English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Chris

Chris traduction Turc

13,091 traduction parallèle
Chris no estaba entregando la bolsa fuera hasta las 6 : 00, así que me fui directamente a mi sesión de entrenamiento con Casey.
Chris'in çantayı vermesine daha çok vardı. ... bu yüzden direk Casey ile antrenman yapmaya gittim.
Norris Allen dobla hacia atrás, sacó una pistola sobre Chris.
Norris Allen geri gelip Chris'e silah çekti.
Chris Garper estaba en shock hidrostática cuando lo cargan en la ambulancia.
Chris Garper'ı ambulansa taşıdıklarında hidrostatik şoktaymış.
Y si ponerme primero significa estar de acuerdo con lo que pasó a Chris Garper, entonces yo no estoy jugando.
Ve eğer kendimi önplanda tutmam Chris Garper'a olanların bir sakıncası yok demekse o zaman ben bu oyunu bozarım.
Chris Pratt es lo máximo ahora.
Chris Pratt şu sıralar çok moda.
Y ese farsante de Hollywood, Chris Pratt, no respondió mi twit.
Hollywood düzenbazı Chris Pratt de tweetime cevap yazmadı.
Hola, Chris, ¿ has visto a Chan?
Selam Chris, Chan'i gördün mü?
¡ Tu imitación de Chris Rock apesta!
Chris Rock taklidin berbat!
Chris Winfelder.
Chris Winfelder.
Estaba escarbando en el ordenador de Ross y parece que Ross estaba ayudando a su empleado eventual, Chris Winfelder, a sacar su casa del embargo.
Ross'un bilgisayarını eşeliyordum görünüşe göre Ross, işçisi Chris Winfelder'a evini ipotekten kurtarmasında yardım ediyormuş.
¡ Buen disparo, Chris!
Güzel atıştı, Chris!
Su nombre es Chris Allred, alias La Niebla.
Adı Chris Allred, nam-ı diğer Sis.
Es decir, no sabemos cuál rasgo de la personalidad de Chris Allred será el más dominante.
Chris Allred'in hangi kişilik özelliği baskın olacak bilmiyoruz.
¿ Ese es Chris Bosh?
Chris Bosh mu o?
Chris conoce el material en sus huesos.
Onlar olmasa geri dönmezdik. Chris malzemeyi derinden hissediyor.
Chris está aprovechando algo muy importante.
Chris, çok önemli bir şeyle bağlantı kuruyor.
Chris me dio mucha historia para jugar con...
Chris oynamam için bana birçok hikaye sağladı.
Exactamente cómo jugamos con mitología, pero lo hacemos. Me gusta el giro que Chris puso en la mitología.
Mitolojide Chris'in sahneye koyduğu çarpıtma hoşuma gitti.
De lo que nunca imaginé que sería. Freeborn :. Chris tenía nociones específicas acerca de lo que debe ser el arte
Chris'in uzay gemisinin nasıl olması gerektiği hakkında spesifik düşünceleri vardı.
Chris podría conseguir sus actores justo al lado de la nave, Sentir la artesanía como una entidad real.
Chris, aktörlerini geminin hemen yanına koyabilir, gemiyi gerçek bir nesne gibi hissettirebilirdi.
Con toda la acción que hacemos, Chris siempre quiere que sea,
Chris hep şöyle demek istiyor : "Bunun olabileceğine inanıyorum".
Cómo lucharía Mulder? Y Chris y David tenían la misma respuesta...
Hem Chris hem de David aynı cevabı buldular...
¿ Puedes traer a Chris?
Chris'i bulur musun?
¿ Chris?
Chris mi?
No quiero interrumpir, pero te traje a Chris.
Bölmek istemem ama Chris'i buldum.
- Ella es Chris.
- Bu Chris.
- Yo soy Chris.
- Ben Chris'im.
¿ ¡ También te llamas Chris! ?
Senin adın da mı Chris?
¿ Podrías tal vez encontrar a Chris?
Chris'i bulabilir misin?
Aquí está Chris.
Chris'i getirdim.
- Esta es Chris.
- Bu Chris.
Hablé con Chris.
Chris'le konuştum...
¿ Sigues a Chris en Instagram?
Chris'i Instagram'da takip ediyor musun?
O me asaltará Chris, o me matarán esas chicas.
Ya Chris tarafından taciz edilirim ya da şu kızlar tarafından öldürülürüm.
Cuando Chris me pidió que fuera su Padrino... me senté y escribí un discurso sensacional.
Chris benden sağdıcı olmamı istediği zaman oturdum ve harika bir konuşma yazdım.
Cuando Chris...
Aslında, Chris...
Cuando conocí a Chris, nos...
Chris ve ben ilk tanıştığımızda...
Chris y yo nos conocemos desde...
Chris ve benim tanışıklığımız şeye gider...
Chris y yo, ya saben, hicimos cosas juntos.
Chris ve ben birlikte çok şey yaptık...
Y Chris ha sido como un hermano para mí.
- Ve, şey... Chris benim için kardeş gibi olmuştur.
Hablando de eso, les presento a su sobrino, Chris.
Hazır lafı geçmişken, yeğeni Chris'i takdim edeyim.
Chris, él es el sargento Franco Rodríguez.
Chris, bu Çavuş Franco Rodriguez.
Detective, él es Chris.
Dedektif, bu da Chris.
No es un malditojuego, Chris.
Bu bir oyun değil Chris.
Chris, ¿ estás listo para ponerte al mando?
Chris, öncülük etmek ister misin?
Chris.
Chris!
¡ Chris!
Chris!
Chris, vamos, viejo.
Chris hadi adamım. Hadi.
- Es Chris.
- Chris.
- ¿ Le dispararon a Chris? - No estamos seguros. ¡ Jeff!
- Yani Chris'in vurulup vurulmadığını bilmiyoruz.
- ¿ Dónde está Chris Allen?
Chris Allen. Chris Allen nerede?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]