Translate.vc / Espagnol → Turc / Eugéne
Eugéne traduction Turc
1,751 traduction parallèle
¿ Y la "trampilla" de Eugene?
Eugene'in arka kapısı nerede?
Inspirada en las obras de Jean Genet... las tiras cómicas de Lynda Barry... y los dramas familiares de Eugene O'Neill... FUNDACIÓN JOHN SIMON GUGGENHEIM Despiértame cuando haya terminado... narra la historia... de un hermano y una hermana... que después de ser abandonados por su padre abusivo... se ven obligados a valerse por sí mismos... cuando su madre depresiva tiene una cita con un hombre... de la cual nunca regresa.
Jean Genet'in çalışmasından Lynda Barry'nin çizgi filmlerinden ve Eugene O'Neill'in aile dramalarından esinlenilerek Bittiğinde Beni Uyandır'ın anlattığı hikaye bir kız ve erkek kardeşin tacizci babaları tarafından terk edilmelerinden sonra kendi kendilerini büyütmeye zorlanışlarıdır.
Mi nombre es Fenebau... ... soy agregado cultural de la Embajada de Bélgica.
Benim adım Albert Vandenbosh değil Fénimore Eugene Triboulet ve Belçika Büyükelçiliğinde ateşeyim.
No soy yo, ahora lo verán.
Eugene Triboulet, size söyledim Biliyorum Vandenbosh.
Embajada de Bélgica.
BELÇİKA BÜYÜKELÇİLİĞİ FENIMORE EUGENE TRIBOULET KÜLTÜR ATEŞESİ
Fenebau, Guillaume.
Fénimore Eugene Triboulet.
¿ No crees que vamos un tanto rápido?
Eugene... Biraz ağırdan almamız gerektiğini düşünmüyor musun?
Hay que aprovechar estos instantes.
Her saniyeyi değerlendirmeliyiz. - Haklısın, Eugene.
Eugene.
- İsim Eugene.
Oh, de acuerdo, Eugene.
- Tamam, Eugene.
Entonces, quien es Eugene?
- O zaman Eugene kim?
Eugene era el rey del pantano desde que tengo memoria.
Eugene, kendimi bildim bileli bu bataklığın kralıdır.
Dentro de Eugene.
- Eugene'in içinde.
Estaba persiguiendo a un grupo de ellos, y ahi estaba Eugene en medio del pantano, saboreando el brazo de alguien.
Birkaçını kovdum. Tam o sırada Eugene bataklığın ortasında birinin kolunu yutuyordu.
Trataremos de identificar el arma. Bueno, al menos, comprueba que Judy no cayo al pantano y se ofrecio a Eugene.
En azından Judy'nin tökezleyip bataklığa düşmediğini ve kendini Eugene'e yem etmediğini kanıtlamış olduk.
Hay rastros en sus pertenencias de cristoporodium eso no crece cerca del pantano de Eugene
Giysilerindeki Cryptosporidium sazlıktan geliyor. Eugene'nin bataklığında yetişmiyor bile!
Eugene.
Eugene.
- Thelma y Eugene Cannon - Encantado de conocerla.
- Velma ve Eugene Cannon.
Los votantes de Eugene, Oregon, enfrentarán mañana este tema.
Homoseksüellik sorunu yarın da Eugene, Oregon'daki seçmenlerin karşısına çıkacak.
Por el bien de los jóvenes que han tenido miedo de los votos emitidos de Dade a Eugene.
Dale ve Eugene'in oylarından beridir korku duyan tüm gençlerin iyiliği için.
Lucas Eugene Scott, ¿ tomas a Lindsay Evelyn Strauss como su legítima esposa?
Lucas Eugene Scott, Lindsey Evelyn Staruss'u eşin olarak kabul ediyor musun?
Lindsey Evelyn Strauss, tomas a Lucas Eugene Scott para ser tu marido legalmente...
Lindsey Evelyn Staruss, Lucas Eugene Scott'ı eşin olarak kabul ediyor musun?
Hola, soy el supervisor Eugene Lenay.
Merhaba, ben yetkili Eugene Lenay.
Eugene, a quien acabo de conocer, me estaba contando que en Princeton Paul solía vestirse como una chica.
Eugene'le yeni tanistim, Paul'ün Princeton'da kiz gibi giyindigini anlatiyordu.
llamado Dr. Eugene Halifax.
Adı Dr. Eugene Halifax.
El Dr. Eugene ve a Joe como un matón con problemas de placa.
Dr. Eugene de görünüşte sert mizaçlı Joe ile arkadaş.
¿ Verónica o el Dr. Eugene?
Veronica mı Dr. Eugene?
El grueso acento de Eugene Mulchandani y su desafortunada historia familiar de estructura mandibular desproporcionada, le hacían a la vez muy difícil de entender y un objetivo fácil para los abusones.
Eugene Mulchandani'nin koyu aksanı ve aile yadigârı oransız çene yapısı onu, anlaşılması güç biri ve okulun kabadayıları için kolay bir hedef haline getirdi.
El joven Ned sabía que jugar con Eugene suponía perder sus canicas, pero consideraba el sacrificio de sus canicas de cristal y acero, como un acto de caridad.
Genç Ned, Eugene ile oynamanın bilyeleri kaybedeceği anlamına geldiğini biliyordu. Ancak onunla bu bilye oyununu oynamanın bir çeşit hayır işi olduğunu düşünüyordu.
Ya que aparte de Ned, Eugene tenía sólo otros dos compañeros :
Bundan başka, Ned ile Eugene'nin iki ortak arkadaşı vardı.
Eugene estaba destrozado cuando se enteró de que, al intentar comerse a Ackbar, el conejo,
Eugene olanları öğrendiğinde yıkılmıştı.
Pretendiendo enterrar las mascotas de Eugene, el joven Ned decidió realizar otro acto de caridad para su amigo destroza-idiomas.
Eugene'nin hayvanlarını gömme kisvesi altında genç Ned, "dili düzgün dönmeyen" arkadaşı için bir tane daha hayır işi yapmaya karar verdi.
Sabía que devolverle sus amigos a Eugene significaría que dos criaturas inocentes tendrían que morir...
Ned, Eugene'nin arkadaşlarını geri getirmenin iki masum canlının ölümünü gerektirdiğini biliyordu.
Pero fue pillado en "fraglante delito" por un tal Eugene Mulchandani, que inmediatamente se unió a él en el acto.
Ancak gördüğü anda anında kendisine katılan Eugene Mulchandani, tarafından iş üstündeyken yakalandı.
Ned y Eugene no estaban preparados para lo que ocurrió después.
Ned ve Eugene daha sonra olacaklar için hazırlıklı değildi.
Una traducción de : marijose, solovoy y Fry Corrección y ajustes : Fry
Lhuntarn Tam da bu sırada, Longborough Erkekler Okulu'nda, küçük Ned, Eugene Mulchandani'yi savaşa gitmek için ikna etmişti.
Al aproximarse a su primera fatalidad de combate, el radar emocional de Eugene se vio abrumado, forzando una retirada apresurada.
Bizimkiler ilk harp kazalarına yaklaşırken Eugene'in duygusal radarları zayıf düşüp, ona hemen havlu attırmıştı.
La misma firma de Eugene Schemidt, sobreviviente de la bomba del 2001.
2001'de, Eugene Schmidt'in, bombalı saldırıdan kurtulduğu şirketle aynı.
El personaje de Eugene, un inventor, está inspirado en mi padre.
Mucit Eugene karakteri ise babamı temel alır ben 15 yaşındayken öldü.
Eugene Maddox, un camionero del ayuntamiento de Rockaway y Leland Stottlemeyer, un oficial altamente condecorado de la policía de San Francisco.
Eugene Maddox, taşra kasabasından bir kamyon şoförü. Ve Leland Stottlemeyer. San Francisco Polisinden oldukça başarılı bir polis memuru.
Eugene Maddox.
Eugene Maddox.
Escuche... necesitamos ver las copias de la transcripción original de la corte... del caso de Eugene Franks.
Eugene Franks Davasının orijinal mahkeme kopyalarını görmeliyiz.
Posesiones varias, efectos personales de Eugene... que encontramos luego que fue arrestado.
Muhtelif el koymalar, tutuklandıktan sonra bulduğumuz Eugene ait özel eşyalar.
Un comprobante de empeño a nombre de Eugene... unos días antes de que fuera arrestado.
Rehin fişi tutuklanmadan bir kaç gün önce Eugene adına düzenlenmiş.
Veamos que es lo que empeñó Eugene y nunca fue a buscar.
Eugene'nin rehine bırakıp hiç geri almadığı ne var bakalım, değil mi?
Veo a Eugene.
Eugene'i görebiliyorum.
Siempre pensé que Eugene iba a usar el auto en su plan de la bomba.
Her zaman, Eugene'nin bomba suikastında araba kullanacağını düşünmüştüm.
Este pequeño gatito nos va a hablar sobre el Eugene... de hace 30 años.
Bu küçük pisipisi, bize 30 yıl önceki Eugene'i anlatacak.
Como puede que haya oído, el fiscal del distrito recientemente... anuló la condena del caso de las bombas de Eugene Franks...
Duymuş olabileceğiniz gibi, Bölge savcılığı, kısa bir süre önce Eugene Franks bombalama davasını bozdu.
Bueno, estamos buscando información... sobre unas cuantas personas que podrían haber colaborado con el viejo Eugene.
Eski Eugene ile çalışan bir kaç kişi hakkında bilgi topluyoruz.
Sr. Pookie, puedo ver a dos de los socios criminales de Eugene... un hombre y una mujer... peligrosos, altamente cualificados, con armas de guerra.
Eugene'in iki arkadaşını iş başında görüyorum, biri erkek, bir kadın, Orduya ait silahlarla tehlikeli ve çok becerikliler.