Translate.vc / Espagnol → Turc / Casó
Casó traduction Turc
3,253 traduction parallèle
Se casó con ella.
Evlendiler.
¿ Nunca se casó?
Hiç evlenmiş mi?
Él se casó con tu padre y yo, La tia Rochelle, el tio Bobby y el primo Jimmy con la... ya sabes, su primera esposa la que tiene el paladar rajado.
Babanla beni Rochelle teyzeni, Bobby amcanı ve kuzenin Jimmy'le yarık dudaklı ilk karısını kendisi evlendirdi.
Se casó con Pandolfo Malatesta de Rimini.
Riminili Pandolfo Malatesta'yla evlendi.
Cuando se casó con una mujer inferior a él.
Emri altında çalışan bir kadınla evlendiğinde.
¿ Qué peluquero de celebridades se casó con la cantante de los'60, Lulu?
Hangi ünlü kuaför 60'lı yılların kadın şarkıcısı Lulu'yla evlendi?
- Se casó bien.
- Evlenmişsin.
Ella también se casó con un canadiense como tú.
O da senin gibi bir Kanadalıyla evlendi.
Mi padre se casó aquí.
Babam burada evlendi.
Y por cumplir su responsabilidad él no se casó.
Onun evlenmesi bize sorumlulugudur.
Bueno, mi prima se quedó embarazada, se casó, y luego la arrestaron por prender fuego a su instituto.
Benim kuzenim hamile kaldı, evlendi ve kendi lisesini yaktığını için tutuklandı.
Sin embargo, revisé la lista otra vez, y hay una Sydney Manning de Washington que se casó hace dos días en Montana.
Ama tekrar baktığımda Washington eyaletinden Sydney Manning'in 2 gün önce Montana'da evlilik başvurusu yaptığını gördüm. Washington mı?
Traicioné a mi esposa y se casó con ella.
Eşimi aldattım ve oda onunla evlendi.
Así que tu madre se casó con un marinero.
Baban kaptandı demek?
Es de cuando se casó.
Evlendikleri günlerde çekinmiş bu resmi.
¿ Qué, el tipo que nos casó?
Bizi evlendiren adam mı?
Solía tener un mejor amigo, pero se casó con una mujer que se aseguró de que yo supiera que lo de mi salud era agotador.
Eskiden çok iyi bir dostum vardı. Sonra hastalığımın ne kadar zahmetli olduğunu başıma kakıp duran bir kadınla evlendi.
Rose se casó.
Evliliği var. Rose evlenmiş.
Ve a buscar el dinero de la loca que se casó con el maniquí.
Mankenle evli, deli hatundan paraları almaya gidelim.
Nunca se casó, al menos que yo sepa.
Bildiğim kadarıyla hiç evlenmedi.
Se casó con Lauren.
Lauren ile evlendi.
Lo último que supe es que se casó con una enfermera.
En son duydugumda, bir hemsireyle evlenmisti.
no te me vuelvas arrogante malagradecida te salvé la vida no hiciste nada, mi padre se casó contigo si y luego murió
Sakın bana ukalalık taslayım deme, seni nankör şey. - Hayatını ben kurtardım. - Sen hiçbir şey yapmadın.
Bueno... estaba con el novio de mi hermana, y se casó con él, así que...
Şey, kız kardeşimin erkek arkadaşıylaydım kardeşim de onunla evlendi, o yüzden...
Se casó una semana después, colocada sobre una caja.
Bir hafta sonra bir kutuya dayanmış bir şekilde evlendi.
Se casó con un contable.
Bir muhasebeci ile evlendi.
Luego se casó con otra y me di cuenta de que no era él el negado.
Daha sonra başka biriyle evlendi ve farkına vardım ki ;
Eres la mujer que se casó conmigo.
Sen benimle evlenen kadınsın.
Y si ella alguna vez necesita un riñón... Puede morir sabiendo que se casó primero.
Ve bir böbreğe ihtiyacı olursa önce evlenmiş olmanın huzuruyla ölebilir.
Y aun así, se casó con esa semilla del diablo, ¿ verdad?
Yine de bu Şeytanın Yumurtası'yla evlendiniz öyle değil mi?
Pero cuando se casó con Jonathan Fue una gra traición para Daniel y se vió obligado a matarla.
Jonathan'la evlendiğinde Daniel'e büyük bir ihanet oldu kadını öldürmek zorunda kaldı.
Lucrecia aún juega con muñecas. Ella se casó.
Lucrezia da bebeklerle oynuyor fakat o evlendi.
Lucrezia no se casó con Ludovico Sforza, hermano.
Ludovico Sforza ile evlenmedi, kardeşim.
- Pero Doyle nunca se casó.
- Ama Doyle hiç evlenmedi.
Se casó con nuestra víctima hace seis meses.
Kurbanla 6 ay önce evlenmiş.
Todo lo que sabemos que nunca se casó, ha tenido múltiples residencias, y lo arrestaron en su villa de la Toscana.
Tek bildiğimiz hiç evlenmediği, birden fazla evi olduğu ve Toscana villasında tutuklandığı.
- ¿ Y ella igual se casó con él?
- Hâlâ onunla evli mi peki?
Déjalo. Si este casó te está recordando algo, entonces, podemos ir a tomar una cerveza o algo así, ¿ de acuerdo?
Bu dava aklına herhangi bir şey getirirse birlikte bir bira falan içebiliriz, tamam mı?
Vale, ríete, pero el día que mi madre se casó vio a un pájaro comiéndose los restos de otro y por eso su primer matrimonio terminó en divorcio.
Sen gülebilirsin ama annem, düğün gününde bir kuşu, başka bir kuşun ölüsünü yerken gördü ve bu yüzden, ilk evliliği ayrılıkla sonuçlandı.
El tipo se casó dos veces tratando de coger una copa justo enfrente suyo.
Adam gözümün önünde iki kere kupasına uzandı ama alamadı.
Aunque Papá ha descubierto a una tía que en 1860 se casó con un Gordon.
Gerçi babam 1860'da Gordon soyadlı biriyle evlenmiş bir teyzemizi buldu.
Hasta entonces, su padre se casó durante la guerra, murió y su esposa sucumbió a la influenza.
O zamana kadar, babası savaş zamanı evlendi ve annesi İspanyol gribine yenik düştü.
Se casó con el padre de Greg un año después de que su madre muriera en un accidente automovilístico.
Greg'in babasıyla, Greg'in annesi bir kazada öldükten bir yıl sonra evlenmiş.
Debe haberte destruido cuando Kate se casó con tu papá.
Kate'in babanla evlenmesi seni mahvetmiş olmalı.
Se casó con una de sus estudiantes.
Eski öğrencilerinden biriyle evlenmiş.
Está bien, ¿ por qué fue que se casó contigo?
Peki, neden seninle evlendi o zaman?
Sí que se casó.
Evet.
La número 5. Se casó con el Sr. Caruso.
Bay Caruso'yla evli.
Ali se casó.
Ali evli.
Sí, Ali se casó.
Evet, Ali evli.
Se casó conmigo, tuve a su hija.
Benimle evlendi, ondan çocuğum oldu.