Translate.vc / Espagnol → Turc / Atención
Atención traduction Turc
30,384 traduction parallèle
Hola a todos. Si pudiera tener su atención por favor.
Herkesin dikkatini buraya toplayabilir miyim?
Atención, toda la tripulación.
Tüm birimlerin dikkatine.
Si, hey, apreciamos la extra atención, ¿ Pero ustedes no tienen recepcionista?
Tüm dikkatinizi bize verdiğiniz için teşekkürler ama sizin bir sekreteriniz yok mu?
Entonces entiende que su relación con Zane llamara la atención de la policía.
O yüzden Zane ile olan ilişkin Polisi neden meraklandırıyor anlamışsındır.
Tenía su atención.
Dikkatlerini çekmişti.
Es sobre atención consciente, - que es sobre ser completamente...
Farkındalıkla ilgili yani tamamıyla...
Necesito ayuda de verdad con esta mierda de la atención consciente.
Şu farkındalık sikini öğrenmem şart.
Mi terapeuta dijo que tengo que practicar la atención consciente, así que me concentro en el sabor de la comida, la sensación en boca, la deglución, el reflejo... en mi deglución.
Terapistim farkındalığa alışmam gerektiğini söyledi o yüzden yemeklerin tadına, ağzımda bıraktığı hisse yutmama odaklanıyorum yutmama dikkat ediyorum.
Tienes que ser una especie de gurú de la atención consciente.
Keşfedilmemiş bir farkındalık gurusu olabilirsin sen.
Si creías que eso era una pista, no estabas prestando atención.
Ona açıklama diyorsan tam dinlemedin sanırım.
Usted está dando este hombre la atención inadecuada.
- Bu adama yanlış tedavi uyguluyorsunuz.
La atención totalmente en la comida.
Bütün dikkat yemeğin üzerinde.
Solo fue un triste y patético intento para conseguir atención.
Bu sadece ilgi görmek için kötü bir denemeydi.
¿ Qué atención estabas intentando conseguir?
Kimin ilgisini çekmeye çalışıyordun?
Presta atención, muchacho.
Dikkat et evlat.
Porque, ahora, te veo 10 % del tiempo, y cuando lo hago, tengo el 100 % de tu atención.
Çünkü şimdi seni vaktimin % 10'unda görüyorum... ama gördüğüm zaman % 100 ilgi gösteriyorsun.
Si me mudo aquí, tendré el 10 % de tu atención el 100 % del tiempo.
Tekrar buraya taşınırsam... vaktimin % 100'ünde bana % 10 ilgi göstereceksin.
No te prestaba atención
- Dinlemiyordum.
Para llamar la atención, para hacerse la víctima.
Dikkat çekmek, mağduru oynamak için.
Thirio va a tener un poco de atención en la noche de apertura.
Thirio'nun açılış gecesi için dedikodu yayacak.
La atención es buena.
Dedikodu iyidir.
- ¡ Escucha, parque Prospect, presta atención!
- Prospect Parkı, baksanıza!
¡ Escucha, parque Prospect, presta atención!
Prospect Park, baksanıza!
Sin llamar la atención, sin hacer estupideces...
Göze batmayacağız, aptalca davranmayacağız.
Quiero postre, pero nada en tu menú me llama la atención.
Tatlı istiyorum ama menüdekilerin hiçbiri bana hitap etmiyor.
Oye, no llamemos mucho la atención.
Üzerimize fazla dikkat çekmeyelim.
Nos preguntábamos por qué desvió su atención de Bensonhurst.
Dikkatinizi Bensonhurst'ten uzaklaştıran şeyin ne olduğunu merak ediyorduk.
Llegamos a entrar en su juego, tener suficiente de su dinero para llamar su atención,
Oyununa girip yeterince parasını almak dikkatini çekmeye yeter.
Sólo estamos tratando de conseguir Su atención,
Dikkatinizi çekmeye çalışıyorduk.
Tienes mi atención,
Dikkatimi çektiniz.
Y es por eso que tendré que hacer que concentres tu atención.
O yüzden dikkatini toplamanı sağlamalıyım.
El fuego atraerá mucha atención indeseada.
Bu yangın çok fazla ilgi çekecektir.
Ahora que tenemos su atención, ¿ podrían, por favor, abandonar el comedor inmediatamente?
Dikkatinizi toplayabildiğimize göre hepiniz yemek salonunu terk edebilir misiniz?
Hex y yo atraeremos su atención mientras vosotros dos os aseguráis de que Turnbull no puede extraer más estrella enana del suelo.
- Hex'le ben dikkatlerini dağıtırken siz ikiniz Turnbull'un daha fazla cüce yıldızı çıkartamamasını sağlayın.
La única razón por la que Lily existe fue porque convenciste a tu yo más joven de ponerle más atención a tu esposa y menos a ponerse un condón.
Lily'nin var olmasının tek sebebi, genç halini karınla daha çok ilgilenmeye ve korunmaya daha az önem vermeye ikna etmiş olman.
Atención, ya vamos, no se dejen atrapar.
- Dikkatli olun, girmek üzereyiz. Ağımıza düşmeyin.
Darhk y su velocista querían llamar nuestra atención.
Darhk ve hızcı arkadaşı bunun dikkatimizi çekeceğini biliyorlardı.
¿ No te llamó la atención para nada?
- Seni hiç mi cezbetmedi?
Allen, acaba de llamarme la atención que te has estado dando acceso no autorizado a los archivos de los casos de tu compañero.
Allen, anladığım kadarıyla izin almadan meslektaşının dava dosyalarına bakıyormuşsun.
Hay muchas cosas aquí que requieren de mi atención.
Buradaki çoğu şeyle benim ilgilenmem gerekiyor.
Hemos tenido que cerrar tres hospitales en los últimos 18 meses, pero con un acto de atención médica gratuita como esta, podemos deshacer algo de ese daño.
Son 18 ayda 3 tane hastane kapandı. Bunun gibi ücretsiz klinik hizmetiyle şehri eski haline getirebiliriz.
En un... en un día, podemos proporcionar atención médica a más de mil personas.
Bir günde bin kişiye kadar tıbbi yardımda bulunabiliriz.
No, tenemos que desviar su atención, y luego uno de nosotros se cuela y toca la campana.
Hayır, dikkatlerini çekmemiz lazım. Bu sayede birimiz gizlice geçer ve zili çalarız.
Podría hacer algunas pruebas, pero tomará algo de tiempo y prefiero mantener mi atención en lo de encontrar a Sampson antes que lastime a alguien más.
Bazı testler yaparım, fakat zaman alacak ve tabii bir gözüm de "Sampson'u başkalarına zarar vermeden önce bul" seçeneğinde olacak.
Si piensas en grande, vas a atraer la atención de Tobias Church.
Eğer daha fazla büyürsen, dikkatleri Tobias Church'ten alırsın.
Todavía sigo llevando la carga por no estar cuando la UAC fue atacada y hay un voto por rezonificación que requiere de mi atención.
Hala daha SKB saldırıya uğradığında ortada olmayışımın yarattığı etkiyi düzeltmeye çalışıyorum ve gerçekten dikkatimi vermem gereken bir oylama var.
Entonces supongo que no pusiste atención durante la ceremonia.
O halde tören sırasında pek dikkat etmiyordun.
Necesitamos atención médica inmediatamente.
Acil olarak tıbbi desteğe ihtiyacımız var.
Tal vez no puse atención durante las instrucciones, ¿ pero el punto no era que nos atraparan?
Basın toplantısı sırasında çok dikkat kesilemedim belki ama amaç yakalanmak değil mi?
Presta atención.
Takip et!
No has estado prestando atención.
- Beni dinlememişsin.