Translate.vc / Espagnol → Turc / Chocolates
Chocolates traduction Turc
868 traduction parallèle
Muy bien, milord, dos chocolates.
Tamam, Efendim. İki çikolata.
Periódicos, revistas, chocolates, cigarrillos.
Gazete, dergi, çikolata, sigara.
Guardaré los chocolates.
Şekerini diğer eşyalarının arasına koyayım.
Me acabé los chocolates.
Şekerler bitti.
¿ Me esperabas para ofrecerme chocolates? ¡ Habla!
Elma şekeri vermek için beni kollamıyordun herhâlde, nonoş!
¿ Cuántos chocolates compré para que tu escuela hebrea pudiera ir a Mount Vernon?
İbranice kursun Mount Vernon'a gidebilsin diye kaç çikolata almıştım?
Cómprate unos chocolates.
- Çikolata alıp yersen beni de mutlu edersin.
Una caja de... chocolates ingleses.
Bir kutu İngiliz çikolatası.
No compra tus chocolates, Candy.
Senin çikolatanı istemiyor, Candy.
Para Gina, mi dulce hermana revistas, chocolates y champú de Estados Unidos.
Tatlı kız kardeşim Gina için magazin, çukulata ve Amerikan şampuanı.
Chocolates.
Çikolatalar.
Tengo cigarrillos y chocolates... y también otras cosas.
Bak, bende de sigara var. Biraz süt tozu ve bir sürü de ıvır-zıvır.
Porque lo que me gusta hacer con los chocolates es meterme de a dos o tres en la boca.
Çünkü ağzıma iki veya üç tane çikolata koymayı severim.
Dijieron dos cafes y dos chocolates.
- İki çikolatalı dedin... - Yanlış.
Está regalando chocolates.
Bir sürü çikolata veriyor!
Presidente de Chocolates Slugworth.
Slugworth Çikolataları'nın sahibiyim.
Bienvenidos a mi fábrica de chocolates.
Çikolata fabrikama hoşgeldiniz.
¿ Qué te pareció la fábrica de chocolates?
Çikolata fabrikasını beğendin mi, Charlie?
- Gracias por los chocolates.
- Oh, çikolatalar için teşekkür ederim.
Chocolates.
Çikolata.
¡ Basta con esos chocolates!
Albin lütfen. Fazla çikolata yeme.
-... y nos gustaría tener unas palabras con usted sobre su caja de chocolates autorizados "El Surtido de Calidad Whizzo."
Whizzo Kaliteli Asorti adlı kutu çikolatalarınız hakkında sizinle konuşmak istiyoruz.
Suiza, tierra de fascinación... lindos lagos, montañas gigantes, chocolates deliciosos,
İsviçre, büyülü bir ülke. Güzel göller, yüce dağlar, nefis çikolatalar ve finans dünyasının en sevilen numarası :
Cuando estaba en el hospital con la rodilla hecha trizas... no recibí ni una caja de chocolates.
Hastanede dizim paramparça yatarken, bana bir kutu çikolata bile veren olmadı.
- Felicidades. - Chocolates.
Çikolata.
¿ Oliste mi nuevo perfume? María, toma los chocolates.
Yeni parfümümü kokladın mı?
Toma los chocolates. Gracias.
- Çikolata alın.
Bueno, gracias, pero estoy Sweet chocolates para mi dulce Linda.
- Teşekkür ederim ama... - Tatlı Linda'm için tatlı çikolata.
Mi hijo me pide estos chocolates todo el santo día
Çocuğum bütün hafta Choco Poppers almamı istedi benden.
Solo tenemos chips de chocolates.
Sadece çikolatalılar kalmış.
Esta mañana recibió por correo una caja de chocolates... de licor Rellenos.. con Benzotina.
Bu sabah erken saatlerde posta kanalıyla bir kutu çikolata almış. Çikolatalarda benzotineli likör varmış.
¿ Son chocolates?
Bunlar çikolata mı?
¿ Quiere dejar esos chocolates?
Bırakın o çikolataları!
Chocolates Whitman.
Whitman çikolataları.
Los chocolates en el auto, el aceite en el cierre.
arabadaki çikolatalar, fermuarımdaki yağ.
No quieren chocolates.
Çikolatanı istemiyorlar.
Ray, ¿ Te molestaría si tomo una caja de chocolates?
Ray, kalp şeklindeki çikolatalardan bir kutu alabilir miyim?
¿ Puedeusted comprarme unos chocolates?
Bana biraz çikolata kaplı şeker getirir misin?
Puede que mejor quieras unos chocolates.
Biraz çikolata istersin belki.
Cierto día cuando todos nuestros planes estén preparados anunciarán una gran apertura de gala con dulces gratis caramelos y chocolates para cada niño.
Muayyen bir günde planlarımız hazır olduğunda her bir çocuğa bedava tatlı, şekerleme ve çukulatanın verileceği muhteşem bir gala açılışına davet edileceksiniz.
Aquí tengo los chocolates.
Bak burada çikolata var.
¿ Qué pasaría si los chocolates fueran ingeridos accidentalmente por un adulto?
Peki ya yetişkin biri kazara çikolatalardan yerse?
Tráeme flores o chocolates pero no me traigas un equipo de limpieza.
İnsan bir çiçek hediye eder, ama bir süpürge asla.
Flores, chocolates, promesas que no piensas cumplir.
Çiçekler, çikolata. Tutma niyetinizin olmadığı vaatler.
Más un paquete de 6 chocolates Hershey.
Hershey barlar Artı altı paketi.
No chocolates, no hay buen sueño.
Çikolata istemiyorum. Uyumayacağım.
"Vigila la puerta" significa ni chocolates, ni flores.
"Kapıya bak" dedim. Şeker de yok, çiçek de.
Hoy, llego al trabajo y me había mandado chocolates en una caja de corazón. Linda anécdota, ¿ no?
Bugün işe gittim bana kalp şeklinde bir kutu çikolata göndermiş.
- Y una vez comidos los chocolates se mete los dedos en la boca, y devuelve todo.
- Çikolata paketini bitirdiğinde parmağını boğazına sokup hepsini geri kusar.
Deme los chocolates.
Çikolataları bana verin, lütfen.
Gracias por los chocolates...
Çikolatalar için, teşekkür ederiz..