Translate.vc / Espagnol → Turc / Barba
Barba traduction Turc
3,341 traduction parallèle
El de barba blanca es mi padrino, Birdie.
Beyaz sakallı olanda Manevi babam,'Küçük kuş'.
Estaba sentado, afeitando mi barba cuando esta madam choco su auto.
Bayan arabasını çarptığında ben sakal traşı için içeride oturuyordum. - Peki sen?
¿ Y la barba?
Ya sakal?
Y este pelo de barba.
Ve bu sakal kılı.
Bueno, primero decidi crear generador de ondas cerebrales, bio-mecánica y luego aprendí a operar una palanca de cambios con mi barba.
Şey, önce biyo-mekanik beyin dalgası jeneratörü geliştirdim, sonra da bu kolu sakalımla kontrol etmeyi öğrendim.
¿ Eso es el roce de una barba?
O bıyık yanığı mı?
Discúlpeme, es solo que... el viejo doctor tenía barba.
Kusura bakmayın... Eski doktorun sakalı vardı.
Quizá necesito una barba como
Belki onun gibi sakal bırakmalıyım...
Estoy teniendo un mal día con la barba.
Kötü bir sakal günü geçiriyorum.
¿ Hay algo como un buen día con la barba?
İyi sakal günü diye bir şey mi var?
Pensé que amabas a mi barba.
Sakallarımı sevdiğini sanıyordum.
Esa es otra ventaja de tener barba.
Sakallı olmanın başka bir avantajı daha.
Bueno, si se ve tan bien, ¿ Por qué no te dejas tú crecer la barba?
Madem böyle harika bir görünüş sağlıyor sen neden sakal bırakmıyorsun?
Barba.
Sakal.
¿ Realmente odias tanto mi barba?
Sakalımdan gerçekten bu kadar mı nefret ediyorsun?
Escucha, aún no veo el por qué tengo que recortar mi barba.
Bak neden tıraş olmam gerektiğini hala bilmiyorum
El de la barba, a la izquierda de la puerta, primero de la fila.
Bıyıklı adam, kapının solunda, sıranın önünde.
Bueno, me gusta tu barba.
Ben de sakalını beğendim.
Buscas a un hombre con una barba cerrada y acento italiano, ¿ verdad?
Sakallı, İtalyan aksanlı bir adam istemiştin.
"Nieve... Barba... Gracia".
"Kar, sakal, zerafet"
"Nieve... Barba... Gracia"
"Kar, sakal, nezaket."
"Nieve... " Barba... Gracia ".
"Kar sakal nezaket."
"Barba" por la playa, y "Gracia..."
- "Sakal", Sakal Plajı. "Nezaket" de...
Y dejándote barba.
- Ve bir sakal bırakmışsın.
Inglés aprender... convertir en extranjero niña paquistaní sólo casarse con extranjero barba francés, Johnny Depp...
Yabancı olmak. Pakistanlı kız, sadece yabancı evlenmek. Fransız sakalı.
¡ Oh! ¿ Qué te parece la barba?
Sakalımı beğendin mi?
¡ Por la barba de Neptuno!
Neptün'ün sakalı.
UNO TIENE BIGOTE, EL PELO LARGO, BARBA.
Birisi sakallı bıyıklı ve uzun saçlı mıydı?
Incluso me gustarías con barba.
Bıyığın olsa bile hoşlanırım senden.
Quizás encontremos a alguien con barba que pueda hacer eso de transformar el agua en vino.
Belki şu sakallı suyu şaraba dönüştüren adamlardan bulmalıyız.
¿ La compañía se llama entretenimiento Barba Roja?
Şirketin ismi de Kızıl Sakal'ın Eğlenceleri mi yoksa?
Era realmente grande con, como, una... barba parcheada y unos ojos saltones de loco.
Oldukça iri, kirli sakallı ve kocaman gözleri olan biriydi.
Creo que no quiero el omelett, Barba Roja.
Sanırım omlet yemeyeceğim, kırmızı sakal.
Cuando queme tu barba, ¿ también me halagarás?
Senin sakalını yaktığım zaman, Hala beni övmek istermisin?
Usted no muestra respeto por los mayores... ¡ Con su barba trenzada así!
Böyle örgülü sakalınla yaşlılara saygı göstermiyorsun!
Mi barba tiene su propia cuenta de Twitter.
Şu sakalın Twitter'da takipçileri var.
¿ Tiene tu barba un contrato en exclusiva o citas con una de las Kardashian?
Peki sakalının sponsoru var mı? Ya da Kardashian'la çıktı mı?
El tipo de la barba.
Sakallı adam.
George, con barba.
Sakallı George.
La barba tiene que desaparecer pero el traje...
Sakal gitmek zorunda ama takım...
Sabes, puede ser una chica con barba con un desbalance hormonal.
Bu asker sakalları fırlamış hormonsal dengesi bozuk bir kız da olabilir.
Tú le tiraste de la barba y yo le pedí una pistola.
Sen sakalını çekiştirmiştin, ben de silah istemiştim.
¿ Una barba al estilo Hemingway?
- Bu Hemingway sakallarıyla mı?
Se ve bien sin la barba.
Sakalsız gayet iyi görünüyorsun.
El tipo de la barba es un policía secreto.
Bu eleman sakallı bir sivil polis.
Debe de haber mil tío malos con pendientes de oro, barba y cicatrices.
Altın küpeli, yara izi olan ve sakallı binlerce kötü adam olmalı.
- Me gusta más Abe Lincoln. Ya sabe, el que abolió la esclavitud, gran barba.
Bilirsin işte, köleleri özgür bıraktı, harika bir sakalı vardı.
Ni idea, entonces, él me estranguló, lo que al principio estuvo bien, es super-fuerte, pero luego estaba como flotando alrededor de una luz muy brillante y de un tipo con barba.
Bilmiyorum ama sonra beni boğmaya başladı ilk başta ateşliydi. CHERYL / CAROL : Çok güçlüydü ama sonra
Del cuerpo, la cara, la barba, el pelo, la ropa, de ti.
Vücudun, yüzün, saçın, sakalın, ve elbiselerin hakkında.
Ése de la barba trenzada, ¡ No tenía idea!
Bu sakalı örgülü adam, hiç bir fikrim yoktu!
Me gusta tu barba.
Sakalın güzelmiş.