English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Brandt

Brandt traduction Turc

558 traduction parallèle
Soy el teniente Brandt, de Homicidios.
Ben Teğmen Brandt, Cinayetten.
- Soy el teniente Brandt... somos de Homicidios.
- Siz kimsiniz? - Ben teğmen Brandt cinayet masasındanız.
Después el teniente Brandt me dio un cigarrillo. Me lo encendió y... al darle la primera pitada, me dijo... Larkin, es la declaración más complicada que haya oído.
Sonra teğmen Brandt bana bir sigara verdi benim için yaktı ve ilk nefesimi alırken dedi ki biliyor musunuz, Bay Larkin, bu duyduğum en ayrıntılı ifade.
Llegamos tarde, Brandt.
Geciktik, Brandt.
- No seas tan impaciente.
- Şimdi bu gerçekten sıkıcı, Brandt. - Böyle sabırsız olma, Christian.
Soberbia, típicamente francesa, y muy... Me apetece un bombón, pero llevamos aquí dos horas.
Biraz meyveli turta alabilirdim, Brandt, henüz buradayken... iki saat
Cuánto me alegro de volver a verte.
- Brandt. - Christian, seni yeniden görmek ne güzel!
Yo también me alegro. No puedo creerlo.
Seni gördüğüme sevindim, Brandt.
¿ Qué haces tan cerca del frente? Ya me conoces.
Dinle, bak - neyin var senin, Brandt ile ne kadar yakındınız?
- Allí está mi cuartel general.
- Dinle, Paris'te ne yapıyorsun Brandt?
Me gustaría, pero creo que tengo que presentarme. Preséntate por la mañana.
Bu çok hoş olurdu, Brandt, ama sanırım rapor yazmalıyım.
- Pues claro.
- Brandt, Françoise'yi hiç görüyor musun?
Adiós, capitán Brandt del ejército del Tercer Reich. Estás borracho, cariño.
Üçüncü Devlet'in ordusundan elveda, Kaptan Brandt.
Buenas noches, capitán Brandt.
Christian beni anlıyor.
Mañana despiertas a una nueva vida :
İyi geceler, Yüzbaşı Brandt. Yarın yeni hayatında uyanacaksın
monsieur Brandt, ciudadano del mundo. Qué gracioso es.
Mösyö Brandt, dünyanın yurttaşı.
Luego llame al alcalde Willy Brandt.
Ve vali Willy Brandt'i.
¿ Y el alcalde Willy Brandt?
Ya vali Willy Brandt?
Mira a Willy Brandt.
Anladım, o da Willy Brandt'i izliyor.
Brandt.
Brandt.
Brandt. Inténtalo.
Brandt, hadi şimdi dene bakalım.
El alcalde de Berlín Willy Brandt invita a no hablar más del fascismo, que han pasado 20 años y que la paciencia tiene un límite, que basta de invocar a los fantasmas, que el nazismo ya no existe.
Batı Berlin belediye başkanı Willy Brandt, insanların Faşizm hakkında konuşmayı bırakması gerektiğini söylüyor. " Aradan 20 yıl geçti, Geçmişte yaşamayı bırakma vakti.
Estas frases y esvásticas desmienten a Willy Brandt, así como las muecas de quien saca la lengua, como este escandinavo y así como las esvásticas del jefe de los fascistas americanos, Rockwell.
Burada Willy Brandt'ı yalanlayan yazıları ve gamalı haç sembollerni görüyoruz. Mesela bize dilini gösteren şu öç arayıcı veya onun şu iskandinav ortağı. İşte gamalı haç.
- Adiós, señorita Brandt.
- İyi günler Bn. Brandt.
El comandante Brandt, batallón Jaeger.
Binbaşı Brandt, Keskin Nişancı Taburu.
Ud. Conoce esta orden tan bien como yo, Mayor Brandt.
Benim kadar iyi bildiğiniz bir emirdi Binbaşı Brandt.
¿ Mayor Brandt?
Binbaşı Brandt?
¿ Y qué opina del Dr. Brandt?
Dr. Brandt hakkındaki fikriniz nedir, efendim?
Sugiero le digan a la Sra. Brandt que no tiene caso visitar a su esposo.
Bayan Brandt'a artık buraya gelmesi için bir neden olmadığını söylemenizi öneririm.
- El Dr. Frederick Brandt.
- Dr. Frederick Brandt.
Claro que fue el trabajo de Brandt lo que le enloqueció. Ya sabes.
Tabii ki Brandt'ın üzerinde çalıştığı iş kendisini delirtmeye yetti anlayacağınız üzere.
Muéstreme la celda del Dr. Brandt.
Bana doktor Brandt'ın hücresini göster.
Llamamos al profesor Richter y dice que es un caso perdido.
Brandt'ı görmesi için profesör Richter'i çağırdık. Umutsuz vaka olduğunu söyledi.
Sinceramente, desearía darle buenas noticias a usted, Sra. Brandt.
Size daha iyi haberler vermeyi gönülden dilerdim, bayan Brandt.
Y voy a sugerirle, señora Brandt que deje de visitarlo.
Ve de size, onu bir daha ziyaret etmemenizi tavsiye edeceğim.
Y en cuanto a su esposo ni siquiera sabe que usted está en esta celda con él.
Dr Brandt'a da gelince sizin onunla birlikte odada olduğunuzu bile bilmiyor.
Brandt tiene un secreto que yo debo saber.
Brandt'de bilmem gereken bir sır var.
Mi investigación marchaba mal, pero Brandt descubrió la técnica.
Benim araştırmam kötü gitti. Fakat Brandt bir teknik keşfetti.
Necesitaré la historia clínica de Brandt.
Brandt'ın çalışma kayıtlarını bulmam gerek.
No tema, Dr. Brandt.
Korkmayın, Dr. Brandt.
Bien, Sra. Brandt, hay un aspecto muy perturbador en todo esto, usted sabe.
Bayan Brandt, bu olayın bir de endişe verici farklı bir yönü var.
Verá, puedo poner ante usted los hechos contundentes.
Size salt gerçekleri sunabilirim, bayan Brandt.
Sra. Brandt, le pregunté.
Bayan Brandt size soruyorum.
- Gracias, Sra. Brandt.
- Teşekkürler, bayan Brandt.
Si voy a poner el cerebro de Brandt en el cuerpo de otro cirujano él sería la prueba viva de todo cuanto aspiramos.
Dr. Brandt'ın beynini başka bir cerrahın bedenine yerleştirirsem O ; uğruna savaştığımız her şeyin canlı bir kanıtı olurdu.
Y ahora, debemos sepultar a Brandt.
Ve şimdi Brandt'in cesedini gömmeliyiz.
Usted es el Dr. Frederick Brandt, ¿ no es cierto?
Sen Dr. Frederick Brandt'sın, değil mi?
Soy Ella, esposa del Dr. Brandt.
Lütfen dinleyin!
Él desapareció...
Benim adım Ella Brandt.
¿ Queréis cenar con Françoise y conmigo esta noche?
- Bir aydan daha fazladır birlikteler. Brandt, Françoise ve benimle akşam yemeğe ne dersin?
- Señora.
- Brandt hanım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]