye asalto a mano armada e intento de asesinato, y eso sólo en la entrega de Premios de Música de este año.
Diğer adıyla Darius Carson. Yaptığı rap zımbırtısı ölümcül bir silahla saldırı ve cinayete teşebbüsü içeriyor ve bu da sadece bu yılın hip-hop müzik ödülleri için olandı.
Traficante, robo, asalto a mano armada, extorsión... el tipo incursionó en todo.
Karaborsacılık, büyük çaplı hırsızlık, ölümcül bir silahla saldırı, gasp... Bu herifin uğraşmadığı iş yok.
Me asusté porque sabía que estaba armada, pero ya se lo había dado a Shane.
Korktum çünkü alevi körükleyeceğini biliyordum ama telefonu da çoktan Shane'e vermiştim.
Parece como una navaja suiza abierta de la armada.
İsviçre çakısının açık hâli gibi.
Cada año, el Colegio de Guerra de la Armada escenifica una serie de juegos.
Her sene, Harp Akademisi tarafından bir dizi savaş tatbikatı düzenlenir.
La armada.
Yardım gönder.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]