Translate.vc / Espagnol → Turc / Drogó
Drogó traduction Turc
364 traduction parallèle
¿ Por qué me drogó usted en el tren?
Bana neden trende ilaç verdiniz?
Entonces no comprendo por qué nos drogó a los dos.
O halde ikimizi birden neden bayılttığını bilmiyorum.
Que estoy drogado. Digamos que la mujer me drogó.
O kadının beni uyuşturduğunu söyle.
Me drogó.
Bana ilaç verdi.
Se drogó.
O önemsiz.
Podría contarle que me forzó, que me drogó, pero... no fue así.
Beni buna zorladığını, beni sürüklediğini söylemek isterdim ama.
Creo que el maldito se drogó, y vino para que le pegáramos y lo diéramos por muerto.
Bence, piç herif uyuşturucu falan almış, sonra da bir güzel sopalayıp ölüme terk ederiz ümidiyle buraya gelmiştir.
Durante un tiempo se drogó.
Bir süre uyuşturucu kullandı.
El estado probará que sedució a Andrew Marsh... y manipuló sus sentimientos... hasta que reescribió su testamento, dejándole 8 millones de dólares que exigió cada vez más sexo enérgico sabiendo que él tenía una severa insuficiencia cardíaca y cuando eso no funcionó lo suficientemente rápido para ella... secretamente lo drogó con cocaína.
Eyalette tespit edecektir ki Andrew Marsh onun tarafından... ona olan düşkünlüğü kullanılarak 8 Milyon $ lık mirası kendisine... bırakılıncaya kadar, zorlanmış... bunun ardı sıra kalp problemi sanık tarafından bilindiğinden... bu durumunu tehlikeye atan cinsel oyunlar artarak devam etmiş... Bu yeterince ve istenilen zamanda işe yaramayınca da... gizlice kokain verilmesi yoluna gidilmiştir.
¡ Me... me drogó, carajo!
Bana ilaç verdin kahrolası!
Podría contarle que me forzó, que me drogó, pero... no fue así
Beni buna zorladığını, beni sürüklediğini söylemek isterdim ama. Öyle olmadı.
Sólo es un vagabundo que se drogó y murió.
Bunun nesi yeni? Evsiz, soğuktan donmuş, Allah bilir neyle kafayı bulmuş, böylece ölmüş.
Nadie te drogó, estabas en un trance.
Seni hiç kimse uyuşturmadı, transtaydın.
Creo que me drogó.
Galiba bana uyku ilacı attı.
¿ Así que tu profesor te drogó, y entonces te cortó el dedo?
Demek ki öğretmenin seni uyuşturdu ve sonra parmağını kopardı?
Alguien entró y me drogó con cloroformo.
Sonra biri gelip beni kloroformla uyuttu.
Quizá se drogó y no lo ha dicho.
İlaç almış ve bize söylemeye korkmuş olabilir.
¿ Drogó a alguno de los caballos muertos?
Hiçbir at uyuşturulmuş muydu?
Maldición. Ella me drogó.
Lanet olsun, bana ilaç verdi.
alguien me drogó.
Birisi beni bayılttı.
¡ Tu hijo secuestró a mi hija amarró a mi hijoy nos drogó a nosotros! ¡ Marion está en onda!
Oğlun kızımı kaçırdı... oğlumu bağladı, beni ve karımı uyuttu.
- Nada. ¿ Quién le drogó?
- Bunu ona kim vermiş?
- Se drogó. - Con tu comida.
- Bir şeyle sorunu var.
Unos dijeron que se drogó y que se ahogó.
Herkes onun muhtemelen canına okunduğunu ve boğulduğunu söyler.
Creo que se drogó otra vez.
Bence, yine kafayı bulmuş.
Les diré que no fue Chandler quien se drogó.
Onlara, kafası iyi olanın Chandler olmadığını söyleyeceğim.
Jade Fox la drogó.
Jade Fox onu uyuşturdu.
- Y la drogó.
Ona ilaç verdiniz.
Si descubrimos quién la fabricó, sabremos quién la drogó.
Kimin yaptığını bulunca, kurbana uyuşturucu vereni bulacağız.
veras, después de que Toallín se drogó y se fue por ahi, los militares quisieron atraparlo.
Havli uçup, buradan gittikten sonra, ordu onu yakaladı.
¿ Qué responde a las acusaciones de que drogó a los líderes mundiales?
Dünya liderlerine uyuşturucu verdiğiniz suçlamalarına ne diyeceksiniz?
Allí drogó a Jenny, la violó y fue al dormitorio.
Jenny'ye ilaç verdi, tecavüz etti, yatak odasına gitti.
Jack drogó a Miller para llevarme él solo.
Jack yalnız kalmak için Miller'ı bayılttı.
Jack lo drogó y subió al avión sin él.
Jack onu bayıltıp uçağa onsuz binmiş.
Probablemente drogó a Lafrankie, lo llevó al bosque, dónde la policía lo encontró al día siguiente.
Muhtemelen LaFrankie'yi uyuşturdun, sonra polislerin onu ertesi gün bulacağı ormana doğru götürdün.
- Entonces, ¿ te drogó?
- Yani sana uyuşturucu mu verdi?
¡ Escuchen, me drogó!
Dinle, bana bir çatıcı verdi.
Anoche, su cliente drogó a un guardia atacó a una enfermera, escapó del sanatorio, robó un coche...
Müşterin dün gece bir gardiyanı vurdu bir hemşireye saldırdı, akıl hastanesinden kaçtı, araba çaldı...
Drogó mi sangre en lo de Gwen. Se escabulló en la bóveda, matando a Manny.
Gwen'deyken içtiğim kana uyku ilacı katıp kasaya süzülerek Manny'i öldürdü.
Pero lo que es imposible es pensar que de algún modo, de alguna manera, la Bestia encontró donde nos estábamos escondiendo, drogó las bebidas que nos hicimos, salió furtivamente irrazonablemente a través de este enorme departamento en puntillas de pies con sus cascos
- Evet. Fakat canavarın bu saçma sapan apartmana gizlice girip,... saklandığımız yeri bulup, içkilerimize birşeyler katıp bizi kendimizden geçirdikten sonra toynaklarının ucunda yürüyerek acil durum odasına girip kimseye görünmeden ve duyulmadan zavallı Manny'i öldürmesi sizce de biraz garip değil mi?
¿ Entonces drogó a su esposa para poder mantener sus ojos cerrados?
Saatin alarmı bangır bangır çalar ve işe gitmem gerekirdi. Siz de uyuyabilmek için karınızı uyutuyordunuz.
Cuando Isaiah trató de escapar, le ató, y cuando eso no resultó, le drogó.
Isaiah kaçmaya çalışınca onu bağladı. O da işe yaramayınca ona ilaç verdi.
Soy la chica que su hijo drogó y se debe a que filmó a indigentes teniendo sexo con mi cuerpo inconsciente.
Oğlu bayılttıktan sonra, evsizlerin tecavüzüne uğrarken filme çektiği kızın geldiğini söyleyin.
- Alguien drogó.
- Biri uyuşturucu vermiş.
Usted va a ese club y comprobar todas las cintas, y ver quién era el que la drogó.
Hemen o kulübe git ve kayıtları kontrol et, bakalım kim ona uyuşturucu vermiş.
Quien haya disparado a Lionel drogó a mi padre y lo siguió hasta que se detuvo.
Lionel'ı vuran kişi babamı bayıltıp kenara çekene kadar takip etmiş.
Si alguien drogó a mi padre, éste fue el lugar para hacerlo.
Eğer birisi babama uyuşturucu verdiyse, burada yapmış olmalı.
Zorra de Jade la drogó.
Jade Fox onu uyuşturdu.
¿ Con qué rayos se drogó?
Neler olmuş bu herife?
- Me drogó.
Beni uyuşturdun.
Notó mi presencia, me drogó, me metió en su auto...
Beni farketti ve arabasına sürükledi. Bırak gideyim!