Translate.vc / Espagnol → Turc / Backup
Backup traduction Turc
41 traduction parallèle
Descubrí que tenía este backup de personalidad de emergencia y creí que funcionaría mejor
Daha çok işimize yarayacağını düşündüğüm, acil durum yedek kişiliği.
Y si perturban al Sr. Backup aqui, los tenemos.
Ve bu diğer alıcıya dokundukları anda, avucumuzdalar demektir.
sistemas de backup? Desaparecido.
- Yedek sistemler?
- Pediré refuerzos. - No hay tiempo.
- I should call for backup.
- Sí, o hicieron un backup del sistema.
- Evet veya bir destek sistemi var.
Tiene capacidad para servir de backup para ambos ordenadores.
İki bilgisayar için de destek arşivi görevi görebilecek kadar kapasitesi var.
No tengo ningún backup.
Yedeği de yok.
Tenemos backup LIMS para cada computadora en el canal.
Şebekedeki her bilgisayarın sistemi yedekleniyor.
Cuando sigas a Jake Kane, llévate a Backup.
Jake Kane'in peşine düştüğün zaman hazırlıklı git.
Backup, tránquilo.
Backup, sakin ol.
Backup, tranquilo.
Backup, sakin ol.
Recuerdo que dijiste algo sobre llevar a Backup.
Hazırlıklı olmamı söylediğini hatırlıyorum.
Un backup. Es lo que queda cuando borras un archivo.
Bir dosyayı sildiğinde etiketi kalıyor.
Nunca lo he dicho, pero tenía dudas sobre el sistema de backup. ¿ Qué?
Bunu hiçbir zaman söylemedim ama destek sistemi hakkında şüphelerim vardı.
- Sacó a Respaldo.
- Backup'ı dışarı çıkardı.
Una palabra mía y Respaldo atacará tu garganta.
Bir sözümle Backup boğazına yapışır.
Ya se ocupará Backup de los platos.
Bulaşıklarla köpeğimiz ilgilenir.
Recuperación de datos del backup :
Yedek bilgilere erişiliyor.
Sí, me temo que puse a Backup a cargo mientras esté fuera y ha sido instruido para maltratar a tu novio si está aquí después de la medianoche.
- Tabii. Sanırım bu sorumluluğu Kurtarıcı'ya vereceğim. Erkek arkadaşın gece yarısından sonra hâlâ buradaysa onu hırpalamak için eğitim aldı.
¿ Backup está a cargo?
Sorumluluk Kurtarıcı'da mı?
Backup estaba muy preocupado.
Kurtarıcı seni çok merak etti.
Backup y yo somos viejos amigos.
Kurtarıcı ile ben eski dostuz.
Oye, Backup, puedes quedarte.
Kurtarıcı sen kalabilirsin.
Podremos hacer un backup de nuestro cerebro.
Dosyalarınızı yedekliyebilirisiniz.
Conexión de chequeo a respaldo del cerebro, funcionado.
Beynin backup'ı için bağlantı denetimi... Onaylandı.
Sólo hasta backup obtiene aquí.
Sadece yardım gelene kadar.
Se ha puesto en marcha el backup del sistema, pero se necesita el flujo eléctrico para suministrar oxígeno y las luces de emergencia.
Takviye sistemler devrede, ancak oksijen desteği ve emercensi aydınlatma için öncelikle enerji gerekiyor.
Tengo tu unidad de backup!
Hunter, Yedek sürücüyü aldım!
Limpiezas en el lugar, destrucción de hard drives y artefactos de backup.
Yerinde temizleme, sabit disklerin yok edilmesi ve bilgisayar yedeklenmesi.
Porque se necesitó nuestro backup y el del fiscal del distrito.
Çünkü bizim ve başsavcının yedek dosyalarını aldı.
Wai, averiguar cuándo llegará backup.
Wai, destek ne zaman gelecek ögren..
Refuerzos en su ubicación en cinco minutos.
Backup to your location in five minutes.
Pero había un backup externo donde se almacenaban los datos.
Ama dosyaların depo edildiği arka kapı bir yedek vardı.
Así que analizamos el backup y encontramos una pequeña anomalía.
Yedekleri aradık ve ufacık sıra dışı bir şey bulduk.
Es improbable que R2 pueda tener el resto del mapa en su backup.
R2'nin yedek verilerinde haritanın geri kalanını bulmak oldukça şüpheli.
La mayoría de los móviles registran donde quiera que vayas, así que si Sam hizo un backup de su su teléfono a la laptop, podría haber datos que demuestren que esa noche estuvo en la fraternidad.
Çoğu telefon gidilen yerleri kaydeder,... eğer Sam telefonunu bilgisayarına yedeklediyse o gece dernek evine gittiğini gösteren bir bilgiye ulaşabiliriz.
Kevin, voy a necesitar la camisa de repuesto.
Kevin, I'm going to need the backup shirt.
Esa es la de repuesto.
That is the backup shirt.
Tendría entonces que suicharse al modo backup y ventilar desde afuera.
- Odaklan. - Anladım. Tamam, işte, Nam-Shub.
Backup y yo paseamos por aquí casi cada día.
Backup ve ben neredeyse her gün burada yürüyoruz.
Voy ya mismo a donde está el backup, con el prototipo.
Şimdi prototipi aldım, yedekleme bölgesine gidiyorum.