English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Bordeaux

Bordeaux traduction Turc

351 traduction parallèle
Dos horas después... estamos en Bordeaux, donde pasamos la noche...
İki saat sonra, saatte 100 km hızla giderek Bordeaux'ya vardık ve geceyi orada geçirdik.
Dos botellas de vino blanco y una botella de Burdeos
Ayrıca iki şişe beyaz şarap ve birkaç da Bordeaux.
Es de mi tío de Burdeos.
Bordeaux'da oturan halamın mektubu.
Hombres como De Wendels, Henri Bordeaux, y por vuestro viejo mariscal.
Yani De Wendeller, Henri Bordeaux ve yaşlı Mareşal gibi adamlar tarafından.
En Canadá no, pero sí en Burdeos, Francia y algunos en España...
Henüz Kanada'ya değil, ama Bordeaux, Fransa ve İspanya'da da bir kaç tane.
"Ciudad al sur de Burdeos destruida por un rayo."
"Bordeaux'un güneyindeki kasaba ışınlar tarafından yok edilmiş"
Mientras tanto, Burger, un obrero alemán. Stern, un estudiante judío en Amsterdam, Schmulski, un comerciante en Krakow, y Annette, una estudiante en Bordeaux, se ocupan de su vida cotidiana, sin saber que, a 1.000 Km. de sus casas, ya tienen una plaza asignada.
Aynı sırada, Burger adındaki bir Alman işçi Amsterdam'dan, Stern adındaki Yahudi bir öğrenci Krakov'dan bir tüccar, Schmulski ve Bordo'dan bir kız öğrenci, Annette, yüzlerce kilometre uzakta bir yerin kendileri için hazırlandığını bilmeksizin gündelik hayatlarını sürdürmekteydiler.
Están los... Yo que sé, los Bordeaux...
Diyelim bordo şarapları :
Bordeaux, Cabernet, Château Margaux... cosecha... 1837.
Bordeaux, Cabernet, Chateau Margaux hasat, 1837.
Este año todos piden burdeos.
- Bu yıl Bordeaux Şarabı çok popüler oldu.
Descubrimos el cadáver de su marido junto a la vía del ferrocarril de la línea París - Burdeos.
Kocanınızın cesedini Paris-Bordeaux tren yolunun kenarında bulduk.
Las autoridades de Burdeos registraron su compartimento en el tren.
Bordeaux'taki yetkililer onun kompartımanını araştırdılar.
Robé un banco en Burdeos, el de mi padre, pero ésa es otra historia
Bir defasında Bordeaux'da bir bankaya girmiştim. Banka babama aitti ama bu başka bir hi...
Es un veneno horrible. Se llama líquido "Bordeau".
Bu, Bordeaux denilen korkunç bir zehir.
En Burdeos, creí haberme enamorado de un chico, que no me convenía. Mis padres querían que cambiase de idea.
Bordeaux'da, birine tutulmuştum, bizimkiler de onu unutmamı istiyordu.
Duchmurtz me pidió que se lo llevara de Nápoles a Burdeos para embarcar para Estados Unidos.
Bay Du Schmurtz benden arabasını Napoli'den Bordeaux'ya götürmemi istedi. Oradan da bir gemiye yükleyip Amerika'ya götürecek.
Desde Nápoles hasta Burdeos. ¡ Vaya!
Napoli'den Bordeaux'ya...
Hoy es el 14 de agosto y el coche reembarcará en Burdeos el 27 de agosto vía Florida, Miami.
Araba gemiye yüklenmesi için 27 Ağustos'ta Bordeaux'da olacak. Oradan da Florida'ya, Miami'ye gidecek.
Pero le llevaré su Cadillac a Burdeos.
Yine de Cadillac'ını Bordeaux'ya götüreceğim.
¡ Ahora ustedes, enjáulenme a Marechal y nos vemos en Burdeos!
Siz de Maréchal'i tutuklayın ve Bordeaux polis merkezine götürün.
Acabé Io de Vincennes. Les gustó, me dieron 2 botellas de Bordeaux.
Vincennes'deki işi bitirdim, bahşiş olarak 2 şişe şarap aldım.
Presentaré un informe completo cuando lleguemos a Burdeos.
Bordeaux'a vardığımızda kapsamlı bir rapor yazacağım.
¿ Burdeos?
Bordeaux mu?
El único informe que me importa, si es que llegamos a Burdeos... es que el capitán Mueller trajo al Ingo desde 15 mil millas... a través de aguas enemigas... con un cargamento valioso de forma exitosa... aunque no jugara ajedrez por el camino.
Bordeaux'a varırsak önemseyeceğim tek rapor Kaptan Mueller'in, yolda satranç oynamasa da gemisi Ingo'yu, değerli kargosuyla birlikte, düşman sularından geçirerek 15,000 millik yoldan başarıyla getirdiği olur.
Él tiene el mando... hasta Burdeos.
Bordeaux'a kadar komuta onda.
Hasta Burdeos.
Bordeaux'a kadar.
Y si yo fuera un preso político... yo no estaría del todo decepcionado... si el barco no llegara a Burdeos.
Eğer ben bir siyasi mahkûm olsam ve bu gemi Bordeaux'a ulaşamasa kesinlikle hayal kırıklığına uğramazdım.
Está claro que no quiere que este barco llegue a Burdeos.
Bu geminin Bordeaux'a ulaşmasını istemediğin lanet plan.
Cuando lleguemos a Burdeos... este informe habrá desaparecido.
Bordeaux'a vardığımızda bu rapor kaybolmuş olacak.
Nacido el 5 de Agosto de 1907, en Bordeaux.
Doğum 5 Ağustos 1907, Bordeaux.
Vamos a abrir un buen Burdeos.
İyi bir şişe Bordeaux açalım.
Y por lo que toca a nuestro yerno, quieren enviarlo a Burdeos a comprar vino.
Damadımızı Bordeaux'ya şarap almaya gönderiyorlar.
Tiene fábricas en Bordeaux, gana millones. Es un tipo gracioso.
Göreceksin, eğlenceli biridir.
- Quiere decir que como robaron las tapicerías antiguas de mi familia, a usted le saldrá más caro.
Bordeaux Dükü'nün Nantes Fermanı'nın feshedilmesi sırasında aileme hediye ettiği halıları çalmışlar.
Existen dos tipos de preparados clásicos : El bordelés y el borgoñés.
Kullanılan iki klasik çözelti vardır, biri Bordeaux'dan, diğeri Burgundy'den.
Entonces el clima político cambió y se tornó insoportable en Bordeaux.
Sonra siyasi hava değişti ve Bordeaux çekilmez oldu.
El 16 de Junio, el gobierno se reunió en Bordeaux.
16 Haziran'da hükümet Bordeaux'da toplandı.
El 17 de Junio, 1940, el trasatlántico a vapor "Le Massilia" se encaminó desde Bordeaux hacia Morocco.
17 Haziran 1940'ta buharlı gemi Le Massilia Bordeaux'dan Fas'a yol alıyordu.
Aquellos que se quedaron atrás en Bordeaux rápidamente comprendieron que podrían explotar las circunstancias,
Bordeaux'da kalanlar, mevcut durumu sömürebileceklerini çabucak anladılar.
Viaja en el segundo vagón. El tren de Paris-Lisboa sale a las 11 : 59 pm. Llegada a Bordeaux : 5 : 43 am.
- Lizbon treni saat 11.59'da Paris'ten hareket ediyor 05.43'te de Bordo'ya ulaşıyor...
¿ Burdeos, borgoña?
Bordeaux? Burgundy?
Ni Cremant para hacer feliz al Sr. Picard.
Hangisini istersiniz? Bordeaux, Burgundy?
Un Bordeaux Rouge.
Bir Bordeaux Rouge.
Qué es todo esto de marcharte a Bordeaux? Muy simple...
Bordeaux'ya gitme işi de nereden çıktı?
Hay una escuela de formación en Bordeaux
Bordeaux'da staj yapacağım.
¡ Burdeos!
Bordeaux?
Quita esto de en medio.
Bordeaux şarabı mı?
Viven en Burdeos.
Bordeaux'da yaşıyorlar.
La mercancia se le confiará a "Maleta" Matthew. Pero esta vez solo hasta Bordeaux. Ellos son más prudentes y desconfiados.
Evet, malları taşıyacak trendeki adamın adı Bavul Matthew trene Bordo'dan binecek ve bizde onunla trene binp... kaldığı kompartımanı öğrenip Bordo'dan sonraki istasyonda trenden ineceğiz... 1923 sefer sayılı bu tren Fransa demir yollarının... en eski elektrikli trenidir.
Pasajeros para Lisboa, vía Bordeaux, Bayonne, Hendaye.
Lütfen dikkat!
Estación de Bordeaux.
Lütfen dikkat!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]