Translate.vc / Espagnol → Turc / Darwin
Darwin traduction Turc
1,075 traduction parallèle
Mi amigo en Darwin conoce a la cuñada del policía en el caso.
Darwin'deki arkadaşım bu davaya bakan polisin kayınbiraderinin kardeşini tanıyor.
Se especula aquí en Darwin si este es el embarazo más publicitado de la década.
Darwin'deki spekülasyonlara göre bunun on yılın en duyulmuş hamileliği olup...
Los Chamberlain arribaron a la corte de Darwin hoy, para el primer día de su juicio por el asesinato de su bebé Azaria.
Chamberlain'lar küçük kızları Azaria'nın cinayet davasındaki ilk duruşma için bugün Darwin mahkemesine geldiler.
El último destino del Lantree fue la estación de investigación genética Darwin en Gagarin IV, hace tres días.
Lantree'nin son uğradığı yer... Gagarin IV'deki Darwin Genetik Araştırma İstasyonu, bundan 3 gün önce.
Los habitantes de la estación Darwin deberían ser advertidos, desde luego.
Darwin İstasyonundakilere en azından bir uyarı yapmak gerekiyor.
Navegamos hacia la estación de investigación Darwin en Gagarin IV.
Gagarin IV'deki Federasyon Araştırma İstasyon'una gidiyoruz.
Estación Darwin, soy el capitán Jean-Luc Picard del USS Enterprise.
Darwin, ben USS Atılgan'ın kaptanı Jean-Luc Picard.
Enterprise, aquí la estación Darwin.
Atılgan, burası Darwin İstasyonu.
Como la estación se dedica a la investigación genética,
Darwin İstasyonunun genetik araştırmalar yaptığını biliyoruz.
Lo siento, pero hasta que no sepamos lo que ocurre, debemos poner la estación Darwin en cuarentena.
Üzgünüm, ama ne olduğunu bulana dek, Darwin İstasyonunda tam karantina ilan ediyorum.
- Devuelvan al niño a la Darwin.
- Oğlanı istasyona geri yollayın.
Ya tenemos las coordenadas de la sala de aislamiento.
Darwin tecrit laboratuarının orijinal koordinatlarını aldım.
No voy a hacer conmigo una excepción a la cuarentena.
Darwin karantinası için bir istisna olmayacağım.
¿ Quiere que vayamos a la Darwin?
Darwin'e doğru rota çizeyim mi?
Aunque nos hayamos reunido para discutir el problema de Darwin, ahora que también la Dra. Pulaski ha contraído esa rara enfermedad, intentar su retorno y el de Data es lo que debemos discutir.
Darwin İstasyonu krizi, her ne kadar Dr Pulaski'nin durumu... bu acil durumla ilişkili de olsa, bizim birincil önceliğimiz değil. Onun ve Binbaşı Data'nın güvenle geri dönmesi birincil önceliğimiz olmalı.
La cuarentena de la estación Darwin debe mantenerse eternamente.
Darwin İstasyondaki karantina sonsuza kadar sürmeli.
Estación Darwin, aquí el Enterprise.
Darwin İstasyonu, burası Atılgan.
Los adultos de la estación Darwin se han recuperado.
Darwin İstasyonundaki yetişkinler normale döndü.
El es un actor que representa a Charles Darwin.
Haydi bunu Charles Darwin'i canlandıran bir aktöre soralım.
$ 100 million para el Sr. Darwin Mayflower.
100 milyon dolar. Bay Darwin Mayflower.
Veto, Darwin.
Onay, Darwin.
¿ O fue Darwin y Minerva Mayflower?
Yoksa Darwin ve Minerva Mayflower mı?
Surgieron por otro proceso, la evolución por selección natural. La teoría darwiniana, del cómo se dieron las cosas.
Tamamen farklı bir süreçte oluşurlar yani Darwin'in canlıların değişimini açıklayan teorisi doğal seçilim yoluyla evrim ile.
Dibujos Rupestres, Parque Nacional Kakadu Darwin, AUSTRALIA
Mağara Resimleri, Kakadu Doğal Parkı Darwin, AVUSTRALYA
Toda la colección de Darwin.
Darwin'in piyango torbası.
General, llega justo a tiempo. He estado intentando convencer a George de las modernas, Científicas teorías de Charles Darwin. La teoría de evolución.
General, tam zamanında geldiniz. - ben de burda George'u Darwin'in... modern, bilimsel teorilerine ikna etmeye çalışıyordum.
Asumo que alguna gente muy elegante usa a Darwin para el Evangelio.
Darwin'in İncil adına, halkı etkilemek adına oluşturduğu şeyler o olduğunu düşünüyorum.
La hora de Darwin, ¿ entiendes, no? Supervivencia del menos prescindible.
Yalnız büyük olanlar kalıyor.
De hecho, aventuró la opinión de que a Darwin deberían exponerlo en una jaula del zoológico Con los monos
Aslında, Bay Darwin'in Hayvanat bahçelerindeki maymun evinde bir kafeste sergilenmesi gerektiği fikrini ortaya attı.
Ni siquiera un discípulo de Darwin, como tengo entendido que es usted, ha podido dejar de notar el auge de lo animal a nuestro alrededor
Darwin'in havarileri bile, ki siz de onlardan birisiniz, aramızdaki hayvanların çoğalışını fark etmeden geçemezler.
El Sr. Darwin, lo sé, se inclina a pensar que el hecho que son predominantemente los machos de mariposas y pájaros son los que son coloridos, mientras que las hembras son a menudo de colores apagados y discretos, sugiere que hay alguna ventaja para los machos hacer gala de colores vivos que podría ayudarles para hacer que la hembra los elija como compañero.
Bay Darwin'in inanmaya meyilli olduğu fikrin, erkek kelebeklerin ve kuşların renkleri baskın bir şekilde daha parlakken dişilerin çoğunlukla donuk ve dikkat çekmeyen renklerde olması belki de kırmızı ve altın renkleri ile gösteriş yapma avantajı ile bir dişinin onları eş olarak seçmesine yardımcı olacağı yönünde olduğunu biliyorum.
El Sr Darwin lo argumenta claramente en el "Origen de las especies", como sabrías si tuvieras interes en las ideas importantes de nuestra era.
Eğer... Eğer günümüzün önemli fikirleri ile hiç ilgilenmiş olsaydınız Bay Darwin'in hayvan türlerinin kökeni hakkındaki savının çok açık olduğunu bilirdiniz.
Gracias por hospedarse en el hotel New Darwin.
Yeni Darwin otelinde kaldığınız için teşekkür ederiz.
La teoría de la evolución de Darwin... que se convirtió en la novela ganadora del Pulitzer, La herencia del viento.
Hani, Darwin'in evrim teorisiyle ilgili olan. "Rüzgar'ın Mirası" ile, Pulitzer ödülünü kazanan bir romana dönüştürüldü.
Este es Darwin.
Bu Darwin.
Como Darwin, gozaríamos de la naturaleza en ausencia del hombre.
Tıpkı bizden önce Darwin'in yaptığı gibi, insansız bir doğanın güzelliğine tanık olduk.
Dating Game darwinismo.
Darwin'in eşleşme oyunu.
Siento informarle de que Darwin fue asesinado.
Er Darwin'in, öldürüldüğünü rapor etmekten dolayı üzgünüm.
No tenía enemigos conocidos a bordo.
Er Darwin'in gemide bir düşmanı olduğu, hiç kimse tarafından bilinmiyor.
Ion Suder era el único en ingeniería cuando empezó el turno de Darwin.
Frank Darwin nöbete geldiğinde Makine Dairesi'nde bir tek Lon Suder varmış.
Estaba solo en ingeniería cuando empezó el turno de Darwin anoche.
Er Darwin Nöbet için Makine Dairesi'ne geldiğinde, orada yalnızdınız. Evet, efendim.
- ¿ Mató al tripulante Darwin?
Er Darwin'i sen mi öldürdün? Hayır.
¿ Cómo describiría su relación con Darwin?
Er Darwin ile olan ilişkinizi, nasıl tanımlıyorsunuz?
¿ Una mirada del Sr. Darwin podría provocar esa reacción?
Bay Darwin'in, şiddet eğilimini açığa çıkarabilecek herhangi bir davranışta bulunduğuna inanıyor musunuz?
En mi caso, tiene un móvil. Mi misión anterior como espía. Yo fui quien les acusó, pero el tripulante Darwin no le había hecho nada.
Bir önceki görevime bakacak olursan, beni öldürmek için bir nedenin olması çok doğal, ama, Er Darwin sana hiçbir şey yapmamıştı.
Necesito entender por qué mató al Sr. Darwin.
Bay Darwin'i, neden öldürdüğünüzü bilmem çok önemli
Puede que las tres hermanas de Darwin no estén de acuerdo.
Er Darwin'in üç kız kardeşi bunu kabul etmeyebilir.
Darwin y Wallace, la captaron.
Hiç kimse bu basit fikri keşfedemedi 19. yüzyılın ortalarına dek iki doğa bilimci Darwin ve Wallace bunu keşfedene dek.
Es que...
Sadece, bilirsin işte maymunlar, Darwin, güzel bir hikaye.
Los monos, Darwin, una historia interesante, pero demasiado simple.
Ama çok basit gibi.
¡ Darwin!
Darwin!