Translate.vc / Espagnol → Turc / Cuervo
Cuervo traduction Turc
1,408 traduction parallèle
Cuervo, ¿ conocés que se puede hacer acá?
Cuervo, burada yapacak ne var?
Te quiero mucho, Cuervo, pero no tanto como para hacerme matar por vos.
Seni seviyorum ama beni öldürmene izin verecek kadar değil.
'La rama pelada...''el cuervo negro...''una tarde otoñal.'
'Çıplak dal...''siyah kuzgun...''bir sonbahar gecesi.'
Odio decirlo, pero creo que tu pequeño gorrión se ha convertido en un cuervo viejo y amargado. Tiene que ser el cerebro detrás de este nuevo Guasón.
Sanırım küçük Robin'in, soğuk bir kargaya dönüşmüş.
Dime una mentira y el cuervo te dará
Yalan söylüyor, yalan söylüyor karga hesabı...
Teme al cuervo negro
Kara kargadan kork...
Halcón a Cuervo Azul.
Şahin, burası Mavi Kuzgun. Kaz yuva yaptı.
Lo más emocionante que me había pasado fue cuando Brandon Lee murió rodando "El cuervo".
Başıma gelen en önemli olay Brandon Lee'nin "The Crow" filmini çekerken ölmesiydi.
Dijo que quería hablar sobre "El cuervo".
The Crow'dan konuşmak istedi.
Johnnie Walker, Jim Beam, Jose Cuervo, y los 2 Glens, Livet and Fiddich.
Johnnie Walker, Jim Beam, Jose Cuervo ve iki tane Glens :
Ciertas culturas creen que el cuervo es un símbolo muy poderoso. Para los nórdicos, celtas y los indígenas de Estados Unidos, es muy negativo.
Şey, kuzgunlar Norslar, Keltler ve yerli Amerikan kültürlerinde çok güçlü sembollerdir.
Y está el poema de Poe "El Cuervo", con su repetitivo "Nunca más".
Ve tabiki, Poe'nin Raven and Nevermore ( Dedi Kuzgun'Hiçbir zaman') şiiri ve diğer şeyler.
La hija de siete años de Martha Crittendon dijo que la atacó un cuervo horas antes de que su madre desapareciera.
Martha Crittendon'un yedi yaşındaki kızı annesinin kaybolduğu sabah bir kuzgun taradından saldırıya uğradığını iddia ediyor.
Más tarde oyó a un cuervo en la casa, antes de notar la desaparición de su mamá.
Sonra, annesinin kaybolduğunu fark etmeden önce evde birisinin olduğunu duymuş.
¿ Qué sabe usted de un cuervo?
Kuzgun hakkında ne biliyorsunuz?
¿ Cuántas garras cree que tiene un cuervo en las patas?
Sizce kuzgunun kaç tane pençesi vardır?
El cuervo tiene cuatro garras, como las marcas en la mesa de Martha.
Audubon kitabınıza göre bir kuzgunun dört pençesi olurmuş. Martha Crittendon'un mantosundaki yırtıklarla örtüşüyor.
Ya veo que le está dando un giro distinto a la investigación, pero lo del cuervo es demasiado.
Ajan Mulder, bu soruşturmaya getirdiğiniz farklı anlayış için size minnettarım ama tüm bu kuş hikayesi...
- Usted me preguntó sobre el cuervo.
Kuzgunu sordun.
El cuervo es un ave carroñera atraída por la muerte y la podredumbre.
Kuzgun leş yiyen ölü ve çürük şeylerin çektiği bir kuştur.
Justo antes de ver el cuervo.
Kuzgunu görmeden hemen önce.
Le juro que no lo hice, ¿ pero qué hay de los espejos rotos y del cuervo?
Bunu ben yapmadım. Yemin ederim. Neyse, peki ya kırık aynalar ve kuzgun?
El cuervo de Odín.
Odin'in kuzgunu...
¿ Nos distes cuervo?
- Bize karga mı yedirdin?
"Buenos días, Sr. Cuervo."
"İyi günler Bay Crow."
"Buenos días, Sr. Cuervo, qué guapo me parecéis..."
"İyi günler Bay Crow. Ne kadar yakışıklı görünüyorsunuz."
A no ser que su nombre sea, Ben, Jerry, o José Cuervo. Anjá.
Adi Ben, Jerry yada Jose Cuervo olmadikca olmaz.
Su cabello... un ala de un cuervo negro.
Saçları... siyah bir kuzgunun kanatlarıydı.
Pero he conseguido pies de cuervo.
Ama gözlerimin kenarında kırışıklıklar var.
Que Jose Cuervo no ha perdido ese increible poder magico.
Jose Cuervo'nun hâlâ inanılmaz sihirli güçleri olduğunu gösterdi.
Dos tragos fuertes, escupes en el baso, andas como un duro, hablas como tal.
İki sek Cuervo. Bardağa tükürmeler. Sert erkekler gibi yürüyüp, onlar gibi konuşuyorsun.
¿ Por qué he de darte la bienvenida Gandalf, Cuervo de la Tempestad?
Neden hoşça karşılamalıymışım seni Felakettellalı Gandalf?
Santo cuervo ¿ Cómo conseguiste bajar tan rápido?
Tanrım, buraya nasıl bu kadar çabuk geldin?
¿ Por qué hay una pintura de un cuervo muerto en tu pared?
Meg, neden duvarında ölü bir karganın pençe izleri olan bir resim var?
¿ Sabes qué? Salvo por el cuervo muerto, me gusta cómo lo has de corado.
Ne olduğunu biliyorsun.ölü karganın haricinde, burası gerçekten güzel.
Déjeme ver al "cuervo blanco".
Oturun. Şu beyaz kuzgunu bir göreyim.
¿ El cuervo blanco?
- Beyaz kuzgun?
Un cuervo voló sobre el campo. Vio una manada de venados.
Bir karga uçtu tarlanın üstünden, Bir geyik sürüsü gördü..
Eva fue débil y soltó el cuervo al mundo... y el cuervo se llamó Pecado y el primer Pecado fue el coito.
Ve Havva, bir kuzgun gibi başıboş ve güçsüzdü... ve bu kuzguna "günah" adı verildi... ve ilk günah, cinsel birleşmeydi.
El Jogi dijo que no me fuera. El cuervo dijo, sólo un día más.
O söyledi sadece birkaç gün daha.
¿ No sabes siquiera que soy un cuervo?
Hala bilmiyor musun, ben bir kargayım?
Lisa dice que al matar a su enemigo, me convertí en el cuervo alfa.
Lisa, düşmanlarını öldürünce kargaların lideri olduğumu söyledi.
Todos están esperando las nuevas aventuras del cuervo.
Herkes "Yanan Karga Ayağı" nın diğer maceralarını bekliyordu.
Muy bien, Cuervo.
Tamam, karga.
¿ Y el Cuervo?
Cuervo nerede?
¿ Cree que Martha desapareció por causa de un cuervo?
Martha'nın kaybolmasına bir kuzgun neden oldu demiyorsun değil mi?
No por un cuervo, pero en la tradición popular, el cuervo es el compañero del mal.
Hayır, hayır, kuzgunun kendisi değil.
Cantinero, dos tragos fuertes.
Nasıl istersen. Barmen! İki Cuervo.
El cuervo dijo que no me fuera.
Yani azizdi.
Es negro como el ala de cuervo por todos lados.
- Her yer zifiri karanlık.
Cuervo en el nido.
Kurt ininde.