Translate.vc / Espagnol → Turc / Dok
Dok traduction Turc
1,467 traduction parallèle
¡ Cómo puedes dejar que una simple chica te afecte tanto!
Dok-Pal, orda öyle dikilip durma!
No estés triste por mucho tiempo.
Dok-Pal...
Como un estibador en una noche de borrachera.
Kavgaya tutuşan dok işçisi gibi.
- Puedes llegar a sentirte comprimido.
- Sıkı bir sarmadan korkmuyorsunuz değil mi, Dok?
No invoques a los fantasmas.
- Hayaletleri uyandırma, Dok.
¿ Sabías que sin esos tatuajes de estibadores y ese collar de perro eres la imagen exacta... -... de mi hermana Gloria?
Biliyor musun bu dok işçisi dövmelerin ve şu tasman olmasa kardeşim Gloria'nın kopyasısın.
"Edec" hacia atrás es " el código.
"Dok" un tersi "Kod".
Entonces, doc ¿ va a ayudar al abuelo o no?
Peki, dok. büyükbabaya yardım edecek misin etmicek misin?
Desembucha, amigo.
- Dök içini.
Esparce tus semillas.
Kurtlarını dök, rahatla.
libéralo déjalo que salga fuera
Dök içini. Bırak gitsin.
No está bien, ¿ sabes? No soy la clase de tipo que desnuda su alma.
Garip geliyor. "Aç kendini, içini dök" tarzı bir adam değilim ben.
Lo derrama, lo paga.
Dök, öde, bam.
Desahógate.
Dök içini.
Deberíamos haber tenido esta conversación hace meses.
İçini dök. Bu konuşmayı aylar önce yapmalıydık.
"Sacar la basura, limpiar el water, hacer café."
( çöpleri dök, tuvaleti temizle, kahve yap )
Ahora, sácalo.
Şimdi, içini dök bakalım.
derramala sobre ti.
Sütün hepsini kendi üzerine dök.
Quiero un perro caliente con chucrut de un lado y salsa del otro con ketchup en el chucrut y mostaza en la salsa, sin que se toquen.
Selam. Sosili sandviç istiyorum. Bir tarafına lahana koy, diğer tarafında turşu olsun... lahanaya ketçap dök, turşunun üzerine hardal koy ama birbirine karışmasınlar.
Ponle un poco de ron.
Üzerine biraz rom dök.
"Popó Cacas-largas", es para hoy.
Hadi patır patır dök şunları.
Y también mayonesa.
Biraz mayonez dök.
Y si terminas muy pronto, tira todo lo recogido... Y vuélvelo a recoger.
Eğer yine erken biterse, yere dök ve sonra yine topla.
Mójalo cada cinco minutos Usando los suculentos jugos del fondo del plato
Rosto tabağının dibindeki suyu her beş dakikada bir üstüne dök.
Échame un poco de miel encima.
Üzerime bal dök.
- Rómpele los dientes.
- Dişlerini dök onun!
Vuélcalo en el tazón.
Şu kâseye dök. Gel yavrum.
Vacíalas en el fregadero.
Lavaboya dök.
Vacíalo dentro.
Dök suyu.
Me lo puede decir,
Dök içini.
Ábrete, vamos sácalo
Açıl, dök içini
Escúpelo ya.
İçini dök.
- Reza, Tori.
- Dök içini, Tory.
- Reza.
- Dök içini.
Vierte, vierte.
Dök bakalım, dök.
Tú? vamos, hombre, escúpela!
Haydi bakalım, dök içini!
- Échame mucho.
- Dökebildiğin kadar dök.
Tire esa agua pantanosa.
Götür bunu tuvalete dök.
Zack, haz un molde del cráneo de Marni.
- Zack, Marni Hunter'ın kafatasına alçı dök.
Por favor, Perry, no dudes en decirlo.
Lütfen, Perry, dök içindekileri.
Tira la cadena luego...
Tuvaletteysen su dök.
Tírale un tanque de ácido.
Üstüne asit dök.
Dí lo que tengas que decir.
Ne diyeceksen söyle. Dök içini.
¡ Derrama su agua!
Suyunu dök!
Amarra los caballos.
Kozlarını dök bakalım.
Si tienes algún problema, arréglalo conmigo.
Evet, bana karşı bişeylerin var. Dök içindekileri.
Está bien.
Dök içini.
Viértelo.
İçeri dök.
Romper algo.
Birşeylere vur. Kır ; dök.
Sí, exprésate.
Elbette, dök içini.
No, no lloro.
Dök içini kız kardeşim.