Translate.vc / Espagnol → Turc / Bit
Bit traduction Turc
1,550 traduction parallèle
Nuestros cerebros pueden procesar 16 bits de información por segundo.
Bilincimiz saniyede 16 bit veriyi işleyebilir.
Ha habido una epidemia de piojos.
Oh, bir bit salgını söz konusu.
Muchos chicos tienen piojos.
Çocukların çoğuna bit bulaştı.
Se cuece algo.
Bu işte bir bit yeniği var.
Mira esto, lo compré en el mercadillo.
Şunlara baksana. Bit pazarında aldım.
Lo encontré en un mercado de pulgas esta mañana, es perfecto.
Bu sabah bunu bit pazarında buldum. Mükemmel.
Hay un... pequeño inconveniente.
Bu işte bir bit yeniği var.
Me sonó un poco raro, pero eran $ 500.
Bir bit yeniği olduğunu sezdim ama işin içinde 500 papel vardı. Tamam.
Probablemente un tsunami lo posó aquí. ¿ Sí?
Belki bit tsunami savurdu buraya.
Cada bit de información es una secuencia específica de ceros y unos...
Bütün bilgiler, sıfırlar ve birlerin, belli bir dizilimi olarak saklanır.
Un poco de Pam toda la noche
A little bit of Pam all night long
Un poco de Ángela en la cosa
A little bit of Angela on the thing
Un poco de Meredith en todos lados
A little bit of Meredith everywhere
Un poco de Roy comiendo pollo
A little bit of Roy eating chicken crispers
Un poco de Kim con unas costillas
A little bit of Kim with some ribs
Un poco de
A little bit of
Ladillas. ¿ Ves alguna?
Bit. Var mı?
Sin pensarlo, cogí ropa tuya prestada y es que posible que...
Aklıma gelmemişti. Bir kaç kıyafetini giydim ve sanırım sana da bit bulaştırdım.
Me has contagiado una ETS. Y eso significa que te has acostado con otra persona.
Bana bit bulaştırdın, yani başka biriyle yattın.
¡ Son ladillas, Stella!
- Bunlar bit, Stella.
Podría ser sarna.
Normal bit de olabilir.
Eso es un poco... es, como, una pequeña broma de profesor.
Bu basit bir... basit bit öğretmen şakasıydı.
Primero debes ser un culo de trapo principiante.
Başta amatör bit gör silici olabilirsin.
! Y he visto todo el desorden! No es normal.
Karışıklığı gördüğümde, bir bit yeniği olduğunu anladım.
En Auschwitz la ropa infestada con piojos y otros insectos se desinsectaba con ácido prúsico cristalizado.
Auschwitz'te, bit ve diğer haşerelerin bulaştığı kıyafetler kristalize prusik asitle dezenfekte ediliyordu.
Es una teoría.
Bit teori.
Tenía un vecino, Glen... que hacía esculturas con una sierra mecánica y las vendía en el mercado de las pulgas.
Glen isminde bir komşum vardı. Testere heykelleri yapar ve... onları bit pazarında satardı.
¿ Dónde está la trampa?
Bu işte bir bit yeniği var, dostum.
Esto no está nada claro.
Bu işte bir bit yeniği var.
Seguro que son áfidos, pero nunca se sabe.
Bit olduklarından eminim ama yine de belli olmaz.
Blaine, te aseguro que ese tipo esconde algo raro.
Blaine, hey, buraya yazıyorum, bu adamda bir bit yeniği var.
Algo no está bien.
Bu işte bir bit yeniği var.
Son buenas noticias, pero tú siempre le ves del lado oscuro.
Bu harika bir haber ama sen hemen altında bir bit yeniği arıyorsun.
- ¿ Un piojo?
- Bit mi?
No me parece que sea justo.
Bu işte bir bit yeniği var.
No es lento para tres semanas?
Isn't three weeks taking it a bit too slow?
Why don't you try to relax a bit?
neden biraz rahatlamıyorsun?
Smile a bit, you look like corpses.
gülümse biraz, ölü gibisin.
Como rabia, sarna, parvovirus, alguna enfermedad desconocida.
Bit, uyuz, kuduz ya da teşhis edilememiş bir hastalığı.
Pero para Teri Horton, una camionera de largo recorrido de 73 años que compró el cuadro por cinco dólares en una tienda de segunda mano no hay nada de "tal vez".
Ancak tabloyu bir bit pazarından beş dolara satın alan 73 yaşındaki eski uzun yol tır şoförü Teri Horton'a göre bu konuda "belki" ye yer yok.
Yo estaba en una tienda de objetos de segunda mano para comprar algo para una amiga mía que estaba realmente deprimida.
Bit pazarındaydım. Bunalımda olan bir arkadaşıma bir şeyler almaya gitmiştim.
¿ Está usted loca? Los cuadros de Jackson Pollock no acaban así como así en tiendas de segunda mano.
Jackson Pollock tabloları bit pazarına düşmez. " dedi.
Si, como Myatt sospecha, el cuadro de Teri es auténtico entonces, ¿ cómo llegó del estudio de Pollock a una tienda de California?
Teri'nin tablosu, Myatt'ın inandığı gibi gerçekten orijinalse, o zaman bu tablo nasıl oldu da Pollock'un atölyesinden Kaliforniya'daki bir bit pazarına düştü?
El cerebro procesa 400,000 millones de bits de información por segundo... pero somos conscientes únicamente de 2,000 de ellos.
Beyin saniyede 400 milyar bit bilgi işliyor. Ama bunların sadece 2.000'inin farkındayız.
Si el cerebro está procesando 400,000 millones de bits de información... y nuestro conocimiento es sólo de 2,000... eso significa que la realidad ocurre en el cerebro todo el tiempo. Está recibiendo esa información, y sin embargo no la hemos integrado.
Eğer beyin 400 milyar bit bilgi işlerken biz ancak 2.000'inin farkındaysak demek ki, gerçeklik beyinde sürekli var ve bilgi alıyor ancak bir bütün haline getiremiyoruz.
Y esa nueva visión será como tomar una linterna... y hacerla brillar desde esos 2,000 bits de información... que tienen que ver con nuestro cuerpo... y nuestro entorno y tiempo... moviéndola apenas, en la oscuridad... y mirar algo nuevo. Eso se llama comprensión.
Bu bir el feneri alıp ışığını bedenimiz, çevre ve zaman ile ilgili 2000 bit bilgiden yavaşça karanlığa tutmak ve orada yeni birşey görmek olacaktır, ki buna idrak denir.
¿ Piojos?
Bit mi?
Los piojos sólo pasan de persona a persona.
Bit sadece insandan insana geçer.
Parece sospechoso.
Pazar günü, boş bir ofiste buluşmak... bir bit yeniği olmalı.
¿ Y lo encontraron?
Onların hemen yanıbaşında yaşayan başka bir kabile varmış ve özellikleri de bit kadar olmalarıymış. Pekiyi bulmuşlar mı?
HOTEL LADI LLAS
BİT SAVAR