Translate.vc / Espagnol → Turc / Bando
Bando traduction Turc
2,105 traduction parallèle
Creo que Leo ha cambiado de bando
Sanırım Leo taraf değiştirdi.
Levantas los brazos para rendirte solo para darte cuenta que te hirió tu propio bando.
Dostunun açtığı ateşle vurulduğu fark edilince, silahlar indirildi.
Y por muy difícil de creer que sea, todos estamos en el mismo bando, buscando lo mismo.
Ve bunu görmek ne kadar zor olsa da hepimiz aynı şeyin peşindeyiz.
No creíste realmente que me harías cambiar de bando.
Onu ele vermemi sağlayabileceğine cidden inandın mı?
Bueno, no se va a cambiar de bando,
Hiç tepki vermiyor.
Es tiempo de que elijas un bando.
Bir tarafı seçmenin zamanı geldi.
¿ Así que estás cambiando de bando?
Taraf mı değiştiriyorsun?
Su bando jodió nuestro país durante una generación.
Onun tarafı ülkemizin bir neslini mahvetti.
¿ Estamos en el mismo bando?
Aynı tarafta mıyız ikimiz?
Si no tienes cuidado, terminarás en la bando equivocado del apocalipsis que se avecina.
Eğer dikkatli olmazsan gelen kıyamette yanlış tarafta olabilirsin.
Y vamos a festejar como sabemos, haremos Segunda Línea como si no existiera el mañana, y disfrutaremos el Mardi Gras... sobre las ruinas de la ciudad Creciente.
Her zamanki gibi eğleneceğiz, sanki yarın gelmeyecekmiş gibi Nefesli Çalgılar Bando'yla coşup hilal şeklindeki harap şehrimizde, ölesiye Mardi Gras'yı kutlayacağız.
Dime algo que nadie de tu bando parece que quiera admitir.
Sizin taraftan kimsenin kabul etmediği bir şeyi itiraf et.
Estás en su bando ahora, Janis.
Dışarılardasın, Janis.
Y nosotros mismos cambiamos de bando en varias ocasiones.
Tarafımızı bir kaç kez değiştirmiştik.
¿ En qué bando deberíamos estar ahora que las gargantas de Anila y Sara Marku han sido cortadas?
Anila ve Sara Marku'nun boğazı kesildiği şu anda, hangi tarafta olmalıyız?
Estamos todos en el mismo bando.
Hepimiz aynı taraftayız.
¿ En el mismo bando?
Aynı tarafta mı?
Pero esto significa algo para el general, así que por favor no me hagas escoger un bando.
Ama konu generale geldiğinde lütfen bana taraf seçtirme.
Nada probaría tanto que estamos en el mismo bando como el Borrón registrándose.
Görüntü'nün kayıt olmasından daha çok aynı tarafta olduğumuzu gösteren bir şey olamaz.
¿ En qué bando estás, Judá Ben Hur?
Kimin tarafındasın Judah Ben Hur?
Quiere el nombre de esos líderes tribales afganos que están trabajando con nuestro bando.
Bizim tarafımızda geçen Afgan Lideri'nin adını istiyorlar.
Emma descubrió que estaba embarazada de su hijo, y cambió de bando.
Vakar'ın çocuğunu taşıdığını öğrenen Emma, taraf değiştirdi.
Y si le dices a una chica que la vas a llevar a un partido de football, y en el entretiempo la banda sale al campo y deletrea su número de teléfono, esa no es una chica para llevarle a mamá.
Yine, futbol maçına götürdüğün bir kızın maçta, devre arasında bando gelip yüksek sesle telefon numarasını söylüyorsa bu kız da eve götürebileceğin türden bir kız değildir.
¿ Puedo preguntarle en qué bando está usted señor Chima?
Siz hangi taraftasınız Bay Chima?
O una gran perdida. ¿ Qué pasaría si ella cambia de bando?
Ya da büyük bir kayıp. Ya taraf değiştiriyorsa?
La banda, va delante de la sociedad histórica.
Bando takımı ön sırada olacak.
Debe de haber alguien en esos complejos que está en el bando de los talibanes y mantiene un ojo en nosotros.
Bu çevrelerde Taliban taraftari olan ve bir gözünü üstümüzden ayirmayan biri mutlaka vardir.
Pero yo sólo quería mostrarle que tiene amigos en su bando, ¿ sabes?
Buna rağmen dayanamadım, dostlarının hala yanında olduğunu ona göstermek istedim.
Estamos en el mismo bando, hermana.
Aynı taraftayız kardeşim.
Sabes que las negociaciones tuvieron un comienzo malo cuando las personas no pueden acordar siquiera dentro de su propio bando.
Taraflar kendileriyle ilgili maddeler üzerinde bile anlaşamadığında, Görüşmelerin kötü bir başlangıca doğru gitmeye başladığını anlarsınız.
Te estuve viendo en la practica de la orquesta.
Bando çalışmasına, seni izlemeye geldim bugün.
Excepto que tú y yo estamos en el mismo bando.
Ama senle ben rakip değiliz, aynı taraftayız.
¿ Está... luchando en nuestro bando?
Bizim tarafımıza... mı katıldı?
Todavía creo que deveríamos cambiar de bando a Bobby Franco. Arrestarlo en el allanamiento.
Bobby Franco'yu hala zorla giriş üzerinden tutuklayıp fiske vurmamız gerektiğini düşünüyorum.
¿ Siria cambiará de bando?
Suriye taraf mı değiştirdi?
Espera que esté en las prácticas de la banda.
Benim bando çalışmasında olduğumu sanıyor.
De verdad que... No te oigo por culpa del ensayo de la banda ; ¿ Puedes llamarme luego?
Biliyor musun seni gerçekten duyamıyorum bando çalışmam var daha sonra arar mısın?
¿ Cómo puedo estar en dos lugares al mismo tiempo? ¿ Cómo puedo estar en el ensayo de la banda y en casa al mismo tiempo?
Nası aynı anda iki yerde b irden olabilirim ; nası bando çalışmasında ve evde olabilirim ki?
Entonces escoge un bando.
O zaman tarafını seç.
Tal vez forme una banda.
Bir bando tutarım belki.
Auggie, sabes que... la gente puede cambiar de bando por tres razones :
Auggie, bilirsin, insanlar üç sebepten kararlarını değiştirirler ;...
- Si, no me he cruzado con ningún cambia-formas en nuestro bando que encaje en el montaje para culpabilizar a Dyson.
- Hale. - Bizim tarafımızda olanlardan Dyson'a tuzak kuracak tipte birini bulamadım.
Me alimento y proveo fondos para nuestro bando.
Yiyor ve bizim taraf için para topluyorum.
Conozco un Hsien, de nuestro bando.
- Bir Hsien tanıyorum, bizim tarafta.
Ya sabes cómo nuestra gente controla a todos, sin importar el bando.
Klan politikalarını çiğneyip çiğnemediklerini.
Es hora de escoger bando, colega.
Tarafını seçmenin zamanı geldi, kızım.
Puede que si hubiera elegido un bando me hubieran dado regalos.
Vay be. Belki ben de bir taraf seçseydim, bana da hediyeler gelirdi.
¿ En qué bando luchaste?
Sen kimden yanasın söylesene!
¿ En el bando de tu pequeña saboteadora?
Kundakçından mı yanasın yoksa?
La banda puede ser buena para Sofia.
Bando Sofia'ya iyi gelebilir.
En mi bando...
Benim tarafım...