English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Capa

Capa traduction Turc

3,744 traduction parallèle
Le pagué a un hechicero por esa capa.
O pelerine büyü yapsın diye büyücü tutmuştum.
¿ Qué te parece tu capa?
Pelerinine ne dersin?
¿ Mi capa?
Pelerinim mi?
Entonces, ¿ por qué tienes una caja de condones de hace 5 años... en tu botiquín de medicamentos? Había una capa de polvo en esas cosas como de una pulgada de grosor.
- O halde niye 5 yıllık kondom saklıyordun, onlar bozulur
¿ Le gustaría proteger su inversión con una capa transparente?
Şimdi bunları korumak için ne yapmalıyız?
¡ Una capa de invisibilidad!
Bu görünmezlik pelerini.
Esta es la sala de estar, nueva capa de pintura.
- Tamam Salon burası
Este es el dormitorio. Nueva capa de pintura en las paredes.
Burası yatak odası..
Depende de cada capa.
Pelerinden pelerine değişiyor.
No, un capuchino tiene una capa firme de espuma encima.
Hayır, cappuccino üzerinde, güzel ve katı bir köpük olur.
Estás viendo al próximo Robert Capa.
Yeni Robert Capa'ya bakıyorsun.
"Póntelo en las manos para crear una capa protectora invisible contra elementos duros y químicos abrasivos".
"Ellerinize sürün. Zararlı maddelere karşı görünmez bir koruma tabakası oluşturur."
La pañoleta es una capa.
Bu boyun atkısı bir pelerindir.
Viste una capa de la puta legión.
Lejyonun pelerinini giymis bir de!
Solo puede llorar, y enrollarla con su capa
Sadece onu paltosuna bağlayarak yasını tutabiliyor.
Cogeré mi capa.
Gidip pelerinimi alayım.
Y para echar un vistazo bajo el capó Bueno, hay que disipar la capa exterior
* Günah değildir çıkartmak kıyafetlerini *
El padre, bajo una pulida capa de amabilidad escondía su desesperación.
Baba, o gösterişli sevimlilik perdesinin arkasında, vahşi bir umutsuzluk saklardı.
Sin capa de suciedad, sin banditas adhesivas.
Üstünde pis bir köpük yok, içinde yara bandı yok.
Y esa capa superior aún no se quema.
Üst taraf daha ısınmaya başlamamıştı.
Estás pisando una fina capa de hielo, hijo.
İnce bir buzun üzerinde gidiyorsun oğlum.
Es como una negra capa.
Siyah bir cüppe gibi.
No sé, como una capa de... una capa de protección entre el resto del mundo y yo.
Büyük kalçalara sahip olmak. Bilmiyorum galiba dış dünya ile aramda bir tabaka olsun istiyordum.
O una capa.
Veya pelerin.
En Montana, cuando estás despejando la entrada, la capa más fácil de eliminar es siempre la nieve fresca, en polvo.
Ve bütün gün soğuktu, değil mi? Montana'da evle cadde arasındaki yolu kürekle temizlerken en kolay yol her zaman taze toz gibi olan kar olur.
Debajo, hay una dura capa de hielo, la nieve medio derretida que se congeló al caer la temperatura.
Altında, sert bir buz katmanı var... Sıcaklık düştüğünde sulu kar donar.
Estoy pensando en maneras de acicalar esto... incluso una nueva capa de pintura.
Buraya çekidüzen vermenin yollarını düşünüyordum. Belki bir kat yeni boya bile olabilir.
Dile a tu jefe que es genial el doble capa.
İki katlı tuvalet kağıdı için patronunu tebrik ettiğimi söyle.
Una capa de pintura no le vendría nada mal.
Söz veriyorum.
- Antonio, ven y pruébate tu capa.
- Anthony, gel de pelerinini dene.
No lleva ni disfraz ni capa.
Ne kostumü var, ne de pelerini.
porque ser un superheroe not tiene que ver con llevar capa o antifaz.
Süper kahramanın amacı ne pelerin, ne de kukuletadır aslında.
El último que usó jeans en esta oficina se llamaba Theodore Wrangler. Y tú, Banks, no podrías ni vestir su capa de seda larga hasta el piso marca registrada.
Bilmelisin ki bu ofiste kot giyen son kişi Theodore Wrangler'di ve sen Banks onun tescilli, yerlere kadar inen, süet pelerinini taşıyamazsın bile.
Le pedí a Marco que haga los macarrones con queso con una capa crujiente encima.
Marco'ya peynirli makarnanın üzerine fazladan ekmek kırıntısı koymasını bile söyledim.
Alguna vez Batman se tiene que quitar la capa.
Bazen Batman'in peleririni çıkarmaya ihtiyacı oluyor.
Como no sabía qué íbamos a hacer, me he traido una gabardina, un abrigo de paseo, un abrigo de coche y una capa, por si vamos a la ópera.
Ne yapacağımızı bilmediğim için, bir yağmur ceketi, bir yürüyüş ceketi, bir araç ceketi, ve bir pelerin aldım, her ihtimale karşı opera izlersek diye.
Estamos tan fritos como la capa de Lord Nelson ¿ no crees?
Lord Nelson'ın koyunu gibi kızaracağız.
Capa roja, en el bosque, ataque de animal...
Kırmızı pelerin, orman ve hayvan saldırısı.
- ¿ Qué es? ¿ Una capa?
- O ne, kapüşon mu?
Como una nube de secretismo o una capa de inquietud.
Bir sır saklama sanki bir tedirginlik gibi.
El defensor con capa y caballero de la noche.
Pelerinli Kahraman, Kara Şövalye?
Multimillonario mujeriego que se pone una capa y limpia las calles de Gotica.
Pelerin takıp, Gotham şehrini temizleyen milyarder playboy hani? - Mantis'i mi diyorsun?
A juzgar por este patrón de salpicaduras, detecto que es la capa inferior.
Sıçrayış şeklinden, bunun en alt kat olduğunu tespit ettim.
¿ Dónde está la capa superior?
Tamam, en üst kat nerede?
Quiero que examine esta capa.
Bu elimdekini incelemenizi istiyorum.
Aparece llevando una capa y una máscara.
Pelerin ve maske mi takmış?
¿ Qué está haciendo un gerente de fondos de inversiones... en un cubo de basura con una máscara y una capa?
Serbest yatırım fonu işletmecisinin Bir çöpte ne işi var. Hem de Pelerin ve maske takmış şekilde.
¿ Qué es eso de su capa?
Pelerinindeki şu şey de ne?
¡ La capa!
Pelerin!
Este tío no es tu amigo, es un ancla que te está hundiendo.
Bu adam senin dostun değil. Seni aşağıya çeken bir çapa.
Y especialmente tú, Ellie, díle que ese regalo que te guarda en su escritorio es una ancla que le ata a su dolor.
Özellikle sen, Ellie... Ona, çekmecesinde duran ve senin için sakladığı hediyenin... onu kendi ızdırabına saplayan bir çapa olduğunu söylermisin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]