Translate.vc / Espagnol → Turc / Estàs
Estàs traduction Turc
303 traduction parallèle
- Ya estàs en cubierta.
- Zaten güvertedesin.
- Ve abajo si estàs mareado.
- Deniz tuttuysa aşağı in Will.
Mulligan, ¿ estàs enfermo o qué?
Mulligan, hasta mısın sen?
- ¿ Estàs bien?
- İyi misin?
Estàs loca por venir así.
Böyle gelmen delilik.
Estàs a salvo.
Güvendesin.
- ¿ Còmo estàs?
- Memnun oldum.
- ¿ Estàs segura?
- Emin misin?
Los brujos se queman a medianoche, a esa hora ya estàs acostada.
Büyücüler gece yarısından sonra yakılır. Sen yattıktan sonra.
Estàs celosa, porque no tienes uno.
Senin yok diye kıskanıyorsun.
- ¿ A quién crees que estàs empujando?
- Sen kimi ittiğini sanıyorsun?
Bien, ¿ estàs satisfecha ahora?
Şimdi tatmin oldun mu?
Te digo que estàs loca.
Sen delisin.
Estàs ciego.
Körsün.
Y ahora, ¿ estàs contento de vivir?
Şimdi yaşadığın için mutlu musun?
Estàs tan loco como tu dios.
Sen de tanrın kadar delisin.
Gladiador Barrabàs, te estàs convirtiendo en una leyenda entre nosotros.
Gladyatör Barabbas, duyduğuma göre, aramızda bir efsane haline geliyorsun.
Estàs vivo, Tuco.
Yaşıyorsun demek, Tuco.
¿ Estàs completamente solo, no?
Yapayalnızsın, değil mi?
¿ De qué sirve el dinero si estàs muerto?
Ölüm döşeğinde, sana paranın ne faydası dokunacak ki?
No estàs preocupado, ¿ no?
Endişe etmiyorsun ya?
¿ Estàs sordo?
Sağır mısın lan sen?
¿ Estàs seguro?
Emin misin be?
Estàs bromeando, Rubio.
Şaka bu değil mi?
Estàs impresionado contigo mismo, ¿ no?
Kendini gerçekten çok beğeniyorsun, değil mi?
- ¿ Estàs diciendo que soy flor de un día?
- Sence ben sönecek bir yıldız mıyım?
Cariño, tú ya estàs haciendo algo.
Sen zaten bir şeyler yapıyorsun.
Tú no estàs esperando una oportunidad.
Şans kapını çalsın diye beklemiyorsun.
Estàs batiendo récords.
Rekorlar kırıyorsun.
- ¿ Estàs poniendo el dedo en la balanza?
- Parmağın tartıda mı?
¿ Estàs bien?
İyi misin?
¿ Con quién te crees que estàs hablando?
Çocuk mu kandırıyorsun?
¿ Qué tal estàs tú?
Sen nasılsın?
Y si al palmarla te encuentras conmigo, señal de que no estàs en el cielo.
Eğer öldüğünde beni görürsen zaten cennete gitmediğini anlarsın.
- Para ser tan pequeña, no estàs mal.
- Bir ufaklık için hiç de fena değilsin.
Jovencita, tú no estàs cansada, pero yo sí.
Evet, genç bayan, Bende çok yoruldum.
Finges alegría, pero estàs preocupada por papá.
İyi görünmeye çalışıyorsun, çünkü babamı merak ediyorsun.
- ¿ Estàs bien? ¿ Estàs herido?
Sen iyi misin, yaralandın mı?
¿ Estàs metido en esto, Memphis?
Memphis buna karıştın mı?
Estàs aquí por atacar a un superior.
Daha kıdemli bir subaya vurduğun için buradasın.
¿ Estàs en problemas?
Başın bir çeşit belada mı?
¿ Estàs loco?
Sen nesin deli mi?
¿ Y tú, estàs bien?
Peki ya sen? Sen iyi misin?
Estàs dejando pasar el tiempo y no estàs probando tu viejo equipo.
Eski aletleri test etmeden güzel yıllarının geçmesine izin verdin.
¿ Estàs tratando de entrar sin pagar?
Ödeme yapmadan içeri girmeyi düşünmüyorsun değil mi?
No sé quién eres, ¡ pero estàs en problemas!
Senin kim olduğunu bilmiyorum, dostum, ama başın büyük belada!
- ¿ Eddie, estàs bien?
- Eddie, sen iyi misin?
¡ Estàs todo mojado, Eddie!
Ama Eddie, sen sırılsıklamsın!
" ¡ Con lo bien que estàs, te lo doy a ti!
" Kendi kötü kişiliğinle, ben sana saki söylüyorum!
¿ Estàs loco?
Ne, sen deli misin?
¿ Estàs bien, Rich?
Sen iyi misin, Rich?