English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Beste

Beste traduction Turc

1,199 traduction parallèle
Las canciones de Led Zeppelin no les gustaban a todos.
Led Zeppelin herkesin hoşlandığı beste yapmadı.
Escribo canciones, compongo música y también canto.
Bende kalem sarki, beste ve sarki.
Por eso su programa de composición musical tocó las Danzas eslovenas.
Bu Müzikal Beste programınızın neden Slav Dansları çalmaya başladığını açıklar.
Hace años dijo que dejaría de tocar en público... porque quería componer.
Yıllar önce, artık konser vermeyeceğinizi beste yapmaya odaklanacağınızı söylemiştiniz.
Hemos esperado, han pasado los años y no hay ninguna obra musical.
Biz de bekledik, yıllar geçi fakat beste namına bir şey yok.
Está componiendo.
Beste yapıyor.
Hoy a las 17h, en el parque de la Toma de la Bastilla, se interpretarán las obras del compositor comunista Miniaev... en honor al 6º aniversario de la Gran Fiesta... de la construcción de los aerostáticos y dirigibles de Stalin.
Bugün saat beşte Bastille Fırtınası Park'ında Stalin balonları ve uçakları inşasının altıncı yıldönümü şerefine Komünist besteci Minayev'in eserlerinden oluşan bir konser verilecektir.
Empecé a enseñar porque esperaba que me daría tiempo para componer.
Doğrusu, öğretmenliğe başladım, çünkü beste yapmak için biraz boş zaman kalır, sanıyordum.
- Ibas a dedicar el verano a componer.
- Bu yaz beste yapacaktın.
¿ La que te hizo enamorarte de mí?
Bana aşık olmana yol açan beste mi?
Y, como Beethoven no oía, la idea de que dirigiera, por no hablar de componer, era impensable para muchos.
Üstelik Beethoven da işitemiyordu ve bırakın beste yapmasını, onun orkestra yönetmesi çok kişiye dokunaklı geliyordu.
Soy mejor componiendo que tocando.
Çalmaktan ziyade beste yapmakta daha iyiyim.
Admito... que cuando escribo otra música tengo otros objetivos.
Hayır, sayılmaz. İtiraf etmeliyim, diğer müzik türlerinde beste yaptığımda farklı amaçlarım oluyor.
¿ Y si vienes a cenar, a las cinco?
Saat beşte yemeğe ne dersin?
Jueves a las cinco.
Perşembe saat beşte.
Regresa antes de las 5 : 00.
Saat beşte dön, tamam mı?
Recuerda, quiero que estés en casa antes de las 5 : 00.
Beşte evde olman gerektiğini unutma.
Muy bien. ¿ 5 : 00 en punto?
İyi. Saat beşte.
5 : 00 en punto.
Saat beşte.
A las cinco.
Saat beşte.
El resto se lo daré cuando haya concluido.
İş bittiğinde sana verilmek üzere diğer beşte hazır.
Eso es más impresionante que estar dentro del 5 % de los mejores.
Bu, ilk yüzde beşte olmaktan daha etkileyici.
- A las cinco.
- Beşte.
Chequea con el meteorólogo a las 5, y tomaremos una decisión ahí.
Beşte meteorolojiyi arayıp ona göre karar veririz.
Esta tarde, a las 17 : 00.
Öğleden sonra, beşte.
Hay una red energética averiada en el nivel 5.
Seviye beşte işlevsiz bir güç şebekemiz var.
Actividad en el puerto de atraque 5.
Yanaşma iskelesi beşte hareket var.
Sólo un quinto de la masa de un iceberg está sobre la superficie.
Bir buzdağının sadece beşte biri su yüzeyindedir.
Porque ese chico es un jugador que habría que pulir. Sé que tu programa ahora va tan mal. Mi chico entraría inmediatamente en la alineación inicial.
Hala yontulmamış bir proje olmasına rağmen programının bozulduğunu biliyorum benim genç, ilk beşte çıkacak.
Bueno..
Saat beşte gemiye dönmemiz lazım.
Los que no estén aquí a las 5 perderán lo que hayan ganado.
Saat tam beşte geri gelmemiş oyuncular paralarını kaybeder.
Sus aposentos están en la cubierta 5.
Odalarınız güverte beşte.
- ¿ No íbamos a ensayar a las 5 : 00?
- Prova beşte değil miydi?
Recuerda el eclipse a las 5 : 00.
Unutma tutulma saat beşte.
¿ Y la cura es mandar a todo mundo a casa a las cinco?
Herkes düşüşte. Çaresi ne? Herkes her gece saat beşte evine mi gitsin?
Colón en la 4, John Paul en la 5.
Columbus dörtte, John Paul beşte.
En la última curva, John Paul en la 5, Colón en la 4, codo a codo.
Yarıyı geçerk en John Paul beşte, Columbus dörtte, başa baş.
Preséntate a Mabel en la cocina puntualmente a las 5 de la mañana.
Sabah saat beşte mutfakta Mabel'in emrinde olacaksın.
quien completa un perfecto quinto aterrizaje.
Aisha geliyor! Kusursuz bir iniş, beşte beş kusursuz inişle rekora gidiyorlar.
Uno, dos, tres, cuatro y cinco era una barra.
Bir, iki, üç, dört ve beşte bir çizgi ile gösteriliyordu.
¿ Dice un quinto?
- Beşte bir lordum. - Beşte bir mi dedin?
- Un quinto.
- Beşte bir.
¿ Qué tal a tres de cinco?
Peki ya beşte üç yapmana ne demeli?
Si, si hay prisa.
Saat beşte aerobik dersim var.
Oh, 5.
Beşte.
¿ Una de cada cinco?
Beşte bir mi?
La cena es a las 5.
Akşam yemeği beşte.
Quiero a sus hombres en la plaza de armas a las 5 : 00 horas. - Sí.
Ben senin adamlarını sabah beşte eğitim alanında görmek istiyorum.
¿ Llegaste a las cinco?
Sen eve beşte mi geldin?
Tráela. A las cinco a mi casa.
Saat beşte getir.
¡ Cinco!
Beşte!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]