Translate.vc / Espagnol → Turc / Artista
Artista traduction Turc
6,796 traduction parallèle
Eres un artista.
Ressamsın.
Bueno, es un artista.
- Çünkü o bir sanatçı.
Tienes suerte de estar casado con una artista cuerda.
Sen aklı başında bir sanatçıyla evli olduğun için şanslısın.
¿ Artista? Eres una actriz. # Nos hemos lastimado #
- Sen sanatçı değilsin ki, aktrissin.
Miren, soy un artista.
Bakın, ben bir şovmenim.
Eso está perfecto. Un artista pinta lo que ve personalmente.
Gerçek bir sanatçı ruhunun gördüğünü çizer...
Una de las cosas que intento hacer... es imaginarme el momento exacto... en la vida del artista... antes que la pintura ni siquiera se haya secado.
Yapmaya çalıştığım şeylerden biri kendimi sanatçının hayatında hayal etmek.
un verdadero artista, en una época.
Gerçekten ilgilendi.
Tan artista como podrías ser en Spartanburg.
Spartanburg'da sanatla ne kadar ilgilenilirse artık.
Ella parece ser siempre tan sutil, observando con ironía al artista mientras es observada por él.
Sanatçı ona bakarken Christina da kurnaz ve alaycı bir ifadeyle sanatçıyı izliyor.
Esta pintura es enorme, así que físicamente, debe haber habido grandes desafíos pintándola, pero artísticamente, miren el detalle, miren la observación que el artista fue capaz de representar.
Bu çok büyük bir tablo. Resmi yaparken çok fazla zorlanmış olmalı. Ama sanatsal açıdan...
¿ Cómo hace que el uso del azul, yuxtapuesto contra ese gran derroche de color amarillo, represente algo en la mente del artista?
Burada bolca kullanılan sarıya bitişik mavi renk sanatçının zihninden geçen bir şeye işaret ediyor olabilir mi?
Todo esto, realmente, trata de buscar y reflexionar y de aprender la manera de descifrar pinturas y entender cuál era la intención del artista.
Tüm bu sorular görme ve düşünme biçimlerimizle ilişkilidir. Bir resmi çeşitli biçimlerde çözümleyerek sanatçının amacını anlayabiliriz.
Así que el artista tiene que decidir en qué punto de la historia va a... ¿ Se va a centrar en él o en ella?
Bu durumda sanatçı, öykünün hangi sahnesine yoğunlaşacağına karar vermelidir.
Y por eso me convertí en una artista.
Ben de bu nedenle sanatçı oldum.
Miras este retrato de un caballo y es difícil imaginar que esto está pintado por alguien, que en realidad no tenía una especial formación como artista.
Lütfen bu at portresine bir bakın. Bu portrenin özel bir sanat eğitimi almayan birisi tarafından resmedildiğine inanmak oldukça güç.
Así que ya se había establecido como artista, de alguna manera.
Yani, bir şekilde zaten sanatçıydı.
Pensad en la forma en que una pintura, ya sea esta pintura, que es de un artista llamado Bellini, o Diana y Acteón, o la Muerte de Acteón, que vamos a ver, o Baco y Ariadna,
Bu tabloya bir bakın. Bu, Bellini adlı sanatçının bir tablosu. Ama anlatacağım şey "Diana ve Akteon" ya da "Akteon'un Ölümü" için de geçerli.
Así que quiero pensar un poco más, antes de pasar a Tiziano, lo que haremos en breve, acerca de cómo este artista cuenta la historia.
Birazdan Titian'ın resmine geçeceğiz, ama önce Bellini'nin bu resminde öyküyü nasıl anlattığını hep birlikte düşünelim.
Así que supongo que lo que he estado haciendo es ver las obras juntas, pensando en lo que las convierte en una obra completa de un solo artista, lo que las convierte en Leonardo.
Bu eserleri bir bütün olarak görmüş oldum. Tüm bunları tek bir sanatçının külliyatı yapan unsurları düşündüm. Bunları Leonardo yapan unsurları düşündüm.
Y es que de verdad que el ver los cuadros juntos, me ha hecho entender acerca de este extraordinario artista.
Bu resimleri bir arada görünce, bu olağanüstü ustayı daha iyi anladım.
Cómo siempre sientes que este es un artista que sigue dando con cada una de las obras.
Leonardo'nun her bir çalışmasına kendinden bir şey katarak ufkumuzu açtığını hissettim.
En realidad se trata de la personalidad del artista.
Bu gerçekten de sanatçının kişiliğiyle ilgili bir şey.
Es un artista que constantemente perfecciona, que retoma ciertos temas una y otra vez.
Leonardo, belirli temaları tekrar tekrar ele aldı ve sürekli geliştirdi.
Y así, nunca sabremos hasta qué punto el artista entonó de nuevo.
Bu nedenle, sanatçının ilk başta nasıl bir tonlama yaptığını asla öğrenemeyeceğiz.
Tiziano llamó a estas obras de forma especial, las llamó "poemas", "poesie", y fue la primera vez que un artista se refirió a su obra de una manera en que se comparaba a sí mismo,
Titian bu eserlere özel bir ad verdi. Bunlara şiir dedi, "poésie". İlk kez bir ressam kendi eserlerini bu şekilde adlandırıyordu.
Por supuesto, probablemente no es lo que todo el mundo ve, pero eso es lo que puede ayudar a mantener estos cuadros vivos para nosotros, el misterio en torno a lo que el artista se había propuesto,
Elbette, herkes aynı şeyleri görmeyebilir. Bu resimleri bizim açımızdan canlı kılan şey tam da budur... Sanatçının amaçladığı şeyin etrafını saran bu gizem tabakası.
Y los dedos del artista, listos
Şimdi her şey bir sanatçının parmağının ucunda.
Eres una artista, también.
Sen de sanatçısın.
Siempre he sido un artista.
Her zaman bir sanatçı olmuşumdur.
- Sí. Soy un artista incomprendido.
- Evet, toplumdan dışlanmış bir sanatçıyım.
- El de una artista.
- Bir sanatçının parfümü.
Hubo este artista hay que hizo éstos, como, gigante, perros brillantes.
Orada, dev gibi bu sanatçı vardı ; Parlak köpekler.
Presentación de primera, un artista marcial mixto con un récord profesional de 7 victorias sin derrotas.
Tanıtılan ilk, karışık dövüş sanatçısı Yenilgisiz 7 galibiyet ile profesyonel bir rekor.
Nos conocimos en París cuando yo era un artista joven.
Ben genç bir sanatçıyken Paris'te tanışmıştık.
De hecho, soy una artista bastante buena.
Aslında bayağı iyi bir sanatçıyım.
Los romanos sabrán darle la bienvenida a un artista.
Romalılar bir sanatçı ağırlayacak. Assurancetourix
Sí, pero es mala artista para ser una yonqui.
Ama bir keşe göre fena sanatçı sayılmaz.
¿ Cómo un artista de la estafa?
Üçkağıtçı gibi mi? Bu iyiymiş.
Miren cómo el artista capturó las líneas del cuerpo... casi perfectamente.
Sanatçı vücut hatlarını neredeyse mükemmel denecek kadar iyi yakalamış.
¿ Dices que nuestro sospechoso es un artista?
Şüphelimizin sanatçı olduğunu mu söylüyorsun?
Como un artista.
Bir sanatçı gibi.
Una pintura de un artista desconocido.
Bilinmeyen bir sanatçıya ait bir resim.
Mi padre me contó una vez cómo ella se había enamorado de un artista.
Babam bana bir keresinde annemin bir sanatçıya aşık olduğunu söylemişti.
Pero ambos habíamos engañado con éxito a un experto artista estafador y eso podría valer una fortuna.
Ama ikimiz de usta bir dolandırıcı tarafından dolandırılmıştık,... ve bu paha biçilemez bir şeye dönüşebilirdi.
Bueno, es un poco difícil de creer que una artista de la estafa casándose con el jefe de un organización benéfica es solo una coincidencia.
Bir dolandırıcının, hayır kurumunun başkanıyla evlenmesinin yanızca tesadüf olduğuna inanmak zor.
Ella sigue siendo un artista de la estafa.
Hala bir dolandırıcı.
Eres el que ha intentado persuadirnos de que es una artista de la estafa en la que no se puede confiar.
En başından beri bizi onun güvenilmez bir dolandırıcı olduğuna ikna etmeye çalışıyordun.
Debo decir que es una verdadera artista.
Çok yetenekli olduğunu söylemem gerek.
Era un artista...
- Bir süre sanatla ilgilendi.
Artista borracho.
- Sidik sanatçısı.