Translate.vc / Espagnol → Turc / Candace
Candace traduction Turc
877 traduction parallèle
- Me llamo Candace
- Benim adım Candy. - Benim adım Jennifer.
Le dije a Candace que iba a bautizar mi bote "El Candace" y casi sufrió un infarto.
Candace'a, teknem Candace'ı vaftiz edeceğimi söylediğimde neredeyse kalp krizi geçiriyordu.
- Seguro, Candace.
- Elbette, Candace.
Sin duda Candace se ve bien esta noche.
Candace bu gece iyi görünüyor.
Candace, hazlo como la abuela.
Candace, anneannenin yaptığı gibi yap.
Candace, si no sabemos quién lo hizo, tal vez se vuelva a repetir... con alguien más o contigo.
Candice, bunu kimin yaptığını bilemezsek, bir daha olabilir. Sana veya bir başkasına.
Molly, lleva a Candace afuera.
Molly, Candice'i dışarı al.
Ven conmigo, Candace.
Benimle gel, Candice.
Bo mostró algo a Candace que la asustó terriblemente.
Bo kıza onu korkutacak birşeyler gösterdi.
De tal palo, tal astilla. Si arrestas a otro muchacho, podríamos negociar con ellos... y Candace no tendría que ir a la corte. Te ves cansado, Jessie.
Ağaçlar elmadan fazla uzakta yetişemezler.
Candace y yo siempre supimos quién la violó.
Candice ve ben her zaman ona kimin tecavüz ettiğini biliyorduk.
Lo vi a usted y a Bo insultar a Candace Pennington y atacar a su padre.
Senin ve Bo'nun kızı tahrik ettiğinizi ve Bay Pennington'a saldırdığınızı gördüm.
Candace no se imagina yendo a la escuela mañana.
Artık, Candice okula gitmeyi hayal edebilir.
Bo atacó al padre de Candace quien reaccionó en defensa propia.
Bo, candice'in babasına saldırdı.
Gracias, Candace.
Teşekkürler, Candice.
Y no trates de evadirme con un comentario dulce. Me es difícil no ser dulce. Creo que a Candace le hará bien cuidar a Reggie.
Şirin olmakla beni etkilemeye çalışma.
Jessie, soy Candace.
Jessie, ben Candice.
- Candace dijo que la música está alta. - ¿ Qué?
- Candace müziğin çok yüksek olduğunu söylüyor.
- Candace, mi mujer.
- Candace, eşim.
- Mi mujer, Candace.
- Eşim Candace.
Sólo síguelo, Candace.
Sen sadece onun peşinde kal, Candace.
Qué quieres decir Tanya, que hubiera estado bien si tenia un mejor trabajo?
Eğer Candace'ın daha iyi bir işi olsaydı herşey yolunda mı olurdu yani? - Arkadaşlar, bu bizim işimiz değil.
- Pero sigues viendo a Candance
Ama hala Candace'ın suratına oturuyosun. Aslında, oturmuyorum.
William y Candace Dayton, en el 814 de la Avenida Garland.
William ve Candace Dayton, 814 Garland Bulvarı'nda.
Mike, quiero que conozcas a los Blaisedale.
Michael, Candace. Blaisedalelerle tanışmanı istiyorum.
- Candace.
- Candace.
Si te vas a pelear por mujeres como Candace, aprende.
Candace gibi kızlar için dövüşeceksen, birkaç hareket öğrenmelisin.
Candace, es a 100 km de aquí.
Candace. - 7O mil kadar uzakta.
Tengo el coche de Candace.
- Seni bırakırım.
Iré andando.
Candace'ın arabasını aldım. - Ben yürüyeceğim.
Candace, contrólate.
Tanrım, Candace, Kafayı mı yedin?
Vamos, te acompañamos a casa, Candace.
Hadi. Seninle eve kadar yürürüz, Candace.
Me daba miedo que Candace me pillara aquí.
Tanrım, Candace bana yetişecek diye çok korktum. Biliyorsun.
Candace, ¿ por qué tienes esa cara?
Candace... neden öyle komik gözüküyorsun?
Candace, he hablado con la madre de Lana.
Candace, Lana'nın annesiyle konuştum.
Candace, si sabes algo, será mejor que me lo digas.
Candace, eğer bir şey biliyorsan, şimdi söyleme daha iyi olur.
Candace, yo estoy hablando contigo.
Candace, ben senile konuşuyorum.
Venga, Kandi, cuéntamelo.
Hadi, Candace. Bana söyleyebilirsin.
- Enséñale el periódico.
- Candace, Anneye gazeteyi göster.
Le cogí un cheque a Candace, me han puesto una multa con este carné falso.
Candace'ın çeklerinden birini ödünç aldım ve şu sahte kimlikle ceza makbuzuna da aldım.
Candace dice que nos Ileva.
Candace bizi götürebileceğini söyledi.
Está en casa de Candace.
Brandon Candace'ta kalıyor. - Ne?
- ¿ Qué? - Está en casa de Candace.
- Candace'ta kalıyor.
¿ Qué vais a hacer con Candace?
Candace'a ne yapacaksınız?
- ¡ Deja en paz a Candace!
- Candace'a zarar verme. - Onu dinleme!
Candace, necesito verte.
Yapabileceğimin en iyisi bu.
¿ Quién te hizo daño, Candace?
Bunu sana kim yaptı, Candice?
- Margaret, significa mucho para ella. Candace no está en casa.
Candice evde değil.
Candace.
Candace. Hatırlıyorum.
Candace, Kate, a tu madre.
Candace, Kate, annen.
Candace.
Candace!