Translate.vc / Espagnol → Turc / Blackburn
Blackburn traduction Turc
146 traduction parallèle
Los Confederados Toman Blackburn's Ford.
Güneyliler Kazanıyor.
¿ Apartamentos Blackburn?
Blackburn apartmanı mı?
Deje de culparse por lo que le pasó a Blackburn.
Ed Blackburn'e olanlar yüzünden kendini suçlamayı bırak. Senin hatan değildi.
Y Blackburn era un gran tirador.
Blackburn de iyi bir nişancıydı.
¿ Esto mató a Blackburn y a los otros?
Ed Blackburn'ü, Gramps Johnson'u ve diğerlerini o mu öldürdü?
No compraríamos agua Evian si fuera de Blackburn, ¿ no?
Eğer adı Blackburn suyu olsaydı, kimse Evian suyu almazdı, değil mi?
- A Blackburn. - ¿ Donde nos conocimos?
- Blackburn'e.
Diane, en este momento quiero hacer una mención especial de Annie Blackburn.
Diane, özel bir konu olsa da şu anda Annie Blackburn'den bahsetmek istiyorum.
Annie Blackburn, eres muy oportuna.
Annie Blackburn, mükemmel bir zamanlaman var.
La ganadora del concurso y la nueva Señorita Twin Peaks es Annie Blackburn.
Yarışmamızın birincisi ve yeni Bayan İkiz Tepeler Annie Blackburn.
Solo pensaba en Annie Blackburn.
Oh, sadece Annie Blackburn'u düşünüyordum.
Cuando hay malas noticias, Garvin manda a Phil Blackburn.
Kötü haber olsaydı, Garvin Phil Blackburn'ü gönderirdi.
Llamaste a Blackburn...
Blackburn'ü aradın...
Y luego, al día siguiente, el Sr. Blackburn me dijo que ella dijo que yo la había acosado sexualmente.
Ertesi gün, Bay Blackburn... ona cinsel tacizde bulunduğumu söylediğini söyledi.
Hablé con Phil Blackburn.
Phil Blackburn'le konuştum.
Donald W. Blackburn, Médico.
DonaId W. BIackburn, Tıp Doktoru.
El nombre BIackburn's no está acá?
Peki Blackburn'ün adı niye listede?
Vienes o esperarás a BIackburn?
Geliyor musun, yoksa Blackburn'ü mü bekleyeceksin?
A cada lugar que has ido! a cada persona que has visto cada palabra que tu y BIackburn se han dicho, ha sido captada... grabada, vista y oída por mi mientras sucedía!
Gittiğin her yer, gördüğün her insan, Blackburn ile aranızda konuştuğunuz her bir sözcük, gizlice dinlendi, kaydedildi, görüldü ve duyuldu, benim tarafımdan, olur olmaz!
Esto es una versión modificada del diseño de Ken Blackburn de 1998.
Bu, Ken Blackburn'ün 1998'de dünya rekoru kıran tasarımının biraz değiştirilmiş şekli.
- Blackburn.
- Blackburn.
Cabo primero Blackburn.
Er Blackburn.
- Blackburn, ¿ estás bien?
- Blackburn, sen iyi misin?
¡ Venga, Blackburn!
Haydi Blackburn, haydi!
¡ Vamos, Blackburn!
Haydi Blackburn!
Blackburn, ¿ me oyes?
Blackburn, beni duyabiliyor musun?
- Blackburn, ¿ me oyes?
- Blackburn, beni duyabiliyor musun?
Todo ha pasado porque Blackburn se cayó.
- Çünkü Blackburn düştü.
El otro día hablaba con Blackburn y me preguntó :
Geçen gün Blackburn'le konuşuyordum bana " Ne değişti?
No vimos a ningún cazador. Soy Sloan Blackburn.
Az önce nehirdeydik, kaçak avcı yok.
Estudiamos las especies en peligro de extinción.
Adım Sloan Blackburn. Tehdit altındaki doğayı inceliyoruz.
Sr. Blackburn, ¿ está usted ahi?
Bay Blackburn, orada mısınız?
- Ian Blackburn.
- Ian Blackburn.
Ha estado viviendo con el Sr. Blackburn desde que era un bebé.
Bebekliğinden beri, Bay Blackburn ile yaşıyor.
En ese punto, Blackburn tomó al mono, y bajaron a ese cuarto que está después de la recámara.
İşte o anda Blackburn maymunu kaptığı gibi,... yatak odasına giden holden aşağı kata kaçtı.
- Y eso es lo que Blackburn hizo.
- Blackburn'ün yaptığı gibi.
Lo encontraron ahi, le dispararon cuatro veces.
İşte dört kez vurulmuş Blackburn oradaydı.
- Si, ¿ que tal si Ian blakburn entrenó al mono para dispararle en el cuarto de pánico?
- Evet,... ya Ian Blackburn, şempanzeyi panik odasında kendisini vurması için eğittiyse?
Randy, Ian blackburn tenía una póliza de $ 100,000
Randy, Ian Blackburn'ün 100,000 dolar yaşam sigortası vardı.
Mira, en la habitación de pánico, a Ian blackburn le dieron cuatro veces.
Düşünsene, panik odasında, Ian Blackburn dört kez vuruldu.
Estamos ayudando a la policía a investigar la muerte de Ian blackburn.
Ian Blackburn soruşturmasında polise yardım ediyoruz.
- Sra. Blackburn..
- Bayan Blackburn..
Chloe blackburn.
Chloe Blackburn.
Ian blackburn solía hacer recordatorios para sí mismo.
Ian Blackburn kendi notlarını kaydetmek için kullanırdı.
Ian blackburn fue asesinado por un hombre calvo, y Darwin lo vio suceder.
Ian Blackburn'ü kel bir adam öldürdü, ve Darwin bunu gördü.
Kurt no construyó la habitación para proteger a Ian blackburn.
Kurt, panik odasını Ian Blackburn'ü korumak için inşa tasarlamadı.
Está bajo arresto, Sr. Wolff, por el asesinato de Ian blackburn.
Ian Blackburn'ü öldürmekten tutuklusunuz Bay Wolff.
Ellos son Bill Blackburn y Steven Simms del FBI.
Bunlar Bill Blackburn ve Steven Simms. FBI'dan geliyorlar.
Con los agentes especiales Steven Simms y Bill Blackburn.
Özel ajan Steven Simms ve Bill Blackburn'ü iste.
¿ Por qué no llamamos a Simms y a Blackburn al FBI y les avisamos que lo acabamos de dejar ir...?
Ben derim ki Simms ve Blackburn'u arayalım. Nick'i saldığımızı söyleyelim.
Phyllis, no estás hablando con tu hermana en Blacburn.
Phyllis, Blackburn'deki kız kardeşinle konuşmuyorsun.