Translate.vc / Espagnol → Turc / Destiñó
Destiñó traduction Turc
35 traduction parallèle
Alguien tomó dinares iraquíes, los destiñó...
Birileri Irak dinarı alıp çamaşır suyuna yatırmış, öyle mi?
Es obvio que mamá usaba ese programa porque el color destiñó.
En çok onu kullanmış olmalı.
Le destinó una buena suma.
Seni paraya boğdu nasılsa!
Me destinó allí. ¿ Lo había olvidado?
Beni oraya tayin ettiniz. Unuttunuz mu?
Tomó el control de las reservas de comida y las destinó para él.
Yemek işlerini kişisel kontrolüne aldı, kendisi için isfifçilik yaptı.
Él nos enseñó y nos destinó a estar juntos.
Aramızda fark var sanıyorlardı ama şimdi birbirimize kenetlendik.
El resto se destinó a las zonas de reunión norte y sur de la ciudad.
Geride kalanlar, şehrin kuzey ve güneyindeki toplanma alanına gittiler.
Diana nos destinó a los alrededores.
Diana'nın maiyetinde olacağız.
Al principio se destinó una bala para cada uno.
İlk başta, herkes için bir kurşun düşünülmüştü.
Sra. Church, con su marido en prisión destinó su fortuna a ayudar a los indigentes.
Bayan Church, kocanız hapiste olduğundan beri kendinizi muhtaçlara yardıma adadınız.
Se le destinó a la oficina... y en cuanto volvió al trabajo activo, disparó y mató a dos sospechosos durante una investigación.
Masabaşı göreve atandın ve aktif göreve döner dönmez soruşturma sırasında iki şüpheliyi vurarak öldürdün.
El Señor no destinó estas tierras del Oeste a ser maldecidas con el azote de la esclavitud.
Tanrı batı topraklarını kölelik musibetiyle kirletilsin diye yaratmadı.
Mientras el Plan Marshall fue pensado para estimular las industrias europeas... la ayuda financiera de EE.UU. en Irak se destinó a empresas estadounidenses.
Marshall planının, Avrupa'daki sanayii gelişimini amaçlanmışken, Irak'taki Amerikan paraları, Amerikan şirketlere aktarıldı.
Mannerheim me destinó aquí.
Mannerheim kendisi beni buraya gönderdi.
El presidente Bush destinó $ 15 millones para la educación en esteroides.
Başkan Bush, steroid eğitimi için 15 milyon dolar ödenek ayırdı.
Y destinó un nuevo yo para seguir adelante.
Ve yeni bir benim ileri çıkmasını sağladı.
El año en que Francia destinó 50 millones para financiar una colonia.
Fransa ilk yerleştiği yıl bir koloni için 50 milyon ayırdı.
El jardín trasero se destinó a la siembra desde que mi ex esposa se fue.
Eski karım gittiğinden beri arka bahçeyi hep ot kapladı.
Incluso destinó una zona aparte para que pudiera hacer los deberes.
Ödevini yapabilmesi için ayrı bir yer bile yapmış.
Destinó sus ingresos a encontrar a Hope.
Tüm kaynaklarını Hope'u bulmaya harcamış.
Es evidente que la idea fue absurda, y espero que la Srta. Havisham se lleve ese placer que puede al saber que soy tan infeliz como ella, así me destinó a serlo.
Aptallık etmişim belli ki. Bayan Havisham tam olmamı istediği gibi mutsuz olduğum için dilediğince zevk alır umarım.
Y ante la proximidad de las elecciones para la Alcaldía Clark Preston destinó parte de su tiempo para recorrer el barrio que recientemente sufrió crueles allanamientos de morada.
Yeniden stüdyodayız. Başkanlık yarışı kızışırken Clark Preston yakın zamanda iki vahşi haneye tecavüz gerçekleşen mahalleyi gezdi.
Para empezar, he descubierto... que el dinero extra de las máquinas expendedoras... se destinó a apoyar programas como el arte y la música... y subvencionó la educación física, ¿ verdad?
Öncelikle, satış makinelerinden çıkan ekstra para sanat ve müzik programlarına ve aile eğitimi yardım fonuna aktarılıyor. Değil mi?
Marvel continuó creciendo rápidamente en los años 70 ´ s, y Stan Lee destinó al redactor y pensador positivo Jim Shooter como Jefe de Redacción en 1978, para conducir a Marvel a la próxima década.
Marvel 1970'ler boyunca hızla büyümeye devam etti ve Stan Lee 1978'de ileri görüşlü hikâye editörü Jim Shooter'ı Marvel'ı sonraki 10 yıla taşıması için baş editör olarak görevlendirdi.
Destinó parte de nuestra tierra para que los refugiados construyan una nueva aldea.
Arazimizin bir kısmını yeni bir köy yapsınlar diye sığınmacılara veriyor.
No podemos tomar fondos que el Congreso destinó para un uso específico, - y usarlos como quiera.
Meclis'in belli bir kullanıma ayırdığı fonu yağmalayıp istediğiniz gibi kullanamazsınız.
- ¿ Sí? Mencionó en su lección que Poe destinó su vida a escribir luego de la muerte de su hermano.
Dersinizde Poe'nun, kardeşi öldükten sonra kendisin yazmaya adadığında bahsettiniz.
El FBI te destinó a una Unidad Especial para encontrar terroristas, no para matarlos.
FBI senden teröristleri bulmanı ister, öldürmeni değil.
El destinó ya eligió.
Kader seçimini yaptı.
Mi padre quería obtener el favor de Dios... por lo que destinó una décima parte de sus tierras a la iglesia.
Babam Tanrı'nın lütfuna nail olmak istemişti bu yüzden toprağının onda birini kiliseye vakfetti.
Alice, una vez más, la llave que hicimos Para usted y papá se destinó a emergencias.
Alice, tekrar ediyorum, Size yaptırdığımız anahtar sadece acil durumlar içindi.
El que hizo la contabiliad destinó casi el 70 por ciento de la liquidación de Big Head para impuestos.
Muhasebenizi her kim yaptıysa Koca Kafa'nın yerleşim parasının neredeyse % 70'ini vergiler için ayırmış.
Espere. Durante la oleada, el Departamento de Defensa destinó millones de dólares para nuestros aliados en el Despertar sunita.
Savaş sırasında Savunma Bakanlığı Sünni Hareketindeki müttefiklerimize milyonlarca dolar tahsis etti.
En lugar de destinar billones de dólares a la militarización de la policía y de las prisiones, el dinero se destinó a la infraestructura, la educación y la salud,
Dinleyin, polis ve hapishanelerin askerîleşmesi için trilyonlarca dolar yatırım yapmak yerine o para, altyapıya, eğitime ve hizmetlere harcandı. HASTANE