English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Ay

Ay traduction Turc

138,292 traduction parallèle
Al darme vuelta veo que la luna le ilumina el rostro y todo se ralentiza.
Arkamı döndüğümde yüzüne vuran ay ışığını gördüm ve her şey yavaşlamaya başladı.
Nuestros generales han informado que la reserva de munición del ejército se ha reducido a un suministro para seis meses.
Generallerimiz bana, ordumuzun mühimmat stokunun altı ay yetecek kadar azaldığını bildirdi.
Por favor, ¿ tiene una moneda?
Lütfen, biraz bozuk para ayırın.
Dentro de unos meses un astrónomo británico se dirigirá a África para captar el eclipse solar.
İngiliz bir gök bilimci, birkaç ay sonra Güneş tutulmasını çekmek için Afrika'ya gidecek.
Cuidémonos entre nosotros cumplamos el plan, mantengámonos unidos.
Birbirimizi kol / ayıp... plana uyalım, sıkı duralım.
Tú quieres tener otro hijo que ella cargará durante nueve meses.
Dokuz ay boyunca karnında taşıyacağı bir bebek daha istiyorsun.
El juicio duró cinco meses, su cabeza no tenía menos de 20 recompensas.
Mahkeme beş ay sürdü. 20'den fazla kelle avcısı peşindeydi.
Los aislarán, los intimidarán hasta encontrar su punto débil y lo explotarán.
En zayıf halkanızı bulana kadar sizi ayırıp korkuturlar ve oradan patlatırlar.
Llevará algo de tiempo poner en orden los asuntos, pero reservaré un pasaje para después de la boda.
İşlerimizi düzene sokmak biraz zaman alacak ama düğünden sonrası için bilet ayırtacağım.
Ay, Dios.
Tanrım.
Gordo de mierda.
Şişko ayı.
Prométame que reservará un poco de esa energía mental para la ciencia.
O beyin gücünün birazını bilime ayıracağınıza söz verin.
No lo creí al principio, pero ese bastardo de Hahn lo ha conseguido.
Almanlar atomun çekirdeğini ayırmış. Başta inanmamıştım ama o şerefsiz Hahn gerçekten başarmış.
Gracias por su tiempo, Herr profesor.
Zaman ayırdığınız için teşekkürler, herr profesör.
Con suerte, solo unos meses.
Umarım yalnızca birkaç ay kalacağız.
¿ Qué características distintivas ves?
Hangi ayırt edici özelliğini görebiliyorsun?
Estamos jodidos para el Cuatro si el clima no mejora.
Yağmur kesilmezse ayın dördü için hapı yuttuk demektir.
¿ Piensas pagarme por mi tiempo?
Ayırdığım zamanın parasını verecek misin?
Llevaría un mes recoger cada una de las partecitas de tu cuerpo.
Tüm o hassas parçalarını toplamak bir ay sürer.
No es que te extrañaría, pero si me cuestas el último buen mes de navegación de mi vida, orinaré sobre tu tumba todos los días hasta que me muera.
Seni özlemle anmam ama hayatımda tekne gezintisi yapacağım son ayı heba edersen yemin ederim, ölene dek her gün mezarına işerim.
Puedo hacerlo el mes que viene.
Gelecek ay yapabilirim.
Las pilas son la mitad de lo que eran hace un mes.
Bir ay öncesine oranla para destelerinin miktarı yarıya indi.
Porque estoy seguro de que vale unos minutos de su tiempo.
Çünkü birkaç dakikanı ayırırsan buna kesinlikle değeceğini düşünüyorum.
Salvo que un inversor muera el mes que viene, no notarán la falta.
Yatırımcının biri gelecek ay ölmezse paranın el değiştirdiğini fark etmezler.
- Eso no es justo.
- Ayıp oluyor.
- Por favor.
- Ayıp oluyor dostum.
Es la segunda vez en un mes que renuncias.
Bu ay ikinci kez işten çıktın.
Compren toda su ropa para el frío, ahora con el 10 % de descuento en nuestras Superofertas de septiembre.
Soğuk hava ekipmanları reyonumuzda, eylül ayına özel yüzde on indirim sizleri bekliyor.
Unas pocas cosas, solo cosas que necesiten sí o sí.
Sadece yanınızdan ayırmadığınız eşyalarınızı alın.
Apostaría a que estaba sobrio.
Ayık olduğuna iddiaya girerim.
Es descortés.
Bunu ayıp bulur.
Wendy, en seis meses, renovará su licencia de conducir.
Wendy, altı ay içinde ehliyetleri yenilemelisiniz.
Me contrató hace unos meses.
Birkaç ay önce bana bir iş vermişti.
Necesitas más diversión en tu vida.
- Hayatında eğlenceye daha çok yer ayırman lazım.
Probablemente de Moon.
Muhtemelen Ay'ın.
Le dije a Moon que se relajase, pero dice : " El bebé es demasiado malvado.
Sana Ay demiştim, sakinleş. Ama hepsi, " Bebek çok kötü.
Tan cierto como que la luna atrae a las mareas, aquí nos encontramos otra vez.
Ay'ın dalgaları çekmesi kadar kesin bir şekilde yine bu duruma düştük :
Anoche estaba mirando la luna y preguntándome, ¿ por qué no se cae?
Dün gece Ay'a bakıyordum ve neden yere düşmüyor diye merak ettim.
Y si eso es verdad, entonces ¿ cómo es que la leche de mi gato no se sale del plato y se derrama por todo el suelo cuando la luna pasa por encima?
Doğruysa, Ay tepemizden geçerken neden kedimin sütü kabından dışarı dökülmüyor?
¿ Y de dónde ha salido la luna?
Hem Ay nereden geliyor ki?
Basándome en los nuevos datos, yo diría que tenemos dos meses de supervivencia.
Yeni verilere dayanarak, Hayatta kalmak için 2 ayımız daha var diyebilirim.
Solo hay una variable que diferencia a Luna de los demás.
Luna'yı diğerlerinden ayıran tek bir değişken var.
¿ Podría haber sido un oso?
Ayı olabilir mi?
No fue un oso.
Ayı değildi.
Solo hay una variable que diferencia a Luna de los demás.
Lunayı diğerlerinden ayırdeden yalnızca tek farkı var.
Este es el último lote de alcohol.
Bu ayışığının son paketi.
¿ Quieres provocar un incendio a las puertas de la nave que llevamos poniendo a punto un mes?
Geminin önünde patlamamı yapmak istiyorsun? Geçen ayı sadece hazırlık yapmakla harcamadıkmı?
Muchas gracias por su tiempo.
Vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
Comienzan las clases, y los patios de la novena universidad de la Liga Ivy están repletos de futuros atletas y presidentes, innovadores que quieren inventar el próximo Facebook y estudiantes variados obligados a tomarse fotos grupales para el folleto de admisión.
Yeni dönem başlayalı iki ay oldu ve dokuzuncu Ivy League üniversitesinin bahçeleri geleceğin elitleriyle ve başkanlarıyla, geleceğin Facebook'unu yaratmaya çalışan mucitlerle, tanıtım broşürü için grup fotoğrafı çektirmeye zorlanan farklı ırklardan öğrencilerle dolup taşıyor.
- Nadie tiene tiempo para pene.
- Siklere ayıracak vaktim yok.
Ay, Dios mío.
Tanrım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]