English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Deke

Deke traduction Turc

402 traduction parallèle
- ¿ Qué ha pasado?
- Ne oldu? - Selam, Deke.
- Hola, Deke. La señorita se ha cortado.
Genç bayan kendini kesti.
No te preocupes, Deke.
- Merek etme, Deke. Teknede oldu.
Deke, aún estoy esperando los bloody marys.
- Hala bloody mary'leri bekliyorum.
Oye, Deke, yo solo cuento lo que pasó en uno de mis barcos.
Deke, bak, ben sadece teknelerimden birinin başına gelenleri anlatıyorum.
Tengo que volver a la fábrica de conservas.
Limana dönsem iyi olacak. Borcum nedir, Deke?
¿ Qué te debo, Deke? Sebastian, espera un momento.
- Sebastian, bir dakika bekle.
- Deke.
- Deke.
- Oh, Deke. Sí.
- Deke tabii, evet.
Deke Thornton.
Deke Thornton.
¿ Deke Thornton?
Deke Thornton?
Siento lo de Deke.
Deke için kusura bakma.
Por lo menos no tenemos que preocuparnos por Deke.
En azından Deke için endişelenmemiz gerekmeyecek.
¡ Qué el diablo se lleve a Deke Thornton!
Canın cehenneme Deke Thornton!
Parece que a Deke Rogers le robaron la lancha del río pero hay una nueva en su piscina.
Hey JW. Görünüyor ki Deke Rogers nehirdeki teknesini çaldırdı ama yüzme havuzunda yeni bir tane var.
¿ Y esa barba, Deke?
O sakalında olabilir, Deke?
Creo que pescamos unos grandes, Deke.
Bayağı büyük birşey, Deke.
No hay presión, Deke.
Telaş yapma, Deke.
- ¡ Deke!
- Deke!
¡ Deke, maldita sea!
Deke, lanet olsun!
Deke, no hay nada que puedas hacer.
Deke, yapacağın birşey yok.
Deke, ¿ que haces aquí de nuevo?
Deke, burada ne arıyorsun?
¿ Que quieres de mí, Deke?
Benden ne istiyorsun, Deke?
La gente crece, Deke.
İnsanlar büyür, Deke.
"Deke DaSilva, sirviendo en la Armada, Agosto 19 / 4 / 1969"
"Deke DaSilva, 4 Ağustos 1969 da askere alındı."
Vamos, Deke. ¿ Por que no buscamos en otro lugar?
Haydi, Deke. Neden başka bir yeri kontrol etmiyoruz?
¡ Salta, Deke, salta!
Atla, Deke, Atla!
¡ Deke!
Deke!
- ¡ Atrápalo, Deke!
- Yakala onu, Deke!
- Deke...
- Deke...
No somos tan diferentes, Deke.
O kadar farklı değiliz, Deke.
Deke, debes entender que no somos héroes, sino víctimas.
Deke, bilmelisin ki bizler kahraman değiliz, kurbanlarız.
Así está mejor. Baje. Saca el globo, Deke.
Bu daha iyi, çık dışarı, balonu çıkar Deke.
Yal bate por los Tigers, el campo corto y número cuatro, Deke Davis. Qué increíble rebote.
Kaplanlarda ilk olarak tutucuyu oynacak oyuncu, dört numara, Deke Davis.
- ¿ Cuál es tu nombre, amigo? - Deke, y no es tu amigo.
Adın ne dostum?
Yo soy tu jefe, muchacho.
Deke ve ben senin dostun değilim.
Te diré lo que eres, Deke.
Sana ne olduğunu söyleyeyim Deke.
¿ Tienes un cigarrillo, Deke?
Sigaran var mı Deke?
Que has visto de Jase Tataro, Deke?
Jase Tataro ile ilgili ne gördün Deke?
Nos vemos, Deke.
Görüşürüz Deke.
Con mucho esfuerzo, saqué a su tío Deke del Psiquiátrico Fairview.
Fairview Akıl Hastanesi'ndeki amcasını kontrol etmekte zorluk çektim.
- A su tío Deke Murdock.
- Amcası Deke Murdock.
Detesta a su tío Deke que vendía amoniaco.
Hayır. Bu maddeyi satan amcası Deke'ten nefret ediyor.
Tuve que traer a tu tío Deke a la ciudad.
Amcan Deke'i şehre getirmem gerekiyordu.
- ¿ Cómo está el tío Deke?
- Deke amca nasıl?
- No tienes un tío Deke.
- Senin Deke amcan yok.
Deke, Logan, C.W. y yo.
Ben, Deke, Logan ve C. W.
- Ya se acabó el pastel, Deke.
- Turtamız kalmadı Deke.
Intentó hacerse el desentendido. Y un día supo que Deke me tocó estando en la tienda de comestibles.
Sonra bir gün, ben kasabadayken Deke'in beni markette zorla alıkoyduğunu duydu.
- ¿ Cómo te va, Deke? - Oh, grandioso.
- Nasıl gidiyor Deke?
Dos bloody marys, Deke.
- İki bloody mary, Deke.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]