Translate.vc / Espagnol → Turc / Cafeteria
Cafeteria traduction Turc
116 traduction parallèle
CAFETERIA
KAHVEHANE
Suspendida la boda, se van a una cafeteria... ... donde les sirven hamburguesas.
Törenden sonra, harika sosislilerin sunulduğu yağlı bir büfeye gittiler.
En objetos perdidos la dejo en la cafeteria.
Kayıp eşya bürosunda. Kafeteryada bırakmışsın.
Llevé a Augie a una cafeteria.
Augie'yi alışveriş merkezindeki şu kafeteryaya götürdüm.
Me ha dicho que te trajera a la cafeteria ya mismo.
Seni acilen kafeteryaya getirmemi söyledi.
Algo huele feo y no es la carne "especial" de la cafeteria si, ya lo se
Dün kovulan iyi insanların sayısı üç etti. Buralarda kokuşmuş bir şey var ve bu, köfte değil.
Que digan lo que sea de nuestra cafeteria igual creo que son los mejores Tater Tots que el dinero puede comprar.
kafeteryamızla ilgili hala en iyisi olduklarını düşünüyorum
- Para que tenemos que ir a ver a Nolan? - Lo oí en la cafeteria, el lo entendera todo.
Neden Nolan'ı göreceğiz?
Esperen, llego la secretaria para decirles que es dia de pescado en la cafeteria
İşte o an, sekreter, "bugün kantinde balık yiyebilirsiniz" dedi.
"Tres vivas por el Dr. Frasier Crane, que establece un duro golpe, A la mala educacion, en una cafeteria". Perfecto!
"Dün kahve dükkânı arbedesinde kabalığa karşı gelen Doktor Frasier Crane'i alkışlıyoruz." Mükemmel.
No hago de camarera, hago de la dueña de la cafeteria del aeropuerto.
Aslında ben bir garsonu canlandırmıyorum. Havaalanındaki bir büfenin sahibini oynuyorum.
Escuche lo que pasó en la cafeteria.
Kafeteryada olanları duydum.
La cafeteria "North Star" se veia como una salvación de nuestra tormenta.
Kuzey Yılıdızı Kafe Salonu, fırtınamızdan sığınacağımız bir cennete benziyordu.
Nuestro amigo esta en la cafeteria
Bizim yerli dostumuz, sokağın köşesindeki kahve dükkanında
Pero estaba cenando la otra noche, en la cafeteria.
Ama geçen akşam kafeteryada yemek yiyordum.
Veo que te exhibiste en la cafetería.
Cafeteria'da aletini çıkarmışsın?
Sí. ella me agarró en la cafeteria y me dijo "¡ Said, estoy lista!"
Evet. Beni kafeteryaya kapadı ve "hazırım Said!" dedi.
Cada vez que doy vuelta la esquina, o me pongo en la fila de la cafeteria, es como que espero no verla.
Her... her... köşeyi döndüğümde ya da kafeteryada sırada beklerken onu görmeyeyim diye dua ediyorum anlıyor musun?
Trabajo en una cafeteria.
Ben kahve dükkanında çalışıyorum.
En horas de oficina, en la cafeteria?
Kafe'de, çalışma saatinde...
CAFETERIA DE LAS NACIONES UNIDAS
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KANTİNİ
Mañana vendre a la ciudad porque tengo una clase en Hartford State... y hay una cafeteria justo enfrente... a la que a veces, casi siempre, voy como a las 4 : 00... normalmente a las 4 : 12 en punto.
Yarın kasabada olacağım çünkü Hartford'da ders alıyorum... ve sokağın karşısında bir kahve dükkanı var... bazen aslında her zaman saat 4 gibi oraya giderim... genelde tam 4 : 12 de.
- La transforme en una cafeteria.
- Lokantaya dönüştürdüm.
¿ Quieres ir a la cafeteria y comer algo?
Bir şeyler yemek için kafeteryaya gitmek ister misin?
Si, quiza alguien en la cafeteria necesite algo.
Evet, belki kafeteryadaki birisinin bir şeye ihtiyacı olabilir.
Kelso estaba corriendo por cafeteria y y estaba este pure de papas en el piso...
Kelso kafeteryada koşuyordu ve yerde patates püreleri vardı...
Vamos a cubrir toda la cafeteria.
Bütün kantin zeminini cilalayacağız.
Hay una cafeteria al otro lado de la calle.
Hadi ama, caddenin karşısında bir kafe var.
V, enden perritos de pizza en la cafeteria.
Kantinde sosisli sandviç satıyorlar.
- ¿ El de la cafeteria?
- Luke, restorancı herif mi?
- Debe de estar en la cafeteria.
- Ne bekliyorsunuz? Tramvay mı?
Apenas si tienes tiempo libre con la cafeteria.
Arka kapının kilidi kırıktı. - Arka kapının kilidi gayet iyiydi. - Arka kapının kilidi çok ucuzdu.
¿ Quieres papas fritas? Nos sobran. No, Rachel esta ocupandose de la cafeteria, asi que ya debo irme.
Bu konudan artık bir saniye bile konuşmak istemediğim için bu gizemli adamı, şehrin müzisyeni ilan ediyorum.
Luke es dueño de la cafeteria.
- Gerçekten mi? Neymiş?
Van a la cafeteria levantandose el cinturón.
Kafeteryanın etrafında dahi yürüyemem.
Estabas en la cafeteria cuando murio ese negro?
Şu renkli herif nalları diktiğinde yemekhanede miydim?
Bueno, pero no cambiare de parecer, Leo, porque si me rindo con solo uno de estos tipos, tendria que abrir una cafeteria y freir hamburguesas hasta que muera.
Tamam ama fikrimi değiştirmeyeceğim Leo, çünkü bu adamların birisinden bile vazgeçeceğime bir yerde bir lokanta açıp ölene kadar köfte kızartsam daha iyi.
Probablemente se cayó en la cafeteria.
Muhtemelen cafeteryada düşmüştür.
( Fue certificado por su propio doctor, un colega de mi esposo... ) (... quien murió poco después de comer un pastel... ) (... en la cafeteria de Bolshoi. )
Kendi doktoru tarafından da tasdiklenmişti bu, kocamın iş arkadaşıydı bir pastayı yedikten hemen sonra öldü Bolshoi'daki bir kafeteryada.
Simple trolmbosis coronaria de cafeteria.
Basit bir boğaz tıkanması.
Simple trombosis coronaria de cafeteria.
Basit bir boğaz tıkanması.
Usted estaba con él, anoche, ¿ no? , ¿ en la cafeteria donde lo asesinaron?
Dün gece onunlaydınız, değil mi, kafede öldürüldüğü zaman?
Mientras tanto, en la cafetería estaba por estallar una pelea. Pero esta vez, Cafeteria era un restaurante de moda en Chelsea.
Bu arada Chelsea'de şık bir restoran olan Cafeteria'da bir kavga çıkmak üzereydi.
No tu vida gay, me refería a la la cafeteria de la Universidad y esas cosas.
Eşcinsel hayatını değil, kastettiğim okul kafeteryası gibi haltlar.
Cada vagon de tren, lavabo, y cafeteria estan legalmente aislados en el sur.
Güneydeki her tren vagonu, tuvalet ve büfe yasal bir ırkçılıkla bölünmüştü.
Nuestra cafeteria tiene guardadas cerca de 20 cajas de fresas frescas.
Kantinimiz yirmi kasa dolusu taze çilek düşürmüş.
Internet inalámbrico para la cafeteria.
Kafeterya için kablosuz internet.
- Papá estas despierto. Matthew y yo iremos a la cafeteria por unas Coca Colas.
Matthew ve ben kola almak için kafeteryaya gidiyoruz.
Prueba en la cafeteria.
- Kafeteryaya bak.
¿ Cafeteria?
Hayır.
asesinato EN cafeteria SACUDEN comunidad MONTAÑESA Hijo de perra.
Aşağılık herif.