English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Civic

Civic traduction Turc

116 traduction parallèle
Ha habido otra masacre india en el Teatro Cívico de Dorking.
Dorking Civic Tiyatrosu'nda yine yerli katliamı olmuş.
T.V. Cívica... la que se lleva a la cama con usted.
Civic TV, yatağınıza alacağınız TV.
T.V. Cívica, la que se lleva a la cama con usted.
Civic TV, yatağınıza alabileceğiniz TV.
Yo dirijo T.V. Cívica.
Civic TV'yi ben yönetiyorum.
Max Renn, de 34 años, presidente de T.V. Cívica... es buscado en conexión con las muertes en el Canal 83.
Civic TVBaşkanı, Max Renn iki üst düzey yetkilinin ölümünden sorumlu olarak aranıyor.
Mi matrimonio es mi más preciada posesión y al lado de mi Honda Civic, mi única posesión.
Evliliğim, benim en değerli şeyimdir ve Honda Civic'imin yanında, benim tek sahip olduğum şeydir.
- Al Centro Cívico, ¿ verdad?
- Civic Arena'ya, doğru mu?
¿ Podría hacerme un favor y tirar estas en el Civic azul en el frente?
Bana bir iyilik yapıp bunları dışarıdaki mavi Civic'in ön koltuğuna atar mısın?
Con permiso. ¿ Alguien tiene un color azul Civic con una calcomanía que dice :
Affedersiniz. Tamponunda "Muhasebeciler İlgi İle Yapar" yazan mavi Civic'in sahibi burada mı?
Vine por el Honda Civic.
Arabamı almaya geldim, markası Civic.
¿ No tiene un Honda Civic 1989?
89 model Civic'iniz yok mu?
¡ Un pequeño blanco hijo de puta Honda Civic!
Beyaz, küçük bir Honda.
Surgió algo para el martes en el Centro Cívico de Dayton.
Salı günü için Dayton Civic Merkezinde iş çıktı.
Como puede ver, éstos no son autos Honda Civic.
Gördüğün gibi bunlar Honda Civic değil.
No hay daño visible en mecanismos de cerradura... columnas de dirección o encendidos. Como puede ver, éstos no son autos Honda Civic.
Kilitlerde, direksiyonda ve kontakta görünür bir hasar yok ve gördüğün gibi bunlar Honda Civic'ler değil.
tres Honda Civic, conducción precisa, el mismo resplandor verde debajo de los chasis.
Üç adet Honda Civic, usta şoförler... şasinin altında aynı yeşil neon ışığı.
He entrado ahí, y Héctor va a correr... con tres Honda Civic con motores Spoon.
Demin içeri baktım, Hector Spoon marka motoru olan... üç Honda Civic yarıştıracak.
Honda Civic de 1981, azul.
1981 model, Honda Civic. Mavi.
Bienvenidos al Estadio Civico para el ultimo partido de la temporada entre los Eagles y los Huskies.
Civic Arena'ya, Eagles ile Huskies arasındaki... sezonun final maçına hoş geldiniz.
- Anoche, a las 10 : 19.
92 model bir Honda Civic, Western ve Franklin'de kırmızıda geçmiş.
un Honda Civic'92 se cruzó una luz roja... en Western y Franklin.
- Sarışın bir kadın. - Bu o.
Un oficial en búsqueda de un Honda Civic último modelo.
Eski model bir Honda Civic'i takip ediyorum.
Oficial persiguiendo a un Honda Civic último modelo... acaba de ocurrir... he oido disparos.
Eski model bir Honda Cıvıc'i takip ediyorum... henüz oldu... Silah seslerini duydum.
Los testigos la vieron subir a un Civic azul. - Tomaron unos números de la matrícula.
Görgü tanığı mavi bir Civic'e binerken görmüş, yarım plakası var.
Y ahora puedo derrocharlo comprando un nuevo pedal para el freno y tratar a mi Civic ( auto ) como la señorita que es.
Şimdi paramı yeni Fren balatalarına harcayıp arabama hak ettiği gibi davranabilirim
Un tal Cordell Ferris ha denunciado el robo de su Honda Civic.
Highview polisine göre, Cordell Ferris Honda Civic marka arabasının çalındığını ihbar etmiş.
Ningún recuerdo me es más preciado que el de mi padre llevándome al Auditorio de Hartford para ver al genial Pat Boone.
Babamın beni Hartford Civic Auditorium'a Pat Boone'u izlemeye götürmesi kadar kıymetli bir anım yoktur.
El honda civic?
- Bu ne kadar? - Honda Civic.
- Imposible, en un auto Honda Civic.
- Bir Honda Civic'le sevkıyat yapmak zor olmalı.
- ¿ Cómo lo sabe?
Bir Civic mi?
La parrilla del caso sin resolver, ¿ era de un Honda Civic modelo'94?
Eski davadaki ızgara 94 model bir Honda Civic içinmiş.
Pues, BDO tocará en el Centro Cívico de Santa Mónica el próximo fin de semana.
Ee, B.K.D.N gelecek haftasonut Santa Monica Civic Center'da bir konser verecek.
" Oye, me senté al lado de ese sujeto en cívica.
Sadece " Civic'te şu adamın yanında oturuyordum.
Dos hombres en un Honda Civic ya dieron varias vueltas.
Efendim bir Honda'nın içinden iki adam iniyor.
Robaste el Civic.
Sen çaldın.
No deberíamos tener problemas para procesar a los tipos... que robaron el Civic del Tte.
Komiser Provenza'nın arabasını çalanları kovuşturmakta sorun yaşamayacağız.
Azul...
Honda Civic.
Michael huyó del robo... en un Civic azul del 92.
Michael, soygundan 92 model, mavi bir Civic ile kaçtı.
Éste es un Civic'98 y tiene alerón.
'98 model Civic bu. Kanadı bile var.
Vas a ver a Neal Sedaka en el Civic Center.
Civic Center'daki Neal Sedaka'yı izlemeye gidersiniz!
Para ti sólo tengo ese Civic y aquel Sundance.
Senin için elimde sadece Civic ve Sundance var.
No me gustan los Civic.
Civic'leri sevmiyorum.
Lis, ¿ quieres ir a ver a Judas Priest en la Arena Cívica?
Lis, Civic Arena'daki Judas Priest konserine gitmek ister misin?
Levantó un Civic, a los 15 años.
15 yaşında bir arabayı tek başına kaldırdı.
Dos
İki tane. 1999 Honda Civic.
Y el tipo que la chocó... estaba en un Honda Civic.
Ona arkadan vuran adam ise, Honda Civic kullanıyordu.
Yo no...
Civic TV'yi yönetiyorum.
Hay un disco de 1986 de Chicago en vivo en el Cumberland Civic Center en Portland, Maine. Raro.
Tuhaf.
- ¿ Un Civic?
Ne marka araba kullanıyorsun, evlat?
Honda Civic.
Rengi ne?
Buscando video de un Civic azul del 92.
O araç ile ilgili kayıtları arıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]