English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Cali

Cali traduction Turc

285 traduction parallèle
CALI DOC :
KALİFORNİYA DOK. :
"ESTADO DE CALI FORNIA TERRENO PARA ACAMPAR Y PICNIC"
KALİFORNİYA EYALETİ Otomobil Kampı ve Piknik Yeri
- ¿ Y Alfio Cali?
- Ya Alfio Calì?
- Yo soy Caligu Caliguliminix, y resido en Lutecia.
- Ben Cali... Caligoliminix. Lutetia'lıyım.
"asociación LEGAL DEL SUR DE CALI FORNIA" El juez Culhane nunca está muy ocupado.
Yargıç Culhane her şeye zaman ayırır.
Estaré bien lejos antes del fin de semana.
Harika. O halde bu hafta bitmeden Cali'de yaşıyor olacağız.
"La... cali... dad... del oro encontrada en la mina... de Jack Conroy y Alexander... Larson, probada y pesada por... el tasador en Klondike City el 11 de Agosto, 1898, es de 98 % de pureza."
Jack Conroy ve Alexander Larson'un... madeninde bulunan altının kalitesi ağustosun on birinde Klondike City'deki ayarcı tarafından yüzde doksan sekiz saf olarak tartılmış ve test edilmiştir.
Tienen contacto con el cartel de Cali, no de Medellín...
Medellin değil, Cali karteliyle bağlantıları varmış...
Desapareció, pero ayer lo grabamos hablando con el cartel de Cali.
Yine yok oldu. Dün Cali kartelinden birine konuşurken sesini banta aldık.
¿ No declaró Ud. ayer que él había iniciado los contactos con el cartel de Cali?
Öğretmenin Cali uyuşturucu karteliyle çalışmayı önerdiğini söylediniz.
No me gusta la mierda en que nos estás metiendo con los de Calabria.
Cali piçlerini de sevmiyorum.
Tienen todos estos tratos con Cali, con los calabreses, con el gobierno de...
Cali. Kalabriler... - Hükümet...
Mis socios de Cali se están cansando de él.
İsterse dağ olsun.
Mis socios de Cali se están cansando de él.
- Ne zaman kaydettin bunu? - Dün. Üzerimde verici vardı.
Díaz no admitirá que acepta dinero de Cali, si no contesta la pregunta en cámara, entonces contaste la historia.
Diaz, Cali'den para aldığını kabul etmez. Kameranın karşısında soruyu cevaplamadığını göstererek hikâyeyi anlatacaksın. Bir şey daha-
Sospecho de un grupo terrorista chino o el cartel de Cali.
Çinli terörist bir gruptan veya Cali kartelinden şüpheleniyorum.
- Cali.
- Cali.
Volaste un cali-melon.
Bir karpuz patlattın.
No me has dejado terminar.
Bunu anlatmaya çaliºiyorum.
Deja... ¿ Qué haces?
Ne yapmaya çaliºiyorsun?
- Sí, trabaja ahí.
- Evet, orada çaliºiyor.
Están intentando quitarle la clínica a la Srta. Judy.
Galiba sanatoryumu Bn. Judy'nin elinden almaya çaliºiyorlar.
Durante días, he intentado verla y parece que aún no Io he logrado.
Günlerdir sizi görmeye çaliºiyorum... ... ama hala baºardigim söylenemez.
Trabaja para mí.
Benim için çalïºïyor.
- Trabajo para Christopher.
- Christopher için çalïºïyorum.
Una vez trabajó en un transatlántico de la North German Lloyd.
Bir zamanlar bir Alman gemisinde çalïºmïºsïnïz.
... haciendo amigos, ganándose la vida...
... dost edindiniz, çalïºtïnïz...
Les hemos visto trabajar.
Nasïl çalïºtïklarïnï gördük.
¿ Quién se encarga del reenvío?
Aktarïm istasyonunu kim çalïºtïrïyor?
- Trabajamos para Owen Merritt.
- Owen Merritt'e çaliºiyoruz.
Me gustaría hablar con usted en el estudio.
Seninle çaliºma odasinda görüºebilir miyiz?
Vi a mamá trabajar como una mula para mantenernos vivos.
Annem bizim için köpek gibi çaliºiyordu.
He intentado dar con él.
Onu bulmaya çaliºiyorum.
Por cierto, Merritt, acabo de dejar de trabajar para Isham.
Aklima gelmiºken Merritt, artik Isham için çaliºmiyorum.
Lo que mi amigo quiere decir es... es que a causa de construir este fuerte, avivando malos sentimientos... estábamos relevados de sus cosas por Nube Roja.
Arkadaºimin demeye çaliºtigi ºu... bu kaleyi buraya kurmaniz, kötü duygulara sebep olmuº... bu yüzden KiziI Bulut eºyalarimiza el koydu.
Hemos estado intentando toda la tarde.
Bütün akºam onlara ulaºmaya çaliºtik.
- Está intentando irse.
- Herhalde diºari çikmaya çaliºiyordur.
Él tiene que golpear pronto mientras tenga la oportunidad.
Hazir ºansi varken vurmaya çaliºacaktir.
Qué cree que estaba intentando hacer a los 148 hombres y mujeres en este fuerte?
Bu kaledeki 148 adam ve kadina onun yapmaya çaliºtigi farkli miydi sanki?
Pero un buen cristiano lucha contra eso.
Ama iyi bir Hiristiyan bundan kurtulmaya çaliºir.
Qué estaba probando hacer allí, matarse?
Diºarda kendini öldürmeye mi çaliºiyordun?
Jesse intentó luchar, pero todo fue muy rápido.
Jesse onlara karºi koymaya çaliºti ama çok hizliydilar.
Y los hombres son fuertes, son perfectos para las minas de plata.
Getirdigim adamlar güçlüdür. Gümüº madenlerinde çaliºmak için idealler.
Es fuerte. Es muy trabajadora.
Güçlüdür ve iyi çaliºir.
Venden a los hombres para que trabajen en las minas de plata... y a las mujeres las venden en Chihuahua para...
Erkekleri gümüº madenlerinde çaliºtiracaklar. Kadinlari da Chihuahua'ya götürüp...
Nunca había visto sudar al tío Jack por hacer ejercicio.
Jack Amca'yi çaliºirken hiç görmemiºtim.
Me refiero al trabajo.
Ben çaliºmamdan bahsediyorum.
Dal, mientras estás ahí abajo intentando comprender a las mujeres... te podrías dar un baño.
Dal, hazir kadin irkini anlamaya çaliºiyorken... orada yikanabilirsin de.
Siembro la discordia. Incito a la gente a dudar de este sistema putrefacto.
Evet hep anlasmazliklara neden oluyorum hep çali dürtüyorum, insanlarin bu kokusmus sistemi sorgulamalarina neden oluyorum.
Boffano no tiene amigos.
Cali'li dostlarım ondan sıkılmaya başladı.
CALI ENTE Caliente.
Tabii ya!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]