English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Cantó

Cantó traduction Turc

526 traduction parallèle
El castaño floreció en el claro, Maggie, un petirrojo cantó alto desde un árbol...
~ Kestaneler açmış, Maggie, yemyeşil ötelerde, ~ bir ardıç kuşu şakıdı bir ağaçtan sevinçle,
De cómo Volker, el juglar, cantó de Sigfrido ante Krimilda, y de cómo Sigfrido llegó a Worms.
Ozan Volker'in, Kriemhild'in Önünde Siegfried'in Şarkısını Seslendirmesi ve Siegfried'in Worm Ülkesine Gelmesi.
Cantó bien esta vez.
Bu sefer oldukça iyi söyledin.
- ¿ El amigo que cantó la ópera?
- Operada arya söyleyen adamın mı?
Si Gravelle fue culpable... tuvo que tener los dos cuchillos consigo cuando cantó el aria.
Gravelle suçlu ise... Arya okunurken iki bıçakta üzerinde olmalıydı.
Así, el futuro rey de Israel tocó y cantó ante el rey que le dejaría su lugar...
Sözün özü, geleceğin İsrail Kralı, yerini alacağı kralın karşısında çalmış söylemiş.
- Sí, cantó.
- Evet, ötmüş.
Oyó lo que cantó.
- Şarkıyı duydun.
- ¡ Cantó maravillosamente!
- Bu akşam sesin çok güzeldi.
No sucedió nada esta noche. Yo no fui envenenada y Christine Dubois no cantó.
Bu gece ben zehirlenmedim ve Christine şarkı söylemedi.
Ni siquiera la antigua Kitty Collins cantó jamás.
O eski Kitty Collins bile kimseyi gammazlamadı Mr. Riordan.
Fue la noche en que Nitram estaba enfermo y no cantó.
Durun. Nitram'ın hastalanıp devam edemediği geceydi.
A punto estaba de hablar cuando cantó el gallo.
Tam konuşacakken horoz öttü.
Entonces cantó el gallo.
Ama o sırada horoz ötünce hemen kaçtı.
Una canción que cantó la niña del parque.
- Parktaki kızın söylediği bir şarkı.
Cantó un solo en el concierto de conmemoración.
Anma töreninde tek başına şarkı söylemişti.
Cantó Santo Señor.
- Evet, "Holy Holy" ydi.
Ricardo cantó el Ave María e hizo llorar a todos los presentes.
Riccardo, sesi ile herkesi ağlatır.
Cómo cantó hace un momento.
Biraz önce söylediğin gibi.
" Y cantó él la canción infantil... cantó la canción que Nakomis le enseñó :
"Ve söyledi çocukların şarkısını, "... Nakomilerin ona öğrettikleri...
Bueno, Mariari cantó!
Mariari arya söyledi!
Cantó un tenor
Bir tenor vardı
Cantó para tus amigos, los peces gordos.
- Mühim arkadaşların için burada şarkı söylemişti.
El día que cayó enferma me malicié yo toda la desgracia porque toda la noche cantó el tecolote.
Hastalandığı gün kötü bir şeyler olacağını hissettim çünkü baykuş tüm gece öttü ;
¿ No cantó ningún soldado?
Şarkı söyleyen askerler yok muydu?
Le cantó una, ¿ eh?
Şarkı söyledin öyle mi?
¿ Qué canción'macarroni'le cantó?
Hangi İtalyan şarkısını söyledin?
" La tortuga que en verano cantó...
# Hovarda bir kaplumbağa Yazın ortasında söyler şarkısını
Compañero Mitrofanov : Gagarin cantó esta canción en el espacio.
Bu şarkıyı, Yoldaş Mitrofanov, Gagarin uzayda söyledi.
Cantó usted muy bien.
Çok güzel söylemiştin.
La canción antiguos hilanderos de nuestra raza cantó de su belleza pero pensé que nunca podría ser encontrado de nuevo.
Irkımızın eski şarkıcıları onların güzelliği hakkında şarkılar söylerdi ama asla tekrar bulunacaklarını sanmıyordum.
- ¿ Cantó alguien?
- Biri mi ihbar etti?
Bailaron hasta la madrugada El mamut cantó con voz ajada
Bütün gece neşeyle dans ettiler. Ta ki mamut, şöyle bağırana dek :...
Ah, ¿ y cantó?
Öyle mi? Öttü mü peki?
También bebió vino y coñac en cantidad y después cantó canciones ruidosas con sus amigos sobre una joven de Swansea.
Sayın Yargıç çok fazla şarap ve brendi içmiş ve arkadaşlarınızla gürültülü bir şarkı söylemişsiniz.
Ya se cantó mucho.
- Ayrıca bir hayli demode.
No éramos Comunistas, pero como Pétain cantó la Marsellesa, tuvimos que cantar la Internacional.
Komünist değildik ama Pétain Fransa milli marşını söylediği için biz de devrimci marşı söylemek zorunda kaldık.
Señorita Country Joe MacDonald... ¿ puede volver a cantar la canción... como la cantó al final del mitin el miércoles 1 2?
Bayan Country Joe MacDonald 12. toplantıda söylediğiniz şarkıyı söyleyin bize.
Ella cantó en su idioma "Despierta, es la luz del día"
Kendi dilinde, "Uyan, sabah oldu" diye şakıyordu
Se asomó y canciones cantó sobre un águila gris de la estepa, sobre aquel...
Tutturdu bir sevda türküsü, Bir bozkır kartalından ötürü, Sevdiceği...
Esta película es la historia de la busqueda de ese sonido del hombre que lo creó, de la chica que lo cantó y del monstruo que se lo robó.
Bu film bu arayışın, bu sound'un bunu yapan adamın, şarkıyı söyleyen kadının ve bunu çalan canavarın hikayesidir.
Dijo que después de las 00 : 00 cantó en el club.
Demiştiniz ki, 12 : 00'yi bir kaç dakika geçe, yat kulübünde arkadaşlarınızla şarkı söylüyordunuz.
Y que cantó para él.
Ona şarkı söylemiş.
- Les cantó.
Yalnızca şarkı söyledi.
- ¿ Cantó?
- Şarkı mı?
Y cantó "I'll Be Seeing You".
"I'll Be Seeing You" yu söylemiştiniz.
El violín sonó y cantó Volker :
Viyolin çaldı ve ozan söyledi :
Sigfrido se convirtió en el verdugo del dragón, en el señor del tesoro de los nibelungos. El violín sonó y Volker cantó :
Viyolon çaldı ve Volker söyledi :
Y cantó la siguiente canción " El Señor es mi pastor, nada me falta.
Davut, şu şarkıyı söylemiş : ( 23. Mezmur, Davut'un mezmuru )
¿ Eso le cantó?
Söylediğin şarkı bu mu?
Sobre todo cuando cantó :
Müthişti!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]