Translate.vc / Espagnol → Turc / Arman
Arman traduction Turc
248 traduction parallèle
¿ Las chicas también arman las cajas de envío?
- Paketleri de mi kızlar yapıyor?
Lo atrapamos y vimos que tenía vajilla con su emblema.
Yakaladığımızda onu, sizin armanızın olduğu gümüşlerle bulduk.
Mientras tanto, los parados arman lío fuera.
Dışarıda işsizler eylem yapıyorlar.
Imaginé que serías tú el cazador, tus perros arman un escándalo inconfundible.
Avlandığını düşündüm. Tazıların sesinden anlamamak imkansız.
Si arman un buen número de variedades cobrarán el doble, tendrán 10 semanas y el tercer o cuarto lugar.
Eğer gösterini güzel bir vodvil haline getirirsen şu anki maaşının 2 katını, 10 hafta gösteri garantisi ve ismin afişte 3. veya 4. olacak.
Los periódicos arman escándalo.
Ortalığı kızıştırmada gazetelerin üzerine yok.
Arman jaleo y se portan mal.
Yaramazlık yaparlar.
Cuando arman un sistema, lo mantienen en pie hasta el final.
Bir sistem icat edip ona sadık kalırlar...
Ellos arman mucha bulla.
Çok ses yaparlar.
Qué lástima lo del alboroto que arman los periódicos.
Gazetelerdeki dedikodular çok kötü.
Es imposible con el jaleo que arman los niños.
Bu karmaşa ve çocukların arasında imkansız bir şey bu.
El penacho de mi familia era de plumas de grulla.
Aile armamız çember içinde bir turnaydı ve armanın süsleri -
Con penacho y todo.
Arman filan da var.
Éste, señores, es el joven ayudante del Sr. Vogler... y su alumno más avanzado, el Sr. Aman.
Baylar bu, Bay Vogel'in genç vasisi ve en başta gelen öğrencisi Bay Arman.
Lukey, ¿ por qué arman tanto jaleo los perros?
Lukey, köpekler neden böyle havlıyor?
Ya sabe que arman jaleo por nada.
Köpekler mi? Köpekler hiç böyle havlamazdı.
Bueno, siempre arman líos.
Her zaman berbat ederler.
Dos días después del ataque, las autoridades militares, para detener una posible difusión de enfermedades, sellan dos millas cuadradas de la zona dañada de lo que había sido Rochester y arman a los policías supervivientes, determinados a evitar por la fuerza si es necesario
Saldırıdan iki gün sonra... askeri yetkililer, salgın hastalıkları önlemek amacıyla... darbe almış olan Rochester'da 3 km karelik bir alanı kordon altına aldı. Hayatta kalan polisler, cesetlerin yakma işleminden önce... akrabaları tarafından taşınmasını... gerekirse güç kullanarak engellemek için silahlandırıldı.
- No hay de qué. ¡ Arman mucho jaleo!
- Önemli değil. Çok meraklılar!
Has olvidado la placa.
Armanı unutmuşsun.
¿ Por qué arman tanto escándalo aquí?
Onları yerleştirin!
Por eso arman tanto jaleo.
Bunun için hïrçïnlasïyorlar.
La misma cresta que estaba en el anillo... ¿ Lupin?
Yüzükteki armanın aynı... Lupin?
Andate a casa a lustrar tu placa.
Evine dön ve armanı parlat.
Por si arman el destructor.
Kıyamet cihazını kullanırlarsa diye.
Trabajan con sus hembras las arman y las llevan vestidas.
Kadınlarınızla beraber çalışıyorsunuz Onlara silah verip... kıyafet giymeye zorluyorsunuz.
A pesar de todo el ruido que arman, carecen de los recursos que necesitan los Barzan.
Goss'un tüm yaygarasına rağmen... Barzanların ihtiyaç duydukları kaynaklara sahip değiller.
Está bien si nosotros lo decimos, pero si un calamar lo dice, un marinero entonces se arman los golpes.
Biz söylersek fazla sorun olmaz, ama bir supya söylerse, yani denizci O zaman dövüş şehri gibi olur.
No. A menudo los niños se arman un lío, acaban pirados.
Çoğu zaman melez çocuklar karmakarışık bir halde doğuyor.
Primero arman a nuestros enemigos.
Düşmanlarımızı silahlandırmak yetmedi.
Tiene el escudo de su familia en sus ropas.
Elbisesinde sizin aile armanız var.
Algunos arman botes.
Bazı adamlar garajlarında sandal yaparlar.
Los sindicatos del crimen arman esas historias para asustar a la gente.
Suç örgütleri insanları korkutmak için bu hikâyeleri yayıyor.
Sube tu bandera, Doolie.
Armanı düzelt, Doolie.
¡ Tu corbatín!
Boyun arman!
Este logo esta bordado a mano y lleva botones Corriso, los más famosos del mundo, hechos por la exquisita empresa Andulo.
Armanın etrafında el işçiliğine bakın ve bunlar da en iyi antilop boynuzundan yapılmış dünyaca ünlü corisso düğmeleri.
-... Y mira este logo bordado a mano.
Ve bir de armanın erafındaki el işçiliğine bak.
Estuve pensando que Mafías y yo podemos liderar el ataque por aquí mientras tú y los demás se arman, y hacen lo que pueden aquí y aquí.
Benim düşündüğüm şey... Maphias ve ben saldırıya buradan liderlik edeceğiz... sen ve diğerleri kendinizi silahlandırıp, yapabileceğiniz şeyi yaparken... - burada ve burada.
Quiero que el escudo de armas se exhiba aquí.
Armanın buraya asılmasını istiyorum.
Bien, por qué no arman una pelea.
Neden bilek güresi yapmıyorlar?
Me arman con alambraje.
Devreye bağlanıyorum.
Juez Arman Butterworth ha otorgado 97 a Lewis... 96 a Boudreau...
Hakem Arman Butterworth'a göre Lewis 97... - Lewis mi? - Boudreau 96.
- ¡ Lo es! Arman cada una de estas a mano.
Birbiriyle el ile birleşirler.
Todo ese bochinche que arman para hablar... "hablar", para gritar, me pareci ¢ muy pretencioso.
Söylemek istediğin, daha doğrusu resmen... bağırdığın şeyler, bence çok ukalacaydı.
Quiero que el escudo de armas cuelgue de ahí.
Armanın buraya asılmasını istiyorum.
¿ Dónde está el escudo del colegio?
- Okul arman nerede?
Déjame ver tu parche.
Armanı göreyim.
Si arman tanto jaleo Bobby no puede dormir.
Bobby bu gürültüde uyuyamıyor.
Sí, coincide con tu anillo.
Evet, yüzüğündeki armanın aynı.
- ¿ te los arman? Ay, dale, adrián, no me hinchés las pelotas, sabés cómo es esto.
Yapma Adrian, nasıl olduğunu biliyorsun.
¿ Y no es ese tu blasón?
Bu sendeki armanın aynısı değil mi?