Translate.vc / Espagnol → Turc / Branca
Branca traduction Turc
84 traduction parallèle
Nos dirigimos al canal entre la Isla Barranca - y el Continente.
Branca Adası'yla ana kara arasındaki kanala doğru yol alıyoruz.
¿ No le dice nada la isla Barranca?
Branca Adası size bir şey ifade etmiyor mu?
Les presento a Zaroff, el rey del piano en nuestra hora de "La isla Barranca".
Karşınızda Zaroff, piyano kralı Branca adasından sesleniyor.
¿ El Sr. Branca?
Bay Branca geldi mi?
Sr. Branca, cuánto tiempo.
Bay Branca, yıllardır görüşmedik.
Branca tiene a Fallon.
Branca, Bill Fallon'u tutmuş.
Tendré Fernet Branca en hielo.
Buzlu bir Fernet Branca alacağım.
En la cocina junto al fregadero hay una botella de Fernet-Branca.
Lavabonun yanındaki mutfak dolabında bir şişe Fernet-Branca ( bir italyan içkisi ) olacaktı. Bir yudum alsam. İyi mi?
Recuerdas a Ralph Branca?
Ralf Brenka'yı hatırlıyor musun?
Vete a mi casa y llama a tío Branca.
Eve gidip Branca Amcayı aramanı istiyorum.
Sara, Branca nos ayudará.
Sara, Branca bizi koruyacak.
No sabemos qué le ha pasado.
Ona ne olduğunu bilmiyoruz Branca.
Branca en el montículo.
Branca tepede.
Tommy Holmes, Ralph Branca y Carl Erskine, contemplan estoicamente la demolición del antiguo estadio.
Kayıtsız bir şekilde eski oyun alanlarının yıkılışını seyrediyorlar.
Tómate una Fernet Branca.
Bir Fernet-Branca iç.
¿ Por qué a doña Branca no le gustó cuando miré a la niña?
Ben çocuğa baktığımda neden bayan Branca öfkelendi?
¿ Dónde está Branca?
Bronco nerede?
Tuvimos una disputa por el seguro social y los impuestos.
Branca. Federal sigorta katkı yasası ve yasal kesintiyle ilgili tartıştık.
Fernet-Branca.
Fernet Branca.
Tienes Fernet Branca?
Fernet Branca'n var mı?
- fernet Branca.
- Fernet Branca.
- El fernet Branca de la vieja.
- Bu yaşlı kız bir Fernet Branca.
Mierda, el fernet Branca!
Kahretsin, Fernet Branca!
Te veremos mañana con tu botella de fernet Branca.
Fernet Branca'nızla beraber yarın yine geleceğim.
Ya tiene el fernet Branca en casa.
Fernet Branca benim sana ikramım olsun.
fernet Branca.
Fernet Branca.
Branca lanza.
Branca atış yapıyor.
Branca lanza.
Branca eğiliyor.
Cada noche, me senté y pedí un Fernet Branca mí.
Her akşam oraya gittim ve Fernet Branca sipariş ettim.
¡ Ah! ahí está Tony Branca.
Burada da Tony Branca var.
- Blanca, te he llamado y no coges el teléfono.
Branca, seni de aradım ama cevap vermedin.
- Blanca, lo siento.
Branca, özür dilerim.
Blanca, si tu único problema es el que tenga o no la llave de aquí...
Branca, keşke tek problemimiz evin anahtarını taşıyıp taşımamam olsaydı...
- ¿ Qué es eso, Blanca?
Bu ne, Branca?
¿ qué es eso, Blanca?
Ne bu, Branca?
Espero que vaya al desayuno-almuerzo.
Umarım pazar günü brança gelmeyi plânlıyorsunuzdur.
Vamos, llegaremos tarde al almuerzo.
Haydi çocuklar. Brança geç kalacağız.
Michael estaba almorzando con Sally Biensentado.
Michael, Sally Sitwell'le brança çıkmıştı.
Iba camino a desayuno-comer y pensé entregarte esto
Ben de tam brança gidiyordum ve bu kağıt işlerini sana bırakırım diye düşündüm.
Me encanta el desayuno.
Brança bayılırım.
No, tenemos que ocuparnos del almuerzo.
Hayır, brança hazırlanmamız gerek.
una veintena de amigos y compañeros más próximos van a llegar a tu casa.
En yakın arkadaşların ve sınıf arkadaşlarından 20 tanesi Evine brança gelecek.
No te olvides. Nos tenemos que marchar a almorzar en diez minutos.
Brança gitmek için 10 dakika içinde çıkmalıyız.
Ella se va a saltar el almuerzo.
Brança gelmiyor.
Vengo a obligarte a venir al almuerzo familiar.
Ben, seni brança götürmeye zorlamak için gelmiştim.
Pero nos gusta un buen almuerzo.
Brança bayılırız.
Así que fui valiente de invitarla a almorzar.
Onu bizimle brança çağırarak cesur bir adım attım.
Realmente quiero agradecerte que me llevéis a almorzar.
Beni brança çağırdığınız için gerçekten teşekkür etmek istiyorum.
¿ No podemos hacer las cosas normales que hace la gente normal como... desayunar fuerte?
Normal insanlar gibi normal şeyler yapamaz mıyız? Mesela brança gitsek?
Llego tarde al almuerzo y es tragedia nacional.
Brança geç kaldım ve bu ulusal bir trajedi.
- ¿ Para qué?
- Ne bileyim ne için, Branca.