Ducky traduction Turc

Ducky.

Ördek.

Corrase anciana, no tenemos tiempo para perder en palabrerías.

Oh, haydi. Kes şunu, Ducky. Boş laflar için zamanımız yok.

¡ Buenas noches vieja!

İyi geceler, Ducky.

Los Ducky!

Ducky Boys lar!

Mierda, Son los Ducky.

Kahretsin Ducky Boyslar burada.

Los Ducky.

- Ne? Ducky Boyslar.

Los Ducky.

Ducky Boyslar.

¿ Es usted de los setos Ducky que me debe 50 dólares?

Bana 50 papel borcu olan, Ducky Hedges misin?

Patito!

Ducky!

- ¿ Has hablado con Ducky?

- Ducky ile konuştun mu?

Ducky los sigue. Va detrás de ella.

Ducky iş üstünde, karınızın peşinde.

Comunícate con Ducky.

Ducky'i telsizden bul.

Cuando Ducky dice eso, significa "cállate".

Ducky bunu söylediğinde çeneni kapatacaksın.

El mio es Patito.

Benim ki Ducky.

¡ Patito!

Ducky!

Patito.

Ducky kokusu.

Patito, Puas, ¡ Salgan de ahí!

Ducky, Spike, çıkın oradan!

Patito, empuja a Petri hasta las ramas.

Ducky, Petrie'yi ağaçlara doğru itele.

¡ Patito, Petri, vengan!

Ducky, Petrie, aşağı gelin!

¡ Whoa! Oh, ¡ Cera, Patito, Puas!

Cera, Ducky, Spike!

Ayuda, Patito!

İmdat, Ducky!

Petrie, Puas, Patito, ¡ ayuda!

Petrie, Spike, Ducky, İmdat!

¡ Cera, Puas, Patito, Petri, vengan!

Cera, Spike, Ducky, Petrie, işte burada!

Así que cuá-cuá significa fenomenal. ( duck = pato ducky = fenomenal )

Yani vakvak, ördek demek.

Hasta se puede decir cuá-cuá ducky.

Yani oraya vakvak ördek de diyebilirsin.

Puedes fingir que es tu cumpleaños Y te traemos a un Chuck E. Ducky.

Doğum günün gibi yaparsın. Sana bir Chucky ördeği alırız.

¡ Ducky, hoy has levantado las patas!

Ducky, bugün 1 metre uçtun!

Y no eres tú.

O da sen değilsin Ducky.

Esto te lo mandó Ducky.

Bunu Ducky sana gönderdi.

Le dirás todo a Ducky, con el tiempo. Todos lo hacen, ya sabes.

Biliyorsun, sonunda Ducky'ye her şeyi anlatacaksın.

- ¿ Has llamado a Ducky?

Ducky'yi aradın mı?

- ¿ Ducky?

Ducky?

Ducky... No te sigo.

- Ducky anlamıyorum.

Ducky, ¿ Crees que esa fractura le dolería mucho?

- Ducky bu çatlak çok ağrı yapar mı?

Ducky.

- Ducky'den.

Ducky.

Ducky!

Pero ¿ no debemos esperar a Ducky?

- Ducky'yi beklememiz gerekmiyor mu?

Ducky quiere hablarnos.

Ducky bizimle konuşmak istiyor.

Es sólo sexo, Ducky. - ¿ Sólo sexo? - Sí.

Nazır geldiği zaman kabızlıktan şikâyet ediyordu, ilaç verdiler.

Ducky está haciendo las autopsias... -... y Abby está secando el dinero.

Ducky üç cesedi inceliyor, Abby de parayı kurutuyor.

Sí. Ducky y Jackson están en camino.

Ducky'yle Jackson da geliyor.

- Buenos días, muchachos. - ¿ Dónde está Ducky?

- Günaydın çocuklar.

Recoge a Ducky.

Ducky'yi sen al.

¿ Ducky dedujo el tiempo en que se momificó el teniente Schilz?

Ducky, Yüzbaşı Shilz'in ne kadar zamanda mumyalaştığını mı hesapladı?

Ducky, no me interesa qué le pasó después de morir.

Ducky, adama öldükten sonra ne olduğuyla ilgilenmiyorum.

Ducky, ¿ cómo murió nuestro joven Teniente?

- Ducky, genç yüzbaşı nasıl ölmüş?

La misma zona de las fisuras de Ducky.

Bazı bölgeler Ducky'nin küçük kırıklarına benziyor

¿ Habló primero con Ducky?

Bana gelmeden önce Ducky'ye mi gittin?

- ¿ Puedo hablar con Ducky ahora?

- Artık Ducky'le konuşabilir miyim?

Ducky está aquí.

Ducky geldi.

- Aquí, Jethro.

- Ducky nerede?