Translate.vc / Espagnol → Turc / Campus
Campus traduction Turc
2,608 traduction parallèle
Oye, creo que he visto a ese chico en el campus.
Hey hey, Sanırım bun çocuğu kampüste gördüm.
No deberías cruzar el campus tú sola.
Kampüsten kendi başına yürüyemezsin.
Y luego crucé el campus, y él estaba ahí.
Ve sonra - kampüse doğru geldim, ve o oradaydı.
Y... Me persiguió por todo el campus, y luego trató de matarme.
Ve o kampüsün karşısında beni yakaladı, ve beni öldürmeye çalıştı.
¿ Y si dejamos a Daniel en el campus y vamos a buscarte una esposa?
Daniel'i kampüse bırakıp sana da bir eş bulmaya ne dersin?
¿ Te llevo de vuelta al campus?
Kampüse bırakayım mı seni?
Un momento tranquilo, un hermoso campus, tus amigos a tu lado.
İki yanınızda arkadaşlarınız varken geçireceğiniz huzurlu kampüs saatleri.
el decano cierra la pizzería del campus y las Tortugas Ninja no se lo toman bien.
Dekan kampüsteki pizzacıyı kapatıyor ve Ninja Kaplumbağalar bunu hoş karşılamıyor.
Tengo que escaparme del campus, lo cual es grave.
Kampüsten sıvışmak lâzım, zor iş.
Alguien del campus que de alguna manera está relacionado a Anderson, Scantlin y Dafoe.
Kampüsten birinin, mutlaka Anderson,.. ... Scantlin ve Dafoe ile bir bağlantısı olmalı.
Asumo que escuchaste de Kelly Owens, la chica que murió en el campus hoy.
Sanıyorum ki bugün kampüste ölen kız Kelly Owens'ı duydunuz.
Notifica a todas las policías universitarias de cada campus... En el área tri-estatal.
Bu bölgedeki tüm üniversite polislerine bildir.
Decidí revisar el campus, vi lo de cerveza gratis.
Kampüse gelmiştim. Bedava birayı gördüm.
Llamó a la policía del campus y después al sheriff.
Üniversite polisine ve şerife haber vermiş.
La policía del campus tiene una imagen de Becky corriendo anoche...
Üniversite polisi, Becky'nin dün gece koşarkenki resmini bulmuş.
¿ Qué es más importante que un escándalo de juego sucio en el campus?
Kampüste ortaya çıkan kopya skandalından önemli ne var?
Un asesinato en el campus.
Kapmüste cinayet işlenmesi.
Bueno, la seguridad del campus descubrió un cuerpo en Brooks Hall.
Kampüsteki güvenlik elemanları, Brooks Hall'da bir ceset bulmuş.
Pero quería mandar el mensaje a padres y antiguos alumnos de que hacemos todo lo que podemos para mantener el campus seguro.
Ama ailesine ve mezun öğrencilerimize, kampüsün güvenliğini sağlamak için her şeyi yaptığımız mesajını vermek istedim.
Tenemos suerte de que el campus no sea un baño de sangre.
- Kampüs kan gölüne dönmediği için şanslıyız.
Esta área del campus está desierta por la noche.
Geceleri kampüsün bu bölgesi ıssızdır. Sen de biliyorsun.
Quiero decir, ¿ qué demonios tiene que ver un tiroteo en el campus con la muerte de un Senador de los Estados Unidos?
Demek istediğim, kampüs cinayetinin bir Birleşik Devlet Senatörünün ölümüyle ne ilgisi olabilir?
Me la encontraba en el campus.
Onunla kampüste karşılaşmaya çalıştım.
No he ido desde que tenía como diez años pero hay una capilla muy linda en el campus y pensé que si la cita sale mal quizás nos beneficiemos del sermón.
On yaşından beri kiliseye gitmedim ama kampüste güzel küçük bir kilise var. Buluşmamız güzel geçmezse, bari vaazın bir faydasını görürürüz.
Es un campus bonito.
Güzel bir kampüs.
Mira, lo juro, tendrías que ver este campus. Es como que, te quita la respiración.
bak burada olmanı dilerdim kampüsü görmelisin soluğun kesiliyor.
Cuando estaba caminando alrededor del campus, ¿ Qué pasaría si...? ¿ Qué pasaría si Sutton no vuelve nunca más?
ben kampüsteyken şöyle düşündüm ya eğer ya eğer Sutton asla geri gelmezse ve ben onun tüm hayatını alırsam sonsuze dek
Vale, voy a visitar al abuelo antes de volver al campus.
Tamamdır. Okula dönmeden önce Büyükbabamı ziyaret edeceğim
Voy a conducir este cachorro a través de el patio, a través de campus, probablemente terminará en el campo de fútbol.
Bu yavruyu avluya, direk kampüse doğru süreceğim muhtemelen futbol sahasında, kantinin çörekleri üstünde son bulacağım.
Una panda de tías macizas y buenorras han montado una carrera por la ecología en el campus.
Çıtır seksi kızlar okulda çevreci-ralli yapacaklar. Düşündüm ki
Mirad, tenemos que hacer algo para que este campus sepa que existimos. ¿ Vale?
Bakın kampüsün var olduğumuzu bilmesi için bir şey yapmamız lazım. Tamam?
Los policías del campus lo olvidarán todo por 20 pavos.
Kampüs polisi 20 dolara gördükleri her şeyi unutuyorlar.
¿ Apuesto a que eres el chico mas popular del campus, verdad?
Bahse girerim kampüsteki en popüler adamsındır değil mi?
El primer enfermero, el mejor del campus.
İlk erkek hemşireydi. Kampüste meşhurdu.
- Fuera del campus.
- Kampüs dışında kalıyorum.
- ¿ Así que fuera del campus, eh?
Kampüsün dışında demek, öyle mi?
- Dijiste que vivías fuera del campus. - Sí.
- Kampüsün dışında yaşadığını söyledin.
Princeton no deja que los estudiantes vivan fuera del campus hasta tercer año.
- Evet. Princeton son sene öncesine kadar öğrencilerin kampüs dışında oturmasına izin vermiyor.
De hecho, me gustó el campus y los profesores.
Aslında kampüsü ve profesörleri sevdim.
¿ Qué te parece el campus?
Kampüs hakkında ne düşünüyorsun?
Es la fecha en que nos conocimos en un campus de informática.
Bilgisayar kampında tanıştığımız tarih.
solo para que se aclimate al campus y...
Ortama alıştırmak için...
Ya sabes, a veces olvido que hay un mundo fuera de mi pequeño campus capullo.
Bazen küçük kampüsümün dışında koca bir dünyada yaşadığımızı unutuyorum. evet farkındayım.
Dio forma y cicatrices al paisaje de su campus y cambió para siempre las vidas de quienes estuvieron involucrados.
Kampüslerinin görünümünü şekillendirip izini bıraktı ve müdahillerinin yaşamlarını sonsuza kadar değiştirdi.
Se separa de Nueva Ciudad Blandita y empieza a construir Sábanaburgo al otro lado del campus.
Yeni Pofudukköy'den ayrılıp Kampüs'ün diğer tarafında Çarşaflık'ın inşasına başlar.
Llega la medianoche, y el campus contiene la respiración.
Gece yarısı gelir ve bir kampüs nefesini tutar.
La inamovible línea entre ellos es un área del campus, una franja cargada de restos de un combate almohada contra almohada.
Aralarındaki hareketsiz hat, yastık yastığa savaşın kampüs çapında bir iğne ipliği inceliğindedir.
Es el más disputado y confuso campo de batalla en el campus de Greendale, junto al Monumento Inglés del Centro Español, llamado así por el Monumento Inglés, un marinero luso que descubrió Greendale mientras buscaba una fuente que curara la sífilis.
Greendale Kampüsü'ndeki en anlaşmazlık doğuran ve şaşırtıcı savaş alanıdır, İngiliz Anıtı İspanyol Merkezi'nin yanındadır, ki ismini İngiliz Anıtı'ndan, frengiye deva bir kaynak ararken Greendale'i bulan Portekizli bir denizciden almıştır.
Es cruzando el campus.
Sadece kampüsün karşısında.
Y este lío, estará en cajas por todo el campus.
ve bu maskeler,
Y en otros 20 campus.
Bizim kampüs ve yirmiden fazla başka kampüste kutuların içinde bekliyor.